Bizi Kocaelispor maçına getiren süreci irdelediğimizde hem yönetim (idari ve teknik) hem de futbolcular özelinde zincirlenme yanlışlar, hatalar yapıldığını görmek zor değil. Ancak sinir bozucu olan nitelik ve derinlik olarak rakiplerine göre bir adım önde olan Galatasaray kadrosu, bütün bu problemlere rağmen bugün rahatlıkla zirve yarışının en büyük adayı olabilirdi. Olmadı. Maç yazısında da değindiğimiz üzere biz de bu olmayışın nedenlerine inmeye çalışacağız öncelikle.
Burda ilk olarak transfer sezonuna bir dönüş yapmak gerekiyor. Orda bir tespit yapmıştık, neydi? Şampiyonluk kazanmış, gelişmekte olan bir yapının devamı olmayacaktı bu seneki Galatasaray. Belki bireysel anlamda oyuncu kalitesi yukarı çıkmıştı ama kalecisinden, defansına, kanatlarına, forvetine kadar değişmiş bir takımdan söz ediyorduk artık, yani bir uyum süreci kaçınılmazdı. Bunun yanısıra geçen seneden kalan çekirdek kadronun Euro 2008 sebebiyle sezona dinlenmiş ve zinde bir şekilde başlayamayacağını, bunun da zaten uyum sürecine girmesi gereken takıma problem çıkaracağını Galatasaray'ı yakından takip eden herkes tahmin ediyordu zaten.
Alışma sürecinde şansı yaver gitmedi takımın. Şampiyonlar ligi elemesinde Aykut'un da katkısıyla sert ve rakibi bozmak konusunda uzman bir rakip olan Steaua Bükreş'e tosladı takım, aslında beklenen sonuçtu. -her ne kadar hislerimize hakim olamayıp zamanında atıp tutmuş olsak da- Ligde ise yerlilerin soluklandığı dönemde takımı sırtlayan yabancılar olmuştu. Lincoln-Kewell-Baros üçlüsü gol paslarını atan, pozisyonları bitiren oyuncular oluyordu genelde. İşte bu noktadan sonra geçen seneki şampiyonluğun öne çıkan kahramanlarında rahatsızlık baş göstermeye başladı. Bu üçlünün yaptıklarını rol çalmak olarak gördüler, oyuncuların medyadaki sözcüleri konumundaki Küçük Hakan da benzer minvalde şeyler söylüyordu zaten.
Takımda sol kanat krizi patlak verdi haftalar ilerledikçe. Harry Kewell sol kanada geçince Arda Turan pasif-agresif bir tavır aldı bu duruma karşı. Oynamadı demek belki haksızlık olur ama sağ tarafta kendini geliştirmemekte, kendini sol kanat olarak tanımlamakta ısrarcı oldu, bunu gurur meselesi yaptı. Halbuki Kewell ondan daha iyi olduğu için yapılmamıştı bu değişiklik, Arda'nın yetenekleri kanat değiştirmeye daha uygun olduğu için yapılmıştı. Bunu başarmak istese rahatlıkla yapabilirdi Arda, beklenen Avrupa kariyerine de katkı yapacaktı aslında sağ kanat değişikliği. Bu da olmadı.
Daha sonra kaptanlık mevzuunda dedikodu mahiyetinde olan bu konu Arda Turan gibi takımın en önde gelen yerli oyuncusu tarafından açıkça dillendirildi. Ben bu takımda 2. kaptan olmam diyordu Arda, meydan okurcasına. Yönetim bu çıkışı sırf Arda Turan yaptığı için ufak tefek uyarılarla geçiştirmeyi tercih etti, başka bir oyuncu bu tarz bir çıkış yapsa muhtemelen çok daha sert bir tepki görecekti yönetimden. Ancak bu uyarılar sorunu bitirmekten uzaktı. İkinci yarının başlamasıyla bu daha da su yüzüne çıktı. Sivasspor maçına sakat olduğu için gidemeyen Lincoln hakkında yerli oyuncuların söylediği bazı sözleri duyar olduk. Medyadaki söylemlerden pek de farklı değildi yerli oyuncular arasındaki inanış. İşte sınırı aştıkları nokta da buydu, kişisel hırslarını Galatasaray'ın önüne koyuyordu bu oyuncular. Zamanında Emre ve Okan liderliğinde Jardel'e yapılanlar bugün Lincoln'e, Baros'a, Kewell'a, Meira'ya yapılıyor. "Biz şampiyon yaptık, bunlar üstümüze oyuncu getiriyor" düşüncesindeler.
Geçen seneki istekleri, iştahlarıyla bugünkünü karşılaştırdığımızda çok net görebiliyoruz bunu. Başlarında Skibbe değil Kalli vardı, o da oyuncuları hırslandıran, motive eden bir hoca değildi hatta takımı baltaladığı konusunda görüş birliği vardı neredeyse herkeste. Geçen seneki Servet, Arda, Sabri vs. oyunculardan eser yok. Takım tamamen kamplaşmış durumda. Bu kamplaşmada başını çekenin en sevdiğim oyunculardan Arda'nın olması ise en içimi acıtan detaydır burda, sadece onu söyleyeyim fazla uzatmadan.
Bu noktaya gelinmesinde yönetimin de payı var elbette. Onların hatası büyümeyi planlayamamaktı, yapılanmayı bozmadan üstüne ek yapmayı beceremeyip tamamen farklı bir kadro oluşumuna gitmekti. Bunun geçtiğimiz seneki rollerini kaybedecek oyuncuları etkileyeceğini hesaplamadan, FM oynar gibi her ortalama mevkiiye yeni yabancı transferi yaparak hata yaptılar. Meira öncelikli bir ihtiyaç değildi takım için, her ne kadar kendisine hayran olsam da Harry Kewell için de geçerli bu. Bu transferleri iki sene içine yayabilseler bu krizin onda biri yaşanmayacaktı muhtemelen. Bu saatten sonra bu kadronun birlik olması zor, Bülent Korkmaz'ın getireceği hava da bir yere kadar. Sene sonunda özellikle yerli cephesinden ayrılıklar olabilir, başta Sabri ve Ümit Karan olmak üzere. Bunlara Avrupadan tatmin edici bir teklif gelirse Arda bile eklenebilir ancak onun bir sene daha kalacağını sanıyorum takımda. Gelişmeleri merakla bekliyorum.
2 yorum:
Sabri,Ümit başta,eğer bu işlerle alakaları varsa Ayhan,Hasan Şaş,şu dakika kadro dışı bırakılmalı.Arda'nın yaşına verirsek fena halde kulağı çekilmeli,olmadımı,oda gönderilsin.Bu yaptıkları,Galatasaray'a,ekmek yedikleri kapıya ihanettir.Bunun bir bedeli olmalı,hemde ağır bir bedeli.Bugün bakıyoruz hepsi yine idmana çıkmış.Ya yabancı oyuncularımızı ve avrupada başarı umutlarımızı yiyecekler,ya Bülent'i.Tercihi hoca yapacak.
Umudum yok,ama umarım temizliğe en kısa zamanda gidilir...
son pagraf hariç harika br yazı ve çok doğru tespitler.Tebrik ederim.
Yorum Gönder