Serkan Kurtuluş

Sivasspor maçı sonrası Emre Güngör'ün sağ bekte başarılı olamadığını, o bölgede büyük zaafiyet yaşattığını, Sabri'nin yokluğunda o bölgede Serkan Kurtuluş'un denenmesi gerektiğini söylemiştim. Ancak görüyorum ki Galatasaray taraftarının büyük bir çoğunluğunda Serkan'a karşı bir güvensizlik, bir ön yargı hakim. Bu konuyu irdelemek istiyorum biraz.

Serkan'ın transfer hikayesini az çok hatırlıyorsunuz. Sözleşmesini uzatmayı reddettiği için PAF takıma sürgünü, orda da takımla antreman yapmasına izin verilmemesi transfer zamanı konuşulmuştu. Bu da 18 yaşındaki bir oyuncunun kondisyonunu ciddi şekilde etkilemişti elbette. Buna rağmen UEFA Kupası 1.turunda Bellinzona'ya karşı forma bulan Serkan'ın kondisyon ve güç eksiği açıkça görülüyordu. Top tekniğiyle sağ tarafta hücuma destek verebilecek bir oyuncu olduğunun sinyallerini görse de ilk izlenim olarak Galatasaray taraftarlarını tatmin etmekten uzaktı. O gün bugündür Serkan ismi geçtikçe irkilen insanlara rastlıyorum. Kadroda o bölge için tercih edilen ilk üç oyuncu sakatken süre alabilmesi gerektiğini söylemek bile marjinal bir fikirmiş gibi tepkiler alıyor.

Sivasspor maçı özeline dönelim. Sabri Sarıoğlu'nun yokluğunda Serkan'ın ilk 11'de maça başlayabileceğini düşünmüştüm. Michael Skibbe deplasman koşullarını ve rakibin sertliğini düşünerek sağ tarafa stoper kökenli Emre Güngör'ü monte etmeyi planlamış, bu da geçerliliği olan bir plan olarak kabul edilebilirdi maç öncesi. Ancak sahada gördük ki bu plan beklendiği gibi işlemeyi kenara koyun, yanından bile geçmiyor. Bir bekin asil görevlerinden olan arka tarafına atılan toplarda rakibi topla buluşturmama konusunda bir çok hata yaptı Emre, bunlardan 3 net gol pozisyonu çıkardı Sivasspor. Özellikle Musa Aydın'ın kaçırdığı bir pozisyon var ki evlere şenlik. Eğer o pozisyon gol olsa Emre Güngör'ü de sorgulamayı beraberinde getirebilirdi bu.

İşin savunma yönünü bir kenara koyarsak bile Galatasaray'ın sezon başından beri oluşturduğu sistemin zayıf noktası oldu Emre Güngör. Ofansif anlamda en ufak bir girişimi yoktu, bu da sağ tarafın tamamen işlemez hale gelmesi demekti. Arda ve Hakan'ın sol kanat varyasyonları dışında bir hücum alternatifi geliştirememesine sebep oldu bu da. Sivasspor da boş bir takım değil, Galatasaray'ın sadece sol taraftan gelebildiğini görünce kademelerini bu bölgeye kurup Arda'nın yaratıcılığına da sekte vurdular. Bir ara öyleydi ki Sivasspor'un sol beki ve kanadı sanki merkez oyuncusuymuş gibi davranmaya başlamıştı. Orda bomboş bir koridor var ama ne Barış ne Emre oraya gitmeyi aklından geçirmiyor bile.

İşte bu noktada eleştirim var Michael Skibbe'ye. Serkan Kurtuluş madem sağ bekte 4. tercih bile olamayacak durumda, o zaman kadroda tutulmasının anlamı nedir? Madem bu oyuncu kadroda, neden önündeki oyuncu bu kadar kötü bir performans gösterirken 120 dakika boyunca düşünülmez? Aynı şeylerin başka oyuncular adına da söylenebilir olması Skibbe için eksi nottur benim gözümde.

Bu yazının ana fikri Serkan Kurtuluş ilk 11 oynamalıdır değildir, bunu son kez tekrarlamış olayım. Serkan'ın yaşı burda önemli değil, eğer bir oyuncu kendi bölgesindeki 4. alternatif kötü oynarken yedekten bile giremiyorsa o oyuncunun kadroda tutulmasının anlamı yoktur. Benim Sivasspor maçından çıkarımım budur. Pişmesi lazım deyip kestirip atmak herkesin kolayına geliyor ama işte bu yüzden 25 yaşındaki milli oyuncumuza bile genç deniyor bu ülkede...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

6 yorum:

Adsız dedi ki...

kendisi kesinlikle bir sağ bek değil. asıl bölgesi orta sahanın sağı ve ortası. sağ beke alternatif olmasını beklemek yanlış biraz. sabri'den çok barış'a alternatif olabilir ancak.

pclion dedi ki...

Ben de Barış'ın bek olabileceğine inanmıyorum. Enerjisini doğru yönlendiremiyor sağ bekte, ayrıca kademelerde büyük problem yaşıyor. Nonda'lı 3-5-2 denemelerin hepsinde Barış kendi performansının altında kalmıştır, bunun nedeni savunduğu alanı nasıl savunacağını bilmemesi.

