Futbol acayip bir oyun, gerçekten. Şu maçın ilk yarım saatini izlemiş birisine maçın sonucunu sorsanız Fenerbahçe'nin 6-7 farkla kazandığını söyler. Bursaspor'un 3-2 kazandığını söylerseniz de Bursaspor'un inanılmaz bir oyun ortaya koyduğunu falan düşünebilir. Halbuki ikisi de gerçekleşmedi ama gerek Fenerbahçe'nin klasikleşmiş biçimde oyunu oynama arzusunu yitirmesi, gerekse Bursaspor'un 2-1'lik skorun da etkisiyle ortaya koyduğu baskıdan bulduğu duran top ve kontra golleri sonucu birden 3-2 Bursaspor lehine tescilledi. Şampiyonluk yarışı gerçekten karıştı. Derbiden bir puan çıkaran Galatasaray zirveyi kaybetmedi, Bursaspor ikiliye yanaştı. Sami Yen'deki Bursaspor ve Fenerbahçe maçlarının büyük heyecana sahne olacağı şimdiden kesin gibi.
Yanılmıyorsam dakika 10 falandı, Alex Bursaspor ceza yayı önünde cirit atıyor, attığı şık golü ardından bir ikincisini de kaçırıyordu. Toplamda bu üçüncü pozisyonuydu Fenerbahçe'nin ve normal şartlarda son 20 dakikaya 3-0 falan önde giren bir takımın bulacağı türden pozisyonlardı bunlar. Ertuğrul Sağlam'ın İbrahim Öztürk tercihini sorguluyor, Bursaspor'un sert ve belli bir teknik kapasitenin üzerinde olduğunu düşündüğüm orta sahasının nerde olduğunu düşünüyordum. Sanıyorum bu sene Süper Lig'de izlediğim en kötü defans performansıydı Bursaspor'un ilk yarı saati, o derece berbat bir durumdu. Buna rağmen futbol gevşekliği affetmiyor, Volkan Şen'le 1-0'ken kaleyi yoklayan Bursaspor, Ozan İpek'in ortasına Batalla'nın vurduğu kafayla maçın o kadar da erken bitmeyeceğini söylüyordu. Fenerbahçe defansının ortası ne zaman bozulursa Fenerbahçe o zaman sorun yaşıyor. Yıllardır düzelmeyen kronik bir problem bu Fenerbahçe'de, rakip ofansif orta saha içeri sokulup gayet net bir kafa vuruşu yapabiliyor o pozisyonda, maç boyunca kafası parçalanmış Ömer'in her topa vurabildiği gibi.
Alex de Souza. 33 yaşındaki bu adam hala bu takımın her şeyi, maç boyunca aldığı her karar, attığı her pas ya da şut Fenerbahçe'nin oyun yapısına doğrudan etki ediyor. Takımda böyle bir oyuncu mevcutken tek yapılması gereken onu kaleye yakın bölgelerde topla buluşturabilmek aslında, aynı 5. dakikada Vederson'un özel çabası İbrahim'in hamle hatasıyla birleşince gerçekleştiği gibi. İlk yarıda üst direkten dönen şutuna kadar aktif olarak oyunun içinde olan Alex'in birden kayıplara karışması da Fenerbahçe'nin bütün hücum opsiyonlarını tüketmesi demek. Güiza zaten düzelecek diyenleri tekzip edercesine daha da kötü bir form grafiği tutturunca ara ara yaptığı o vuruşları da bitirememeye başladı ve Fenerbahçe'nin Alex+tek santrafor düzenindeki en kilit noktası olan oyuncu olarak takımı aşağıya çekiyor bu doğal olarak.
Bir takımın istikrarlı bir şekilde maç kazanabilmesi için bir düzenli pasöre, bir de düzenli skorere ihtiyaç duyduğuna inanırım ben. Alex bunları büyük ölçüde yapmaya çalışıyor fakat onun dışında istikrarlı katkı vermekten çok uzakta diğer oyuncular. Bir Keita'nın karşılığı yok mesela Fenerbahçe'de, bu düzende daha da önemli olan Kewell'ın mesela. Üstün olduğu yönler de vardır belki ama konuyu örneklemek açısından söylüyorum. X bir santrafor gol atamayınca skor ümitleri biten bir takım olursa Fenerbahçe, bu tip puan kayıplarına alışmak durumunda. Sezonun ilk çeyreğinde skoru tutmayı beceriyorlardı fakat son dönemde Lugano'nun yokluğu, Emre-Cristian beraberliğinde yaşanan ciddi aksaklıklar bu yapıyı da bozmuş durumda. Galatasaray maçında kanatları üçer kişiyle kapatan, ortadan geçit vermeyne Fenerbahçe'yle zerre kadar alakası yok şu savunmanın.
Esasen Bursaspor'a şaşırmak lazım aslında. Böyle bir maçta üç gol atabilmek her takıma nasip olmaz, hele ki 2-0 geriye düşmüşken. Bursaspor'un bu sezon epey maçını izledik fakat içlerindeki en kötü performanslardan biri olduğunu söyleyebilirim bu maçın ama işte futbolun ruhu son dakikalara 2-1 geride giren Bursaspor'u canlı tuttu, Fenerbahçe'nin de hatalarıyla duran toplarda baskı kuran Bursaspor'un golü bulmasını sağladı. Cristian'ın barajı bozup topa müdahele etme arzusu Bursaspor'a golü getirdi, biraz da şansın yardımıyla. 2-2 sonrası işler tamamen Bursaspor lehine döndü konumlar gereği. Fenerbahçe'nin yapamadığını Bursaspor üçe birken yapıp maçın kahramanı Ozan İpek'le bitirince üç puan da geldi. Ayrıca Ozan İpek demişken:
Bir Galatasaraylı olarak zirvedeki en önemli rakibin puan kaybına elbette sevindim fakat Bursaspor'u dışarda bırakmamak gerektiğine inanıyorum. Fikstürlere baktığımızda Fenerbahçe ve Galatasaray'dan daha zor bir fikstürleri yok, geçen sezonun sonunu da Ertuğrul Sağlam'la epey iyi getirmişlerdi. Baskı yönetimini ne kadar becerirler bilemem fakat iki ezeli rakibi en fazla zorlayacak ekip olacaklarını bu maçla birlikte ispatladılar. İki şampiyonluk hedefli İstanbul deplasmanından geri dönüşlerle aldıkları 6 puan. Galatasaray-Bursaspor maçı da epey ilgi çekici olacak gibi. Tabi önce fırsat bulabilirsek Kasımpaşa-Bursaspor maçını izlemek lazım...
3 yorum:
Fenerbahçe: 2 - Ozan İpek:3
dün akşam 6'da yattım, sabah 8'de kalktım :) ne maç kaçırmışız be arkadaş!! :)
dün akşam 6'da yattım, sabah 8'de kalktım :) ne maç kaçırmışız be arkadaş!! :)
Yorum Gönder