Musa Çağıran & Galatasaray

Galatasaray'da son gün transferi olarak Ali Turan beklenirken sürpriz bir biçimde Altay'ın 19 yaşındaki oyuncusu Musa Çağıran gündeme düştü. Altay Başkanı'nın çeşitli yayın organlarına verdiği demeçlerden sonra çok heveslenmiştim, transfer resmi siteye de düştüğüne göre söylenenlerin birçoğu doğru olsa gerek. Musa'nın çıkışını önceden öngörüp Altay'ın mali sıkıntısının da yardımıyla transferi 1 milyon TL gibi bence Türkiye futbol ortamı şartlarında sudan ucuz bir bonservisle bitirmek nerden bakarsanız şahane bir iştir. Sadece Haldun Üstünel'in transfer bitiriciliğinin değil, son 8-9 yılda bu stratejiyi kurgulayan, buna rağmen ligin en kaliteli yerli kadrolarını Galatasaray'da toplamayı başaran sistemin bir sonucudur bu. Daha geniş ve detaylı bir yazı yazarız bu konuyla ilgili önümüzdeki günlerde, sözümüz olsun. Bu yazının konusu Musa Çağıran.


Musa Çağıran hakkında söyleyeceklerimi temelde birkaç ay önce belirtmiştim yukarıdaki yazıda, o dönem kulağıma daha çok Fenerbahçe'nin onu sıkı takip ettiği haberleri geliyordu. Altay'ın Semih Kaya transferi dolayısıyla Galatasaray'la ilişkilerinin limoni olduğunu da düşününce epey ümitsizliğe kapılmıştım bu transfer adına fakat Galatasaray gerçekten iyi bir iş çıkarıp fazla da bonservis kaptırmadan transferi bitirmiş. Fenerbahçe'nin de oyuncuya talip olduğu ancak Galatasaray'ın daha fazla bonservis ödemeyi kabul ettiğini söylemiş Altay Başkanı ki bu da fazlasıyla ilginç bir detay. Yıllarca bu tip ufak detaylar yüzünden çok oyuncu kaptırmıştır Galatasaray, en akılda kalan örnek Gökhan Gönül'dür. Ondan önce de Tuncay Şanlı vardı mesela. Beşiktaş'la da benzer sürtüşmeler yaşandı ancak fazla ses etmeden rakibin de talip olduğu bir oyuncuyu bitirmek kayda değer bir not.

Musa'nın farklılığı nedir dersek ben iki temel noktaya vurgu yapabilirim. İlki doğuştan gelen futbola uygun fiziği. Ülkemizde teknik kapasite olarak çok üst düzey oyuncular yetişiyor belki ama zirve futbola uygun fizikler çok daha nadir, gen havuzumuzdan kaynaklı bir durum bu. Musa Çağıran, Galatasaray'a benzer şekilde Dardanel'den katılan Mehmet Topal gibi farklı bir gelişme opsiyonu sunacak Galatasaray'a. İkincisi Musa Çağıran, genç yaşına rağmen müthiş bir özgüvene sahip. Bu altyapıdan üste geçişte bana göre en önemli kriterdir. Kendisine güvenmeyen oyuncu üst düzeyde var olamaz. Arda Turan'ı en az kendisi kadar yetenekli takım arkadaşlarından ayıran da tam olarak buydu. Musa'yı bir kere izleyin ya da bir açıklamasını okuyun, demek istediğimi anlayacaksınız.Bu iki özelliği bir araya getirebilen bir oyuncu teknik açıdan eksikleri olsa da zamanla ve tecrübeyle bunu aşıp komple bir futbolcuya dönüşebilir. Musa Çağıran'ı özel kılan da budur. 90 doğumlu bir oyuncunun Bank Asya gibi fiziksel bir ligde, böylesine zor bir mevkide bu kadar iyi bir çıkış yapmasının sebebi bu. Bunun yanına bir de skorer kimliğini ekledi ki Bank Asya'da attığı gol sayısı şimdiden 5. Bir önceki yazıda da bahsettiğim gibi bu gollerin 4'ü kafayla atılmış. Tesadüf de bu ya, sırf onu izlemek için açtığım Giresunspor maçında iki kafa golü atıp bir de kaleciden kafa topu alarak son dakikada takımının penaltı almasını sağlayan oyuncu olmuştu. Daha göz önünde olduğu Fenerbahçe kupa maçında da Burak'la beraber takımın en dikkat çeken oyuncularından biriydi.

