Galatasaray'da belki de iki kanat ilk defa bu kadar dengeli biçimde işliyordu. Bekler Uğur ve Caner, oyunun ilk anından beri işin içindelerdi, ön tarafta Elano'nun sazı eline almasıyla beraber top her yöne verimli bir şekilde dağıldı. İki yarının da ilk yarım saatinde her öğesiyle hücumda iyi iş yaptı takım, kanattan indi, belki de ondan önemlisi pas yaparak rakip defansı göbekten deldi. Mustafa Sarp'ın Ömer'e nişanladığı top ve Caner Erkin'in attığı gol Galatasaray'ın potansiyelinde olan fakat repertuarında olmayan gollerdi. Sağ tarafta Keita ortalamasına yaklaşsa daha da etkili bir oyun izleyebilirdik ama üç bölgeden de rakibin savunmasına inebilmek önemli bir anekdot. Bu açıdan hücum anlamında belki de sezonun en iyi iki-üç maçından biriydi Antalyaspor maçı Galatasaray adına fakat işin bir de 'ama'sı var…
Galatasaray bu sezon zirve yarışı içindeki ekiplerden en fazla gol yiyeni, bunun defans ve orta sahadaki savunma zafiyetinden kaynaklandığı da bir sır değil. Bu maç da Galatasaray’daki savunma problemi adına o kadar net bir özet oldu. Lucas Neill adında bir oyuncu transfer oldu bu takıma ve Antalyaspor maçında açık ara takımın en iyi defans oyuncusu olduğunu gösterdi. Buna rağmen Galatasaray takım halinde bu arızayı çözme yolunda bir adım atamıyorsa ya defansın genel yapısında sorun var ya da defanstan daha büyük problemler var. Şu maçta Emre Güngör’ün yetersiz performansını kenara yazmakla birlikte bunun artık bir defans hattı problemi olmadığı bence aşikar. Takımın şu hücum performansına, savunmadaki Neill performansına rağmen Galatasaray kendi evinde 24 şut attığı maçta 3 gol atıp turu alamıyorsa ihale orta sahanın ortasına kalır, kimse kusura bakmasın.
Bu takımın başarılı olması için gerekli şartların ilki orta sahasındaki üçlüden ikisinin defansif açıdan rakibine üstünlük kurabilmesidir bence, bunu epeydir sıkça dile getiriyorum. Hafızamda yer eden ve Galatasaray’ın iyi oynadığı maçlar olarak etiketlediğim maçlara bakınca defansif orta sahaların formlarının zirvesinde olduğu, bundan da faydalanan orta üçlünün hücum elemanının sazı eli aldığı maçlar olmuştur. Mehmet Topal, Mustafa Sarp ve Ayhan Akman. Yeni giren Emre Çolak’ı dahil etmezsek ki kendisi açıkça işin hücum tarafında daha etkin bir oyuncu, bu üçlünün performansları Galatasaray’ın kaderini çiziyor ve kadrosunun hemen hemen her bölgesinde görece olarak çok daha kaliteli alternatifleri bulunan Galatasaray’ın açıkça en zayıf rotasyonu da tam da bu bölgede.
