Galatasaray'ın son yıl geliştirdiği transfer stratejisinin en önemli parçası yüksek hedefleri olan oyunculara oynama imkanı vermesi ve bir vizyon ortaya koymasıydı. Böylece kolay kolay Türkiye'ye adım atmayacak oyuncuları ikna etmekte yeni bir enstrümanı kullanmış oluyordu takım. Belki herkesi tatmin etmeyebilir ama Elano böyle bir transferdir mesela, Jo ve Gio da bu şekilde. Bizler için yeni bir yol bu belki ama Avrupa'da sıkça kullanılıyor, özellikle de Dünya Kupası ya da Avrupa Şampiyonası öncesi.
Bunun en güncel örneklerinden biri geçtiğimiz günlerde Almanya Milli Takımı forması da giyen Thomas Hitzlsperger'in forma şansı bulabilmek adına takımdan ayrılmak için resti çekmesi ve Serie A'da pek iyi günler geçirmeyen Lazio'ya imza atması oldu. Thomas Hitzlsperger'i bundan bir sene önce almak isteyen bir kulüp pazarlık yapmak için bile epey sağlam bir miktarı masaya koymak zorundaydı. Bu sezon teknik direktör Marcus Babbel ile yaşadığı sorunlar ve aldığı sürenin azalması Hitzlsperger'in milli takım rotasyonunda kalmak adına transfer talep etmesini sağladı ve olaylar gelişti.
Aslına bakarsanız kulübe ve hikayeye bakınca Galatasaray'a yolu düşen Fernando Meira akıllara gelmiyor değil. Özellikleriyle, mevkisiyle tam Galatasaray'ın kalemi olan Hitzlsperger'i Galatasaray'da görmeyi çok isterdim açıkçası. Artık bir klişe haline gelmiş olan futbolun iki yönüne hakim oyuncu tanımına rahatlıkla oturan bir oyuncu. Diridir, güçlüdür, büyük bir şut tehdididir. Pasları nettir. Hayranlıkla izlediğim üç-beş adamdan biriydi Bundesliga'da. Stuttgart'da aldığı süreler azaldığından beri yan gözle bakıyordum kendisine ama Baros'un ardından gelen Kewell'ın sakatlığı, Nonda'nın gönderilişi devre arasında üç yabancı transferi yapılmasına rağmen sırayı bir türlü orta sahaya getiremedi. Transfer edilen üç oyuncudan birinin de Hitzlsperger olmasını isterdim açıkçası. Lazio iyi iş çıkarmış, hele ödenen bonservis bedelinin 1 milyon avro olduğunu düşünürsek iyice sinirine dokunuyor insanın. Keşke diyorum...
21 yorum:
11 Ocak'ta arkadaşım Cihan Şerbetçioğlu şle birlikte http://sportifcumleler.blogspot.com/2010/01/thomas-hitzlsperger.html 'da futbolcuyu detaylı analiz edip, kulübe önermiştik. Ama dediğin gibi kaçan balık büyük oldu.
Bu transferin önündeki tek engel yıllardan beri hiç dolmamış olan fakat ne şanstır ki bu transfer dönemine denk gelen yabancı kontenjanıdır. Yoksa bizimkilerin Thomas ile ilgilendiğini duymuştum bir kaç yerden.
Kendisine hayırlı olsun ne diyelim..
Türkiye gibi bir ülkede bu oyuncunun maruz kalacağı hakaretleri, lafları hayal etmek zor değil. Dolayısıyla bu oyuncunun buraya transferi zaten pratikte imkansız..
bence bir uc futbolcu degil..
gecen senelerde tabiki kötü oynamadi ama git gide düsen bir formu var ve bu formu hicbir zaman uc noktada degildi..
Alman Milli Takimini düsünmesi bile bence ilginc bisey..
Löw´ün en sevdigi/güvendigi oyunculardan birisi bu yüzden Frings gibi her yil Bremen´de kalitesini kanitliyan adami Löw bir kalemde silebiliyor ama oynamiyan Hitzlsperger hala Almanya Milli Takim kadrosunda düsünülüyor..