Musa'nın takıma katılması sezon sonunda olacak anlaşmaya göre, Altay'la sezonu tamamladıktan sonra kadroya katılacak. İkinci devre de oynamaya devam etmesi Galatasaray ve Musa için belki avantaj fakat şu gün gelmesini ben kendi adıma tercih ederdim, hele orta sahanın şu halini gördükten sonra. Bugün bile formayı alabilme şansı vardı fakat transferin sezon sonuna kalmasındaki temel etken Altay'ın onun boşluğunu dolduramayacak olmasıydı sanırım. Onu Galatasaray forması içinde görmek için sabırsızlanıyorum açıkçası, açıklamalarına bakarsak Musa da öyle. Yeni bir Mehmet Topal etkisi görmeye hazırlanalım derim...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

22 yorum:

güvenegüvene dedi ki...

Çok umutluyum bu çocuktan, açıkçası başka takıma gidecek diye bende endişelniyordum.

Özellikle Giresun maçında çok iyi oynamıştı.Maçın atmosferinden dolayı çok sert maç olmuştu buna rağmen iyi oynamıştı.

Hayırlı uğurlu olsun gelecek adına çok iyi bir transfer...

Jordi Metal dedi ki...

Aslında bizim yönetim bu tarz oyunculara pek eğilmezdi :) ilk defa 17 yaşındaki bir oyuncuya iyi bir meblağ ödeyerek alıyor. Aslında bende geçen sene önermiştim blogumda Musa'yı. Umarım gelecekte faydası olur. Bu transfere ayrıca Mehmet Topal'dan kar edebilmek için yapılmış bir transfer olarak bakıyom. Malum Mehmet'in piyasada ederi 6-8 milyon euro olunca oldukça karlı bir yatırım MUsa.

Leopold Raskolnikov dedi ki...

umut kırmak istemem ama çok gördük böyle oyuncular daha sezon başı kampında ya kiralandılar ya da yollandılar o yüzden beklemek gerek bu arada forvetsizde kaldık hadi bakalım hayırlısı

onurgs dedi ki...

Merhabalar
Açıkçası çok fazla bilgim yok fakat altayın geçenlerde bir maçını seyretmiştim altay 3-0 yenildi şahsen o sıralarda haberim bile yokdu bu çocuğun dünyada olduğundan ama anında dikkatimi çekti çünki sahadaki bütün altaylı futbocuları yaptığı tek şey topu alıp musaya vermekti ben Türkiye de
20 yaşında olupda bu kadar ii fiziğini kullanan bi futbolcu görmedim tabi hemen aklıma kazındı Musa ismi maç bittikten sonra tesadüfen NTVsporu açtım bi de ne göriyi Altaylı Musa GS de..!

mirmak dedi ki...

Galatasaray doğru yolda ilerliyor, işte böyle transferle gerekli, hatta altyapıya daha alt yaş gruplarına transferler yapılmalı.

altyapıya da fundamental özellikli koçlar kazandırılmalı.

Totalfutboll dedi ki...

Gelmeden önceki açıklamaları çok yanlış.Tamam genç bir oyuncu ama ne olursa olsun böyle bir açıklamama yapmamalıydı.Şimdi takıma katılacağı zaman nasıl anlaşalacak Abileriyle...




Totalfutboll.blogspot.com

Adsız dedi ki...

Ayhan, Mehmet Topal, Barış düz oynuyorlar, gittiğimde formayı alırım" anlaşma olmadan önce demiş.

Kendine güveni var iyi bişeyde

Hele bi gel ondan sonra.

sembolist dedi ki...

Uğur, son maçların verdği (u)mutsuzluk ve artık kodlrımız haline gelen kronik uzun sakatlıklar,(kewel-baros-sabri-jo vs) oynanan anlamsız futbol,amaçsızca şişirilen toplar vs vs..Hani Titanic'in buzadağına çarpacağı belli olduktan sonraki itiraf edilemeyen o 'kötü'
son varya,o sonu bekliyoruz tüm Galatsaraylılar olarak..Düşünesene,artık maçların ilk 20 dakikasında uyguladğımız(cihanla-orhanla dahi bunu başarıyorduk) ve bir gelenek olan baskıyı bile bırakır olduk maçlarda..
Kayserideyim,yarınki maça gidcem,sadece ama sadece Gs armasını izlemek için..(yeneriz-yenilirz umrumda değil)

Şimdi bu postta niye bunları yazdım bilmiyorum ama,bi çeşit iç dökme olarak yorumla,ya da 'belki şehre bir film gelir,bir güzel orman olur' dercesine Musa'yla umutlanmak istedğim için yazdım.

eyvalah...

ek dedi ki...