Geçen sene Galatasaray’ı istikrarlı bir lig takımı yerine sadece bir hedef maçı takımı yapan ince çizgi de tam olarak buydu, Galatasaray’ın istikrarlı bir orta saha göbeği yoktu. Bu sezon da bunu çözememiş olmak Galatasaray’ın yanlışıdır net olarak. Avrupa nispeten bu eksikliğin daha az hissedildiği bir arena, doğu bloğu takımlarıyla eşleşmemişseniz. Burada esas sıkıntıyı ligde yaşıyor Galatasaray, şampiyonluk ana hedefse ki Şampiyonlar Ligi’ne gidiş yolu buradan geçiyorken öyle olmalı, bu bölgedeki oyuncuların kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor.Maça da tam bu noktada dönmek gerek. Bu bölgedeki oyuncuların performanslarına bir bakalım. Elano tam bir maestro gibiydi, savunmasında girdiği kademeleri de düşünürsek ona tam not verip bir kenara ayırmak lazım ama temel olarak defansif görevlere sahip oyunculara bakınca takımın en verimsiz 3-4 isminden ikisi olduklarını söylemek haksızlık olmayacak, özellikle Mustafa Sarp’ın. Hiç abartı olmadan söylüyorum, uzun süredir maça kendi takımı aleyhine bu kadar etki eden başka bir oyuncu görmemiştim. Tamam, gol atmaya, skor atmaya hevesli bir oyuncu fakat ilk yarı ve ikinci yarıda üç adet Galatasaray golünü bozduğunu gözlerimle gördüm. Onu kenara koyarsanız ilk golde adamını kaçırması, hadi onu da geçtim, ikinci golde kaleyle arasında kaleci dahi olmayan Necati’yi içten almak yerine dıştan almaya çalışması akıl alır gibi değildi. Galatasaray’ın bu sezonki en verimli rotasyon parçalarından biri oldu Sarp ama 40-50 maçlık bir oyuncu olmadığını gösteriyor artık, o sezon başında müthiş form grafiği de kalmayınca defolar ortaya çıkıyor. Bence bu üçlüdeki en kritik rol olan defansif orta sahadaki Topal da sakatlıkların da etkisiyle hala Galatasaray seviyesinde futbol oynayamayınca takım ağzıyla kuş tutsa olmuyor işte. Rakibin hücum gücü yeterliymiş, değilmiş fark etmiyor. Kendi sahanızda da olsanız üç gol bile atsanız iki gol yiyip elenebiliyorsunuz işte.
Yine de bu maçı Galatasaray’ın bir kazanımı olarak yorumlamak mümkündür, enseyi fazla karartmamak lazım. Caner Erkin kariyerinin en iyi bek performanslarından birini ortaya koydu, bekken sol açık kadar hücuma katkı verdi. Uğur Uçar günündeydi, sağdan indi, kesti, paslarını iletti. Keita etkisizken, Arda da gününde değilken 24 şut atıp 12 kez kaleyi bulan, iki tane direkten dönen topun olduğu bir hücum performansı koymak Galatasaray’ın bu işi takım halinde kotarabildiğini gösteriyor zaten. Madrid maçı için de ümitsizliğin dibine vurulacağı maç da bu değil, bence. Servet-Neill tandemiyle oluşan bir Galatasaray defansı ve önlerinde bölgelerini savunabilen iki orta saha olursa Galatasaray hücumunun Atletico Madrid’den aşağıda olmadığını göreceğimize inanıyorum ben. Tek üzüntüm senelerce ‘Kupa Beyi’ olarak anılan Galatasaray’ın 5 yıldır kupada final göremiyor olmasıdır, yoksa şu maçta olumsuzluklar tekrar yüzümüze dank etse de maç özelindeki çıkarımlar o kadar olumsuz değil. Caner Erkin’e ve Elano'ya bakmak bile yeterli şunu söylemek için…
40 yorum:
İlk yarının tamamını izleyemedim ama okuduklarıma göre ilk yarıda iki kanadın işlediğini yazan tek sensin Uğur :) Sağ kanat yoktu diyor millet misal.
Bence ilk 15 dakika soldan çok sağ taraf işliyordu. Keita'nın bitirici olamamasından söz etmiyorum, o doğrudur ama iniyorduk kanattan gayet, Arda da giriyordu oraya. Neyse yazı içinde açıklarım ben devam edeyim. :)
Bence gerçekten yazık oldu. Halbuki o kadar da iyi gidiyordu her şey. Hücum adına bir çok şey vardı. Ama Galatasaray bu hücum organizasyonlarını olmayan Giovanni ve Keita ile yapıyordu. Bu beklerin çatır çatır çalıştığını ve diğer oyuncuların daha etkin oynadığını gösterir.
Fakat futbolda basit bir gerçek vardır. Mükemmel oynasanız da onca pozisyonu değerlendiremiyorsanız ve saçma sapan hatalar yaparak golleri kalenizde görüyorsanız yapacak birşey yok. Ama en azından bir gelişme var. Bu anlamda kafaları bozmamak lazım.