(Löw´ün birkac ilginc kararlari..
Kuranyi, Frings.. gibi..
Yane Galatasaray´a gelmedigine sevindim..
Aynı şekilde Rangers'lı Pedro Mendes'de böyle bir fırsattı.Sene başında NtvSpor'un verdiği Emirates Cup'ta hem Arsenal'e hem de adını hatırlayamadığım diğer takıma karşı çok iyi maçlar çıkarmıştı.O takımdan en çok defans oyuncusu Madjid Bougherra ve Mendes'i beğenmiştim.Özellikle Mendes tam ihtiyacımız olan adamdı.Ayhan'ın 2-3 gömlek üstü bir oyuncu.Bahsi geçen Thomas 3 yaş daha genç ve kısmen daha fazla Avrupa tecrübesine sahip olsa da her zaman tercihim Mendes olurdu.Bugün öğrendim ki 1,5 milyon euroya Sporting Lisbon'a gitmiş.
devamlı aynı tip oyunculara yapılan yatırımın cezasını cekerken ah thomas H ,neden almadık diyeceğiz malesef... inanılmaz bir durum var ortada mmustafa sarpla koskoca orta saha idare edilmek isteniyor ama denizli gibi bir takımın orta sahası bile bizim orta sahayı perişan ediyor...
Peki bu sene aldığımız 3 yabancıdan hangisinden vazgeçerdin bu transfer için ?
Kewell sakatlanmasaydı Jo'ya tercih edebilirdim. Jo çok iyi bir oyuncu ve iyi transfer ama uzun vadeli bir transfer mi, onu göreceğiz. Hitzlsperger ise net bir eksiğimizi kapatacaktı ve bonservisiyle gelecekti. Hoş, niye böyle olmadı diye çıngar çıkaracak değilim ama bu kalibrede bir orta saha oyuncusu lazım takıma, acil...
Ugur bu konuyla alakasi yok ama gündemimizde olan baska bir konuyu sana sormak istiyorum.
Simdi Jo Everton ile EL'de oynadi diye niye EL'de mucadahadele eden bir takima transfer olunca neden oynayamiyor? Kuralin ne oldugunu biliyorum tabi ama mantigini anlamis degilim.
Böyle bir kural olmasaydi Jo'yu avrupa kupasinda oynatabilecektik mesela.
@ excellence Jo sadece bi tur oynayamayacak galiba?
Excellence, bence tutarlı bir kural sayılır yine de. Avrupa Kupalarına bir takımla başlayan bir oyuncu o kulüpte bitiriyor normalde ama UEFA bunun için bir transfer istisna belirledi, o da diğer turnuvadan sadece bir oyuncuyu bildirebiliyorsun. Bence normal bu kurallar.
Sukulacci, malesef öyle bir şey yok, bir daha liste bildirimi de yok zaten...
Ugur tutarlilik bunun neresinde. Diyelim'ki bu sene biz Sampiyonlar liginde oynuyoruz ve daha ara transfer dönemi kapanmadi. Bu pazar oynanan Arsenal-Manchester United macinda Samir Nasri, Fabregas sakatlandi ve Arsene Wenger'in sampiyonlar ligi icin transfer yapmasi sart ve listesinin ilk sirasinda Arda Turan var. Ama Arda Turan GS ile sampiyonlar liginde zaten oynadi diye Arsenal bu transferden vaz geciyor. Bu durumda kaybeden hem Arda, hem Galatasaray hem de Arsenal oluyor. Tutarlilik bunun neresinde?
Bu tabiki sadece bir örnekti ama gercekte bu senaryodan dolayi yatmis cok transfer biliyoruz.
Ozaman ulke liglerinde de böyle bir kural cikarsinlar. Her futbolcu senede tek bir takimda oynayabilsin.