Yahu acele etmeyelim ne olur - bence oyuncuları pişmeden mesih ilan ediyoruz – kendi iluzyonlarımıza gőre onları kurban ediyoruz ve onlarıda bu iluzyonlara inandırıyoruz - ne onlara ne bize faydası vardır. Hem gercek olabilecek hayalleri hem cocuklari gomuyoruz: Emre Gűngőr, Mehmet Topal , Arda, hatta Sabri daha hic bir sey kanitlamiş degiller. Emre,Okan,Hakan’larin mirasını daha őte taşımalılar bunlar: yani Avrupa takımlarında başarı gőstermek, Avrupa kupası kaldırmak vs.
Sabredelim, inanalım – ama asla birbirimizi kandırmayalım.

ci y ar bi dedi ki...

yeri değil belki ama birşey sormak istiyorum;

MELİH ŞABANOĞLU neden yazmıyor gayin-sin'de ?? bi sorun mu var acaba??

CEVAP bekliyorum...

Ulaş Anlı dedi ki...

yasin pehlivan işi yattı herhalde yada stoper için düşünülüyo emre güngör ve emre aşık ayrıldıktan sonra

brs dedi ki...

kesınlıkle dogru yazmıssın benb izmir gaziemırde oturuyorum altay tesıslerı 500 mt mesafede ve bu cocouk kesınlıkle kendıne cok guvenıyo emın olun kı yenı bı mehmet topal gelıyo hatta hucum performansı dahada ıyı musanın bu cocuk takıma alısınca dırek oynar takımda ben takımda ayhanı sag acıkta barıs ozbegı sag bekte emre gungoru sol bekte ugur ucarı gormek ıcın heyecanlanmadım transfer donemınde rejkarrd kesınlıkle bılerek bıseyler yapıo son ıkı mactır kadroları gorunce hayal kırıklıgına ugruyorum ve umuyorum dusundugum gıbı olmaz yıne hayak kırıklıklarıyla dolu bı ıkıncı yarı bızı beklıo dıye dusunuyorum ama umarım bole olmaz ve ben yanılırım ı love you harry kewell..................

Adsız dedi ki...

Uğur maç yazın nerde?
2 gündür 50 defa açtım burayı:)canın sğolsun
sembolist(mesut)

pclion dedi ki...

Mesut, iki gündür şehir dışındaydım, o yüzden yazamadım maçı. Küsüp yazmadığımı zanneden zavallılarıysa allah havale ediyorum...

onurgs dedi ki...

Yazı nerde yazıııııııııııııı
girip çıkmaktan başım ağrıdı...

Adsız dedi ki...

yeni bi mehmet topal diyenlere sevgilerimi yolluyorum.mehmet topal a geçen sene ve bu sene oynadığı maçlarda özellikle de kayseri maçında sergilediği müthiş futboldan sonra küfür etmeyenlerle ben futbol konuşmam.hala mehmet topal diyip yenisini bekliyolar bi de:)bu deveye 2m euro falan veren enayi bi takım bulursak messi gelmiş kadar sevinirim açıkçası.gerçi piyasası var 8 milyon hatta biraz sıkarsak 10 milyona bile satarız ama olsun..

karıncaezmez dedi ki...

Musa 1990 doğumludur aslen, ailesi 2 yaş küçük yazdırmış. Fiziki gelişim olarak çok beklenti olmasın diye yoksa çok önemli değil.

Erdem Karakuş dedi ki...

Bu transferin üzerinden yaklaşık 1 ay geçti. Musa Çağıran takımında düzenli oynamaya devam ediyor şu an. Transfer günü herkes blogunda bu oyuncu ve transferle ilgili yorumlar yaparken, 1 ay sonunda kimsenin sesinin çıktığını göremiyoruz. O zaman ne anlamı kalıyor bu transferi yorumlamanın? Zaten gazeteler, forumlar, insanlar kendi aralarında konuşuyorlar bunları, fark yaratan nedir burada peki?

Bir blog yazarı da çıksa dese ki "ben bu adamı takip ettim geçen 1 aylık sürede, izlenimlerim şudur, Galatasaray'a gelse şöyle bir etki yapabilir" gerçekten minnettar olucam. Ama bunları yapmayıp da transfer günü çıkıp "Musa Çağıran da genç oyuncuymuş, şöyledir böyledir" demenin gözümde hiçbir değeri yok, benim gözümden değerini bırak zaten insanların ufkunu açacak bir yönü de yoktur.