Ben de farklı açılardan izledim maçı. Belki bir çok kişi Antalyaspor'a yardıracak, bu nasıl antifutbol diyecek ama iş o kadar basit değil.
http://kayipzamaninpesinde.blogspot.com/2010/02/galatasaray-3-antalyaspor2-artk-elde.html
Aksine bugün sağ kanat yoktu Rijkaard ne yaptıysa canlandıramadı sağ kanadı...
Sabriye o kadar laf keşke etmez olaydım tükürdüğümü yalıyorum.
Ugur buzum takim ofansiv olarak bir takim gibi hareket ediyor ama is defansa gelince hep bireysel hamleler. Alan daraltma olmuyor, zon destekli pres calismiyor bizim takimda.
Frank Rijkaard'n geldiginden beri altini cizdigi o meshur "takim olmak" olayini basaramiyoruz. Yoksa bizim kadromuz acayip kaliteli. Bugün bu bozuk düzende bile gördük bunu.
sevgili pclion,
bizim takımın sorunu her daim söylediğim gibi orta sahadır ,orta sahanın göbeğidir ,çöküşümüz buradan olacakdır vede artık son düzlüğe girdiğimiz dönemecde bu yüzden patır patır dökülmeye başladık.. bu akşam mehmet topal en azından defansif acıdan orayı kapatmaya calışdı (yanında ernst kıvamında birisi olsa harika olurdu her daim dediğim gibi) ,elano daha direncli gözükdü(tabi antalyanın eksiklerinin katkısını unutmamak lazım ) ama sahada bir mustafa sarp varki sene başından beri kaplumbağa hızında oynayan,tamamen yalancı markaj yapıp koskoca 90 dakika boyunca tek bir net top kazancı yapamayan,sıfırın altı bir oyuncu sayesinde yine cuvalladık,ikinci golü bahis etmeye gerek yok keza böyle bir garabetin anlatılacak hali yok ama ilk golde bile ilk kafaya vurduran vede yine yalancı press yapan mustafa sarpdır, tabi bu akşam ilk yarı boyunca santos gibi gram katkısı olmayan bir oyuncuyu sahaya süren vede ona sabır eden rijkard aynı zamanda sarp gibi bir oyuncuyu takımın demirbaşı yaparak gecenin kayıp edenidir...
aynı zamanda ardanın durumu vede her ne kadar alkışlasakda hemen lakayt tavırlara giren colak (golü attıda ikinci golün yediren sarpla birlikde emre colakdır) ayrı bir meseledir...
daha önceki mesajlarımda bahis ettiğim çöküş hala başlamamışdır keza daha yeni yeni, ligin kora kor olduğu vede temponun ,hırsın ,kuvvetin sonucu belirleyeceği döneme giriyoruz vede bu dönemde sarp demirbaş olarak kalırsa vay halimize , komple bir çöküş ,aynen gecen seneki durum tekrarlayacakdır..
benim nacizane görüşüm rijkardın artık gio vede mustafa sarp komedilerinden tamamen vaz gecerek bu iki oyuncuyu ilk 18e alırken bile düşünmesi gerekirken , defansif olarak vede güc olarak kendini toparlamış mehmet topalın yanına elano vede o bölge mutlaka barış yada ayhandan birisini koymalı hatta sağ beki uğura teslim ederek sabriyi oraya cekmelidir aksi halde malesef bu yıl yine uefaya katılma hesapları yapacağız...
keitadan bahis etmiyorum ama solkantta balta-caner ikilisi bize cok katkı yapacağı artık ortadadır ...
birde yönetim yeter artık adı şanı şişkin oyuncu transferi fos oğlu fos cıkıyor işte...
Ömer Üründür amca futboldan anlıyorsa ben de Einstein'ım :)
Nonda takıntısını anlayamadım adamın. Santrfor yokluğuna rağmen pozisyon açısından bolluk vardı ancak verimlilik düşük olunca sadece 3 gol olabildi. GS'nin yediği goller amatörce. Darısı süpper lige diyelim. Neticede elendikleri için mutluyum :)
elano ilk 60 dakika harika oynadı ama dewamı gelmedi.. her maç bu kadar oynasa bile bize yeter..
emre çolak bi attı bi yedirdi ama genede gelecek adına ümit veriyor..