Serkan Kurtuluş sağ kanatta daha etkilidir, kesinlikle katılıyorum ama sağ bekin 4. alternatifine de Emre'den önce kesinlikle Serkan'ı yazarım...

caglarkeceli dedi ki...

bence doğru bir teşhis
bu durum bence alpaslan erdem içinde geçerli volkan yaman gibi geleceği olmayan ve galatasarayda oynayacak kapasitesi olmadığını düşündüğüm oyuncuya tercih ediliyor
skibbe buraya gelirken ne beklentilerle geldi genç oyuncu yetiştirmesi ondan olan beklentilerden biriydi ama skibbe yetiştirmeyi bırakın böyle bir şansı genç futbolculara sunmuyor hem tercihlerini tecrübelilerden yana kullanıyor bence bu konuda sınıfta kaldı bu durumun değişmeyeceğini sivas maçında gördük mevkisi orası olmayan emre güngörü orada oynatarak belki emre güngör futbol hayatındaki ivmesinin aşağıya doğru gitmesine sebep olabilecek bir hamlede bulundu

Sacit Tekin dedi ki...

Burada Skibbe'yi suçlamak çok da manalı değil çünkü Serkan ı trasnfer eden kendisi değil. Muhtemeln serkan ın varlığından bile haberdar değildi, çünkü geleli daha 2 ay olmuştu Serkan transfer olduğu zaman. Kurtuluş un trasnferi biraz acelecilik ile bezeli (sağ kant için alternatif kalmayınca) bir Adnan Sezgin transferidir. Potansiyel olarak bu çocuğun GS de geleceği olduğuna kesinlikle inanmıyorum, çünkü sağ kanatda oynamaya dail hiç bir meleke gösterememiştir.

Serkan özelinde Galatasaray'ın yapmış olduğu yerli transferlere göz atılırsa aslında yıllardır ne kadar isabetsiz transferler yapıldığı görülecektir. Volkan Yaman gibi hangi akla hizemt alındığı belli olmayan bir oyuncu, Yaser gibi gerçekten gelişme potansiyeli olmayan, Ferdi gibi yetenekli olsa da fiziğinin geliştirilemeyeceği göz önüne alınır ise ciddi bir rekabet içerisinde olan bir takımda forma şansı bulamayacak bir oyuncunun transferi sorgulanmalı. Üstelik daha önce kendi bloğumda da defalarca yazdığım hatta buradaki bazı yorumlarda da karaladığı gibi Alt Yapı da bu adamlardan daha yetenekli adamlara sahip iken.

Skibbe konusuna gelince, zaten kendisinin almadığı bir oyuncu Serkan ve muhtemelen O da çok bir şey bulamadı. O nedenle şans bile vermiyor.

Gençleri kullanma konusuna gelince, eğer Türkiye de antrenörlük yapıyorsan bu kadar başarı aşığı, sabırsız yöneticilerin, ynetimlerin bulunduğu yerde ilk amacınız geleceğinizi garantiye almaktır, orada kulübün geleceğini falan düşünmezsiniz. Şimdi, Skibbe ile zaten başta 1+1 yıllık sözleşme yapılmış, üstüne 2 ay sonra yardımcıları gönderilmiş var mı daha ötesi. Ortada güven denen bir şey kalmamış, o vakitten sonra yapılacak şey bir teknik direktör adına en ugun kadro ile maça çıkıp fazla risk almadan üzerinizdeki baskıyı en aza indirmektir. Zaten 1+1 yıllık bir sözleşmeniz var iken gelecek sene kalma ihtimalinizin düşük olduğu bir yerde kullanmayacağınız oyuncular yetiştirmeyi düşünür müsünüz? O nendele Skibbe nin genç futbolcu yetiştirme konusunu düşünecek durumu kalmamıştır, daha doğru bir ifade ile adamın bunu düşünmesine Polat&Sezgin imkan vermemiştir ki onların da genç futbolcuları çok düşündüklerini sanmıyrum. Hep ağızlarda bir Alt Yapı ifadesi avr ama ortada sonu. yok. Bu şartlar altında en az suçlanacak adam tüm defolarına rağmen Skibbe'dir.

Özetle, futbol yönetimlerimiz ciddi şekilde arızalı. En büyük kulüplerde bile işler nasıl yürüyor görüyorsunuz. Devrim şart bu sisteme, sistematik ve planlı bir işleyiş kurmak şart, yoksa bu kafa ile ancak yıldan yıla aldığınız şampiyonluklara sevini, o şampiyonluklara yaptığınız "Çıldırın" türünden marşlar ile çoşarsınız, daha da öteye gitme bu mutluluk tablosu.

apaç dedi ki...

müslim can vardı ya bi ara, işte onun 89 çıkışlı olanı bu çocuk.

transfer olduğun gün parma'nın blogunda, ''aynısından alt yapıda 50 tane var, gereksizin de ötesinde bir transfer'' demiştim.

bugün bir kez daha söylemiş oldum.

kadroda tutulmasının sebebi de kendisine verilen 1 milyon avroluk saçma ücret.

yoksa değil beylerbeyi'nde paf ta dahi 11 yapamaz.

iddiadan fazlasını ediyorum.

Gala's dedi ki...

serkan bu zamanda oynamaycaksa ne zaman oynayacak. oynatılması gerekir. en azından oynamayacağı maçlarda pafta oynasın. veya maçların son 20 dakkası oyuna alınsın.

Related Posts with Thumbnails