Bütün bloglara eleştirim olsun bu yorum da.

pclion dedi ki...

Erdem bey, blogger olmakla bilgisayar botu olmayı karıştırıyorsunuz sanırım. Ben de insanım ve bütün günümü blog başında geçiremiyorum. İzlediğim maçları bile gününde yazamaz durumdayken gelip burda blog dersi vermenin alemi yok.

Ayrıca Musa'yı takip ediyorum, yakın zamanda yazacağım bir şeyler ama bunu düzgün ifade etmek varken görevimi yerine getirmiyormuşum da siz de uyarıyormuşsunuz gibi söylemlere girmek çok anlamsız.

Afedersiniz, yazdıklarımın hiçbir değeri yoksa da burda ne işiniz var demek düşer bana da. Maaşımı ve diplomamı siz verecekseniz her gün bir Musa yazısı yazarım ama mümkün değilse kusura bakmayın, sadece benim boş vakit bulabildiğim zamanlarımda yazdıklarımı okuyabilirsiniz...

Erdem Karakuş dedi ki...

Sevgili pclionfc,

Yazdığım yorumun sana itham edildiğini nereden çıkardığını bilmiyorum. Bütün bloglara eleştiri olarak yazmışım onu, bu kadar üzerine alınmak gereksizdir. Artı yorumda kullandığın üslupdaki azarlama tonuna ne gerek var bunu da merak ediyorum, küfür mü ettim ben sana?

Biz sadece okuyalım, mümkünse yorum yapmayalım istenen bu mudur? Teknik direktörleri, futbolcuları, yönetimleri eleştirirken eleştirilmemek istemek nasıl bir mantığın ürünü olabilir?

"Senin istediği şeyler iyi güzel şeyler de bunları yapmak için malesef zaman olamıyor" yazmak farklıdır, "gel diplomayı sen al ben o zaman yazarım" demek farklıdır. Seni okuyan ve burada zaman ayırıp yorum yapan insanlara karşı üslubunun böyle olması bir hayal kırıklığıdır benim için. Benzer bir eleştiriyi başka bir konuda Eray Sözen'e yapmıştım ama hiç böyle bir tepki görmemiştim açıkçası. Kendisi teşekkür etmişti, yaptığım eleştiriden memnun olduğunu, insanların eleştirilerinin önemli olduğunu ve bu eleştirileri beklediğini, bloggerlar olarak bunlara önem verdiklerini söylemişti. Herkesten bir Eray Sözen, bir Melih Şabanoğlu olmasını beklemiyorum ama popüler bloglardaki "gelmezsen gelme, okumazsan okuma, ben herşeyi bilirim benimle yarışma" tarzındaki bazı tavırlar insanı üzüyor malesef.

Uzun lafın kısası bir eleştirinin karşılığı bu olmamalıydı bence.

pclion dedi ki...

Erdem bey,

Eleştirdiğiniz konu ve yorumun muhattabı direkt olarak benim, yorumu bıraktığınız yazı da Musa ile ilgili en geniş yazılardan biridir. Musa ile ilgili çok uzun süredir yazmak istiyor fakat yazamadığımdan dolayı üzülüyorken tutup da "transfer yorumcusu" diye itham edilmek (en azından benim algımda) küfür yemekten beterdir benim için.

Eray ve Melih abiyi işin içine sokmak da ne kadar doğru bilemiyorum, ikisi de yüzyüze baktığım, sürekli görüştüğüm insanlar. Ben de 'popüler bloglardan biri' değil Uğur olarak tanınırım genelde. Cevabın üslübu sert mi olmuş, evet fakat "Neden Musa hakkında yazmıyorsun" demekle yukarı bıraktığınız yorum arasındaki farkı da gözden kaçırmamalısınız. Bütün bloglara eleştiriniz varsa bunu daha farklı ifade etmeliydiniz, bence. Siz beni pclionfc olarak tanımlasanız da benim isminize aşinalığım vardı yorumlardan, kırılmanızı istemem. Aslında daha düzgün bir üslupla mail atmak istemiştim, eğer mail adresinizi bırakabilirseniz yanlış anlamaları giderebileceğimizi umarım.

Uğur...

Erdem Karakuş dedi ki...

Burada yorumlarda işi kişiselleştirmek doğru değildir bence de zaten, erdem.karakus@yahoo.com adresinden mail atabilirsiniz aslında.

Related Posts with Thumbnails