bence bugünkü maçdaki temel sorunumz ömer üründürün dedigi gibi santrofor eksikliginden ziyade keita ve gio ile kanatlarda etkisiz kalmaları ve 2-2 den sonra açıkca görünen mustafa sarp gerçeği adam ağır vasıta vücudunu döndüremiyor.. eger seneye rijkaardla dewam edilecekse (umarım bi salaklık yapıp göndermezler adamı) mehmet topal ve elano'nun yanına sert bir box-to-box gerekiyor..
uğur bey ,
her yere bakıyorum mehmet topalı sarpın yanına koymalar falan ama el insaf diyorum , bu akşam oyunu rakip sahaya yıkabilmiş isek en büyük sebebi topaldır ,hucum anlamıda cok hata yapsada rakibe basıp ,bir cok pozisyon bozdu gecen antalya macıdaki gibi orta sahayı teslim etmedik ama onun eksiği yanında mustafa sarp olması keza mustafa sarp hiç bir dönem bizim takım seviyesinde oyuncu olmamışdır vede tamamen şişirilmiş bir oyuncudur.. topalın yanına emre b yada ernst olsa ligi rahat domine ederdik ama sarp gibi kaplumbağa hızında ne defansı nede hucumu olmayan bir oyuncuda bizim taraftar dahası rijkard ne buluyor bunu anlamak mümkün değil yani birisi ortaya cıkıp bu adamın istatiklerini neden vermiyor,istatistikler ortaya cıksa mac başı 1/2 top kazancı en az 10 top kayıbı ortaya cıkar..
malesef cöküşe gidiyoruz umarım bu yılda CL dışı kalmayız...
Uğur,
Madrid maçına Servet - Neill ikilisyle çıkılmayacak bence. Rijkaard'ın Emre-Neill ikilisini bozmayacağını düşünüyorum. Hakan Balta iyileştiğine göre bekte Balta önünde Caner en iyi seçenek olacak fizik olarak son derece yetersiz Dos Santos'a da kulübe yolu görünecektir.
Sarp-Topal ciddi bir sorun şu aralar zaten. Ama ayrıca Caner ve Emre çolak varken sol beke Balta sağlamsa Balta değilse bir şekilde başka biri konmalı ve Caner ileri alınmalı. Olmadı Caner bekte oynayacaksa Emre Çolak ileride oynamalı. Gio kenarda oturmalı. İlk yarı ile ikinci yarıdaki hücum farkı çok netti. Gio'nun sırasını beklemesi lazım. Caner de Emre de o sıralamada öndedir şimdilik.
"Bence bu üçlüdeki en kritik rol olan defansif orta sahadaki Topal da sakatlıkların da etkisiyle hala Galatasaray seviyesinde futbol oynayamayınca takım ağzıyla kuş tutsa olmuyor işte."
Basitçe ifade edersek sakatlansın ya da sakatlanmasın Topal hiçbir zaman derli toplu bir futbol oynamaya çalışan Galatasaray'ın seviyesinde değildi, değil ve olmayacak. Hakeza aynı şeyler Servet için de geçerlidir. Ha Kalli'nin "yapış Memedim Alex'e" "forveti 7le Servetim" stili için yeterlidirler ama üst düzey bir pas futbolu anca bu tarz adamlar "upgrade" olunca gelecektir.
Sarp ise berbattı tek kelime ile. Olur öyle 30 maçta bir falan. Canı sağolsun. Giden tur olsun, ondan kıymetli değil ya.
Elano konusunda maalesef katılmıyorum. Evet penaltı yaptırdı ve bu penaltıyı gole çevirdi. Ancak Sarp ve Topal'ın aynı anda oynadığı maçlarda Elano'nun oyunun hücum yönünde çok daha fazla inisiyatif alması gerektiğini de yadsıyamayız. Ataklarda top, geçen sezon Lincoln'de olduğu gibi, onun ayağına en az bir kere değmeli. Yine de Elano ilk yarıya göre biraz kıpırdandı, potansiyelini biliyoruz umarım daha da açılır...
