Gaziantep-Galatasaray Serisi & Sonrası

Maç lig maçı değil NBA play-off serisi beşinci maçıymış hissiyatıyla oturmuştum ekran başına. Bir karşılaşmanın gidişatı çeşitli sapmalara meyledebilir. Bir kırmızı kart olabilir ya da hakem hatasıyla bir gol yenilebilir. Değerli bir oyuncu o maçta formsuz olabilir. Ancak Galatasaray bir buçuk ay içinde üçüncü Gaziantep deplasmanına çıkarken, anlık performanslara sığınacak durumda değildi ve Gaziantep'in 1-0'ı bulup oyunu istediği kıvamda, hiç zorlanmadan galibiyetle tamamlamasının hiçbir bahanesi yok.

Yekta Kurtuluş, Emmanuel Culio, Bogdan Stancu... Bu üç adam transfer olalı bir ayı geçti, geçmedi ama her maç takımın en iyi 4-5 oyuncusu içerisinde yer alıyorlar ve Galatasaray buna rağmen deplasmanlarda puan dahi alamıyor. Bu sebeple Hagi'nin maç sonunda yaptığı, "Bugün günümüzde değildik" açıklamasının yüzeysel bir geçiştirmeden öte olduğuna inanmıyorum. Muhtemelen takımı medya önünde yermek istemediği için böyle bir açıklama yaptı ama şu mantığın tutulur tarafı yok. Hele ki rakip Gaziantepken...

Gaziantep maçları hem belli bir dönemi kapsadığı, hem de sağlama imkanı verdiği için önemli. Tolunay Kafkas'ın takımı istisnasız her maç Galatasaray'ın defansıyla orta sahası arasına Popov, Wagner gibi teknik ve topla kat eden oyuncuları sokmayı bildi ve bir dönem yoğun bir şekilde Galatasaray'ı yarı sahasına kilitledi. İkincisi Cenk ile Sosa, göbek ikilisinin zaaflarını ortaya koydu ve oradaki kopukluktan pozisyonlar üretildi. Daha da önemlisi Galatasaray'a yüzü dönük ve hızlı çıkma imkanı verilmedi ki bu Türk Telekom Arena'da daha farklı maçlar seyredebilmemizin temel nedeniydi.

Sorunları herkes görüyor, çözümün ne derseniz inanın şu an kadro içinde yapılacak hiçbir icraatın Galatasaray'ı bugünden çok farklılaştırabileceğine kendimi ikna edemiyorum. Zor, hatta imkansız. O yüzden hatasıyla, sevabıyla bu takımı -şimdilik- kabullenip önümüzdeki seneye hangi parçaların kalacağına karar verilme sürecinde olduğumuzu düşünmek en doğrusu ama en büyük soru işareti de bu.

1- Oyunculara yakın olduğu için her türlü yetersizliği ve çapsızlığı görebilen Gheorghe Hagi, doğru bir ayıklama ve ayrım yapabilecek mi?
2- Hagi'nin doğru tespitleri ve kararlarını mevcut kadronun iyi olabileceği yanılsamasına sahip olduğu her halinden belli olan, daha da acısı yolunu kaybetmiş gibi görünen bu yönetim ne kadar uygulayabilecek?

Galatasaray'ı 90'ların ortasından beri sıkı bir şekilde takip ederim, benim hatırladığım en büyük ve net krizin içindeyiz ve bu soruların cevabı aslında hepimizin biraz ideallerinde yaşattığı Galatasaray'ın gerçek hayatta ne kadar karşılığı olduğunu da göstermiş olacak. Galatasaraylılar şu saatten sonra galibiyet değil ortak akıldan üretilmiş, belli bir tutarlılığı olan icraatlar bekliyor...

Gaziantepspor 1-0 Galatasaray

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

4 yorum:

Burak Eren dedi ki...

Cenk Tosun'un söylemleri için ne diyorsun?

pclion dedi ki...

Bence sürpriz bir şey söylemedi. Akşama onunla ilgili de yazarım...

Burak dedi ki...

Sürpriz söylemedi ayrı konu da, doğru olanları mı söyledi sence :)

chemsjheer dedi ki...

bu takımı bu haliyle kimse gitmeden bir tek ibrahimoviç adam eder.bu adamın arkasına bam bile olsa kalede ufuk bile olsa hakan balta her zamanki oyununu oynasa bile bizi bir kademe yukarı ancak o taşır.yoksa mevcut hoca oyuncular ve yönetim 2 sene beklemeli başarı için.Hadi zlatan alındı (imkansız ötesi) diyelim onunda yapması gereken 3 şey var.
1) antrenmanda sakız çiğnememek
2)hagi fiziği kuvvetli ayaklarına hakim diye ön liberoda oynatırsa karşı çıkmamak.
3)yine haginin o varken anılı forvete koyup onu yedekte oturtmasına kızmamak.
bu hoca bu yönetimle bi cacık olmaz bu takımdan

Related Posts with Thumbnails