Bencede çok iyi bir seçim olurdu Hitzlsperger.Bu kadar dominant bir ofansif gücüne kavuştuğumuz bu kadroda orta saha,belki ağır olucak ama kan ağlıyor gerçekten.Mustafa Sarp,Barış,Ayhan'dan medet ummak günümüz şartlarında çok zor.Scoutgs forumunda da yazdım mustafa sarp'ın iyi niyetine,dikine koşularına eyvallah ama o bunları yapsın die alınmadı gereksiz hücum sevdası yüzünden elano'nun topla oynama imkanı kısıtlanıyor,ki her zaman oyunun hücum tarafını oynadığımızda topun mutlaka elano'nun tezgahından geçmesi gerektiğini düşünen biriyim.Ayrıca defansif bilgisinin de çok kısıtlı olduğunu düşünüyorum Sarp'ın özellikle ciddi bir şekilde pozisyon alma zaafı var.Denizli maçındaki ve antep maçının son 15 dakikasındaki katkıyı(defansif) yapacaksa tamam yararlanabilirsin ama defansif katkı vermeyecekse ısrarın hiçbir anlamı yok.Yaser,ferdi,bouzid örnekleri gibi.Mustafa Sarp'a bu kadar eleştirilerde bulunup Ayhan ve Barış hakkında eleştiride bulunmayışımın sebebi,artık onlardan umudumu kesmiş olmamdandır.Leo franco'yu gönderip kaleyi aykut veya ufuk'a teslim ederek,orta sahaya yazının konusu olan Hitzlsperger,Kallstrom gibi oyunculardan birini monte edebilseydik kademe atlayacaktık kanaatimce.
ben thomas için yapılan bütün transferlerden vede kewellden vaz gecerdim keza takımın ana sorunun onun gibi oyuncuların olmamasından dolayı olduğu kısa zamanda ortaya cıkacakdır... dışarıdan bakınca porshe görünümünde içinde cürük bir motoru olan bir takımız esasen...
son not olarak elanonun box to box düşünülmesi varki bu tam bir komedi ,zaten komedi olduğunu bu hafta son derece vasat bir oyuncu olan braganın karşısında gördük...
Güzel adamdır ama transfer biraz da menajer temelli yapılır.
Galatasaray'ın transferlerinde Zahavi parmağı var.
Bu yüzden Alman piyasasına girmek için de aracı lazım.
Elano box to box oynamak zorunda
yoksa kenarda kalır
elano box to box olursa hamside kavağa cıkar...
Elano bence box to box oynayabilir ama önce yanındaki partnerinin ve arkasını kollayan adamın yeterli olması lazım. Mehmet Topal'ın iyi olduğu her maç Elano ve ikinci iç oyuncu rolünü bence çok iyi özümseyen Mustafa Sarp'la beraber vites yükseltmişti. Bu üçlüden formda ve iyi olması şartı da olan Topal'ı alıp Emre Çolak'ı ya da formsuz Ayhan'ı koyarsanız Elano tabii ki iç oynayamaz. Orta sahadaki problem Elano'dan kaynaklanmıyor bu yüzden...
boşuna elanodan box to box ortaya cıkarmaya calışmayın,olmayacak duayada amin demeyin.. adamın city macerası zaten kız gibi oynadığından erken bitti en basitinden braga gibi vasat bir oyuncu onu pas pas etti...elano nerede box to box oynamışda bizim haberimiz yok allah aşkına... elanonun oynayacağı en iyi yer çift önliberonun önüdür gerisi hikaye bile değildir...
He Uğur Şenel he...Her haltı en iyi sen biliyorsun.Artistliğe gerek yok,hele Hıncal'lığa hiç...Ne adammış arkadaş,Apaç gitti bu başladı...
bana laf atan üstelik adını ,namını bir vermekden cekinen cok bilmiş adsız arkadaş acaba elanonun gecmişinde nerede hangi klüpde box to box orta saha olarak görev alıp başarılı olduğunu yazarsa suclamaları kabul edeceğim .
Böyle tartışmalara hiç gerek yok arkadaşlar, herkes fikrini söyledi zaten, konu kapansın...
Yorum Gönder