Galatasaray'ın kronikleşen sorunlarından birisi korner golleri,son iki yılda ortalama 15 korner golü yedi heralde.Bariz bir savunma hatasından bahsetmek zor gollerde,fakat son maçlarda savunmadan sırtı dönükken top isteyen ortasahaların kaptırdığı toplardan birinin gol olacağı belliydi,bu maça denk geldi.Ortasahada birbirine benzeyen ve her anlamda yavaş iki oyuncu,dengesiz kurulan bir kadronun ipuçları,en azından Musa hamlesi birşeylerin farkında olduklarını gösteriyor ama bu sezona mal olabilir...
pclion İtiraf edeyim, maçtan zevk almamın bir nedeni de Okay Karacan'ın gerçek bir spiker gibi maç anlatmasıdır. Yıllardır ne kadar uzakmışız be...
ugur sana yuh diyorum başka bişi demiyorum . insaf ya sonra çıkıp abi rıdvan yine ne dedi geyigi yapıyosunuz . kendinize bakın biraz. gs tv de program yapınca kendinizi oldu mu sandınız. ayıptır ayıp
Şu yorumu bırakacak ve adımı kullanacak kadar beni tanıdığını düşünüyorsan altına adını bırakacaksın o bir. Galatasaray TV'de program yapmakla, 'olmakla' (ki nefret ettiğimi bir tabirdir) ne alakası var bu konunun? Siz kim oluyorsunuz da beni bu şekilde itham etme hakkını kendinizde görüyorsunuz?
Okay Karacan'ın tarzını severim, ses tonunu severim ve abartıldığı kadar kötü bir anlatım yaptığını da düşünmüyorum. Onu yazdığımda da devre arasıydı zaten. Hepsi o. Abartılacak bir konu olarak görmediğimden yazıda da bahsetmedim zaten. O benim kişisel zevkim, Okay Karacan'ı sevip sevmeme hakkım da bana aittir, kamuya açık ortak bir hak değildir. İster severim, ister sevmem. Galatasaray TV'de program yapmadan önce de seviyordum, ne olacak şimdi?
Nasıl bir mantalitedir bu, anlayabilsem. Galatasaray TV'ye çıkıyor olmam herkesle hemfikir olmamı mı gerektiriyor?
maca bakalım diyelim,blog sahibini eleştiren arkadaşda bi zahmet ismini cismini yazssa daha iyi olurdu , ben şahen adaşım uğur beyin bir cok görüşüne katılıyorum..
Ugur her sacmalayana cevap vereceksen allah kolaylik versin baska bisey demiyorum. Arkadasin sorunu nedir onuda tam anlamadim ama sacmalamis belli.
Bence Emre Güngör gayet iyi oynadi bugun, pek siritmadi ve hamlelerini hep ilerde yapti. Rijkardin son zamanlarda Emreyi tercih etmesi oyun stilinin daha isirgan olmasindan diye dusunuyorum ve bu sayede galatasaray defansi daha önde mudahele yapiyor.
Kac kere gördum TV'de Neill kollariyla cik isareti yapiyor Servet hic takmiyor bile. Bu yuzden Güngör devam eder.
Herşeye rağmen ruhumuz eksik diyorum, takımın ahenginde ciddi bir bozulma var, bazı işleri iyi yapıyoruz ama sanki tuzsuz yemek gibi. Gümbür gümbür gidemiyoruz bir aslanın avına yaklaştığı gibi. Bunun sebebi yabancı yerli gruplaşması mı bilmiyorum ama hocamızın mental olarak takımı kendine getirmesi şart.
Maçta şansızlıklarımız da oldu ama beni en çok üzen 2-2'den sonra tribünlerin suskunlaşması ve takımına güvenmemesiydi. Sen varya senmiş deplasman yolunda elinde cigaraymış falanmış filanmış, şu cigara sözünün kullanılması da zaten küçük taraftarlarımız için yanlış bir örnekken arabesk tempoyla çoğunluğu yabancılardan müteşekkil bir takımı uyutmak da biz Türklere has bir durum olsa gerek. Tribündeki amigolar maç içinde kişilerle uğraşmak yerine takımlarını destekletselerdi biz de Bayern gibi 6 bilemedin 7-2 yapar turu alırdık ama 65-85 arası susmayı tercih eden taraftarlar Caner'in golüyle karmaşık bir destek verdiler ama iş işten geçmişti. Kimse kusura bakmasın ama Ultraslan ultraslan gibi değil, ul-traş-lan gibiydi ki benzer durumları geçen sezon birçok maçta ve özellikle Hamburg maçında da yaşadık, öncelikle taraftarlar maçın 90 dakika olduğunu bilmeli ve olips stoklarını sağlam tutup 90 dakika boyunca takımlarının arkasındaki itici güç olmalılar. Yoksa stad müdürü Hamit'in ekmeğine biz daha çok yağ süreriz.
Tribün grupları arasındaki çekişmeler de beni ilgilendirmiyor, bu arkadaşlar gruplarını Galatasaray'ın üzerinde görüyorlarsa gitsinler başka takım tutsunlar ama homurdanarak oyuncuların moralini ve motivasyonunu da bozmasınlar
(elinden geldiği kadarıyla destek veren taraftarlarımızı yukarıdaki şahıslardan tenzih ederim).
Diyelim Madrid'den 2-1'lik nispeten avantajlı bir sonuçla döndük, rövanş maçının son 30 dakikasında durum 2-2'ye geldiğinde yine susacak mıyız? Susacaksak takım hiç eziyet çekip İspanyalara uçmasın, nasıl olsa bu anlayışla oynamadan kaybetmiş oluyoruz.
Maça dönersek, hocanın Arda yerine Keita'yı santrafor olarak kullanması konusunda ısrarcıyım. Ön liberolarımızın hem hücum hem de defansif zaaflarının olması artık beni çıldırtıyor, geçtim iki işi yapabilmelerini bir yönünü iyi yapabilseler amenna. Son golde asisti yapsa da Mustafa Sarp her iki yönde yaptığı hatalarla kızağa çekilmeyi çoktan haketti (yediğimiz ikinci golde Necati'ye yetişip ters tarafını kapamasından ziyade ondan önce ofsayta itiraz edip duracağına koşsa zaten o pozisyonda biterdi), sakatlığından sonra kendisini dahalen hazırlayamayan Ayhan'a ise selam olsun. Bu işler yabancılara karşı kin besleyip düşmanlık yapmakla olmuyor. Nitekim Frank hocanın takımına girebilmek için işini iyi yapabilmek yeterli. Hoca gerekirse Elano ve Arda'yı ön libero olarak denesin şimdiki ikiliden daha kötü olmazlar diyorum. Emre Çolak'ın gol atması güzel ama boştaki Elano yerine defansın arasındaki Arda'ya artistik pas atmayı düşünmesi en büyük eksisi ki bu yüzden Frank hoca kendisini azarlayacaktır.
Bu arada Okay abinin de sesine sağlık, Ömer Üründül'e rağmen resmen kulaklarımızın pasını sildi. Gol olduğunda gol deme özürlüsü diğer spikerlere eminim güzel bir ders vermiştir.
Sevgiler.
Zaten söylenebilecek her şeyi söylemişsin ellerine sağlık.Ama bir konuda katılmıyorum atletico maçında Servet-Neill değil Emre-Neill oynamalı.Malesef kale gene Leo'ya kalacak ona üzülüyorum.
sezon başından beri en büyük problemin orta saha olduğu belliydi.
hala açık alıyoruz. transferde sihirbazlık yapmış oluyoruz.
yazık oluyo takıma.
takım olmak için ernst gibi çimento adamlar lazım. onlar yoksa takım olmak da yok malesef...
AS'nin ilk golünde direklerde adamimiz olsaydi golü önlerdik herhalde. Simdi aklima gelmiyor ama sezonun basindada, orda adam olmadigindan gol yemistik.
Geçen sezonda demistim. Bize bi psikopat lazim orta sahada. Hem kendi oyunculari daha iyi olmalarina korkutacak ve rakip takima girismeden korkmayacak.(dövussun demiyorum, ama dövus olsada korkmayan. Keane, Viera gibi. Buz Hokeyinde özel oyuncular olur, sirf takimin yildizlarini korumak icin oynarlar)
bu arada bogaziçinde okuyan arkadaş bana karaktersiz demiş. sen bu yorumu nasıl yayınladın hayretler içindeyim. adam alanen hakaret ediyor.
Eğer gelecek sezon Emana yada Fransa liginden benzer yapıda bir çift yönlü oyuncu alınamaycaksa orta sahanın ortasında bu sezon Barış ile Mehmet Topal gelecek sezon ise Musa ile Mehmet Topal esas adamlar olmalı gibime geliyor. Barış ve Mehmet kazandıkları her topu evelemeden Elano'ya kısa paslarla aktarırlarsa ve Elano'nun defansif olarak eksik olan yanını tamamlayabilirlerse sezonun geri kalanında gayet güven verici bir orta üçlü olabilir tabi bunlar hep kağıt üstünde olan şeyler. Gerçekte ne kadar bire bir olur onuda ancak zaman gösterir.
Adsız, sanırım aynı adsızsın. Keşke ben yazdığımda cevap verseydin de uzamasaydı boş yere. Bazen bana edilen hakaretleri bile yayınlayabiliyorum, gözden kaçıyor. Ata abinin yorumunu editledim. Hoş, sizin yorumunuz daha çok hakaret unsuru içeriyor bana göre, o ayrı mesele...
Adsız yorumları da kaldırmayı düşünüyorum bu arada, onu da eklemiş olayım...
pclion,
son iki mac özelinde mustafa sarp vede mehmet topalın istatistiklerine ulaşabilirmisin ,benim iddiam topalın kayseri macının ilk 15 dakikası dışında defansif olarak cok fazla top kazandığı ama sarpın sayısının en fazla mac başına 1-2 ile sınırlı kaldığıdır...
Sevgili Uğur, yorumları kaldırmayı düşünmen üzüntü verici.Pire için yorgan yakma bence.Belki de oldukça zamanını alıyor yorumları onaylamak ya da sonradan düzenlemek/kaldırmak.
Senin gibi iyi bir yazarın düşüncelerini okuduktan sonra yorumlar yazabilecek olmak medyadaki niteliksiz insanların yazdıklarına yorum yazmaktan daha önemli/değerli.En azından benim için, ama bu konuda azınlıkta olmadığımı düşünüyorum.
Bu arada GsTv ve daha sonrası için başarılarının devamını dilerim.Çok sevindim senin adına.
Bir Galatasaray'ın bir de senin gibi güzide insanların takipçisi olmak büyük keyif, lütfen bilesin.
Hıncal kılıklıların bloggera da indiğini görünce yazı için teşekkür ediyorum Uğur abi.Yapıcı eleştiri bu olsa gerek.
Eleştiri ile saygısızlıgı karıştıranlar olmuş galiba. neyse maça gelirsek bence servetin 2 maçtır oynamaması galatasarayın oynadıgı futbolun kıpırdamasında büyük bir etken. gelen her topu saçma sapan şişirmesi o meşhur vucüt savunmasından nefret ediyordum biraz rahatladım bir kaç maçtır. kafamdaki yanlışlardan birisi gitti. bir digeride barışta bu kadar ısrar edilmesiydi. bu yanlıştanda dönüldü şükürler olsun. her topu aldıgında oldugu yerde dönüp topu kaybetmekle ugraşıyordu. şimdi birde m.sarp ın formsuzluguna bir sorun bulunursa bira daha kıpardınırız diye düşünüyorum. ve son olarak neden aklı selim her insanın aklına gelicek olan paftan 2 tane forveti takıma alma fikrini uygulamıyor teknik ekip. bir cem sultan veya anıl dilaver denenemezmi. en azından ardadan ve keitadan daha iyi forvet görevi yerine getirirler. yanlış mıyım?
uğur senel sen onu bunu geç lucas neillı anlat. tank gibi diyordun.
Dünkü maçı izlerken top sağ tarafa gittikçe ömrümden ömür gitti.Sırf uğur uçar için ne yorum yapmışsın bakmak için girdim. GS'nin kendi çocuğu olmasından dolayı mı ya da zamanında yaşadığı kötü sakatlığın da sempatinde etkisi mi var bilmiyorum, bu kadar overrated muamelesi gören bir adam görmedim ben. 2 kanadın da işlediği görüşündeymişsin.
Yani sorun yok hatta başarılı olduğunu düşünüyorsun. 2 kanadı da eşit derecede kullandı diyemeyiz, sadece kullanmaya çalıştı gs. Ben gs ortasahasında oynuyor olsam sağdan uğur bindirme yapsa 2 defa düşünürüm pası vermekle alakalı. Sonra soluma dönerim. Keita'nın ciddiyetsizliği de belki Uğur'u kötü gösteriyordur biraz ama bencilliğini, kulvar arkadaşını pas verilecek kadar güvenilir bulmaması açıklıyor. Takımdaki oyuncular vereceği pasın geri dönmesini ister, dönmeyeceğini düşünürse birbirlerine güven bitmiş demektir. Öyle atıp tutma adamı değilim ama Uğur gs'nin şu kadrosunda oynayacak adam değildir.
Turk futbol spikerleri tarihinde dünkü gibi taraflı anlatım yapan olmamıştır bravo okay Karacan sende bozulmussun..
Bu arada bu galibiyette hakem önemli faktör..elanoyu 2. Sarıdan atacağına penaltı verdi
elano ve caner gerçekten mükemmellerdi..neill da öle..laf olsun die sölenio hep 2. popescu die ama gerçekten o kalibrede bir oyuncu..
ancaaak sana uğur konusunda katılamaycam..şu an bank asya'da küme düşmeme savaşı veren bir takımda 11 de oynayamaz..tribünde yanımdaki insanlar kafayı yedi artık..antalya da bi dakikadan sonra tamamaen sol tarafımızı savunmaya başladı uğuru sağda bomboş bıraktılar.50 metre önü boşken topla hızlı çıkamayan bir bek kesinlikle galatasarayda oynayamaz..
orta sahaya lucas biglia tipi bir oyuncu şart..
santosun maç eksiği bu sene kapanmaz herhalde..şöle üstüste 1000 maç filan oynaması gerekiyor
elano,caner ve okay karacan dün muhteşemdiler....
Uğur Uçar'ın sabri sarıoğlundan daha dengeli olduğuna ve bu kadroda oynaması gerektiğini düşünüyorum. He daha iyisi alınırsa lafım yok. Ama sabriden daha iyi bence.
Göksel'in blogunda da yazdım bir de buraya yazayım; bu santrafor yokluğunda Cem Sultan neden hiç düşünülmüyor? Son durumu hakkında mutlaka bilgin vardır, paylaşırsan sevinirim.
Okay Karacan, kendisine sallayan fenerlilere spor kültürünü öğretecek adamdır. Emre Çolak'ın, Neill'ın, Elano'nun hareketleri sizi ayağa kaldırmıyorsa sizdeki futbol taraftarlığı değil Galatasaray nefretidir.
Ha aynı şeyi fenerli oyuncular yapsa ben ayağa kalkıp "vay be" demem. Ama bunu yapan spikere küfür etmem, hak veririm.
Hele bir de spikerin Beşiktaşlı olduğunu biliyorsam...,
Kendisi inşallah daha çok maç anlatır. Lig TV'de falan da maçlarını izleme fırsatı buluruz.
Takıma gelince;
1) Emre Çolak Arda'dan daha iyi bir potansiyele sahip. Rijkaard ve Neeskens'in Sabri ve Caner'den sonraki armağanıdır bize. Bu üçü bile bu adamların bizde uzun yıllar kalması için sebeptir.
2) Mustafa Sarp özüne döndü bence. Topal, Ayhan ve Sarp'ın formsuzluğu At.Madrid'e eleneceğimizin resmidir. Şampiyonluk da kaçacak. Önemli olan öyle çalkantılı bir dönemden Rijkaard ve Neeskens'le sözleşme uzatarak çıkmayı başarmaktır.
3) Gelecek sezon için adam gibi bir önlibero ve orta saha lazım. Musa'ya bel bağlamamak gerekir, Topal'ın da geldiği zamanı ve şimdiki durumunu düşününce. Hitzlsperger, Emana, Hamit gibi iki oyuncu almassak bu takım sürekli çalkantılı ve istikrarsız olacak.
Tozasor
bu blog tarihinde de senin kadar taraflı yorum yapan olmamıştır. Sen dün ve geçen haftasonu 3 kez atılmayan Bilica ve dün verilmeyen penaltıyı anlat. Sonra da 28 e kadar say.
Yorum Gönder