Balta, Neill, Emre ve Uğur. Bu defans dörtlüsü, önlerindeki köprü Topal, onun da önündeki Barış, Elano ikilisiyle Galatasaray, sahaya bir derbi deplasmanının bilincinde çıkacağını belli etmişti maç öncesinden. Beşiktaş ise Tabata yerine Tello, Bobo yerine Nobre'yi oynatarak sahasında fizik üstünlüğünü Galatasaray'a kabul ettirmek niyetindeydi. İki taraf da bence üstün bir mücadele ortaya koydu, saldıran-savunan taraflar zaman zaman değişse de oyun hep dengedeydi, bence güzel maç oldu. Bağış abi Yenilsen de Yensen de'de söylemişti. Fenerbahçe-Galatasaray gerginlik, Beşiktaş-Fenerbahçe maçları ise çekişme vadeder. Galatasaray-Beşiktaş rekabetinde ise öne çıkan sahadaki futboldur diye. Ne kadar doğru bir tespit olduğunu yine gördük bence, istediğinin tamamını alamasa da skordan pek de mutsuz olmayan bir Galatasaraylı olarak söyleyebilirim bunu sanırım.
Bu sefer bir değişiklik yapıp ev sahibinden başlamak gerek. Mustafa Denizli'nin oyuncu tercihlerini fizik kaliteye göre yaptığı aşikardı dediğim gibi, Ernst-Fink ikilisinin yanına sol açıkta Ekrem Dağ'ı kullanması hem orta sahada üstünlük kurmak, hem de Galatasaray'ın savunması daha zor kanadı olarak gözüken sağ taraftan zinde Üzülmez-Dağ ikilisiyle kaleye inmek niyetindelerdi. Fabian Ernst orta sahadan kuş uçurmayacaktı, topu rakip sahada tutup Holosko'nun bindirmelerine ve Nobre'nin kafa vuruşlarına güvenen bir yapı. Şu saydıklarımın birçoğunu az ya da çok gerçekleştirdi Beşiktaş, özellikle Uğur'un kanadından inip epey bir orta kestiler. Bunlardan en önemlisi de 42. dakikada direkten dönen top ve akabinde Hakan Balta'nın müthiş bir müdahelesiyle savuşturulan pozisyondu. Bunun yanı sıra Tello'nun duran topları kilidi açmak için akılların köşesine yazılmış bir diğer saha içi stratejisiydi.
Burdan tekrar başa dönelim. Galatasaray, bu maçı savunarak kazanacağının bilincindeydi. Bunu yapması için de defansta sağlam durması gerekiyordu. Bu bölgedeki en zayıf halka görüntüsündeki Uğur Uçar birkaç açık verse de arkadaşları Emre, Lucas ve Hakan arkasını toplamayı başarıyorlardı. İlk yarının en çok koşan adamı Holosko'yu Leo'nun çizgide tuttuğu top dışında etkisiz kılmayı beceren Hakan, Servet'siz çok daha başarılı bir ikili oluşturan Lucas Neill ve Emre Güngör bugün alınan 1, kaçırılan 2 puanın mimarlarının başında geliyor. Fabian Ernst'in başarılı performansına aynı şekilde karşılık veren Mehmet Topal da bu oyunculara dahil olunca ideale yakın bir savunma planı koyabiliyorsunuz ortaya. Galatasaray bugüne kadar birçok kez oyunu kendi yarı sahasında kabullenmiştir, Avrupa deplasmanlarını da düşünürsek ancak son Atletico ve üç gol atıp kazanılan Panathinaikos maçları da dahil olmak üzere bu kadar başarılı bir yapı bence hiçbir zaman kurulmamıştı. Bu sezonki Sabri Sarıoğlu, bu yapının en büyük eksiği, o da eklenirse şampiyonluğa ve Avrupa'da üst turlara oynayan bir takımın sahip olması gereken defansif stratejiye kavuşmuş olacak Galatasaray. Pozisyon verilmedi mi, verildi ama maç boyunca edilgen bir Galatasaray savunması yoktu, bu yeni bir durum. Lucas Neill'ın gelişiyle başlayan bu süreç Galatasaray için güzel günler vadediyor bence.
Savunmanın yanı sıra hücumun da dengeli olmasında Elano'nun gittikçe vites arttıran performansının payı büyük. Bir maestro gibi oynamaya başladı gittikçe, takımla, belki de daha da önemlisi takımın lideri Arda'yla saha içi barışını sağlamış bir Elano'nun daha büyük bir etki yaptığını gittikçe hissediyoruz. İlk yarıda soldan Barış'ın kafasına kestiği sert, kavisli ve tam isabetli orta da pasör performansını taçlandıracaktı bugün ama Barış'ın köşeyi görme fantezisine kurban gitti o pozisyon. Bir derbiye çıkıyorsanız maçın sonlarına doğru bulunacak bir gol ideale yakın bir hücum planıdır. Jo'nun da girişiyle kontratağa daha yatkın bir yapıya geçen Galatasaray'ın istediği yönde gelişti maç dinamikleri. Zaten dengede geçen maçta biraz Sivok'un hatası, biraz Arda Turan'ın son vuruş becerisiyle gelen gol aslında fazlasıyla üç puan kokuyordu fakat Beşiktaş'ın pasif planı duran toplar oyuna sakatlanan Arda'nın yerine giren Gio'nun acemice faulüyle vücut bulacak ve bir puanı Beşiktaş'a götürecekti. Golde Sivok'un ilginç ama doğru vuruş tercihisinin de payı büyük yalnız, Leo açıyı kapatmışken ancak öyle geçebilirsiniz kaleciyi, seken vuruşla aynı zamanda çizgide kademeye giren oyuncunun da müdahele şansını sıfırlıyor. Galatasaray adına büyük şanssızlık, Beşiktaş adına ise ilaç denilebilecek türden bir pozisyon oldu bu.
Velhasıl, iki takımın da iyi bir oyun ortaya koyduğu görüşündeyim ben, Galatasaray kazansa da söylenecek ilk söz bu olmalıydı. Galatasaray adına önemli olansa başarılı bireysel performanslardan çok takım olarak belli temel gerekliliklerin yerine getirilmesi benim beğenimi kazanmıştır. Bunun üstüne katılacak başta Keita olmak üzere diğer bireysel performanslar skoru ve yaratıcılığı getirecektir. Arda Turan'ın sakatlığı da ciddi değilmiş Rijkaard'ın söylediği kadarıyla, bu da sevindirici bir haber olsa gerek. Fenerbahçe içerde Bursaspor karşısına liderlik için çıkacak belki ama Galatasaray için kayıp bir hafta olmadı en azından 22. hafta, o kesin.
Bugün izlediğim tek maç Beşiktaş-Galatasaray maçı değildi, yazmaya fırsat bulamadığım harika bir Kasımpaşa-Gaziantepspor maçı izledim. İlk fırsatta ondan da bahsetmek isterim, özellikle Kasımpaşa üzerine söylenecek çok şey var...
23 yorum:
Açıkçası ilk yarı gol yeseydik bu kadar üzülmezdim. Beşiktaş hem etkili hem de coşkulu geldi. Önceki yılların Galatasararay'ı böyle zamanlardan genelde gol yiyerek çıkardı. Bu yılın en büyük farkı Neill kanımca.Şans da yanımızdaydı.
Onun dışında Topal-Elano-Barış üçlüsü savunmayı çok rahatlattı. Savunma yönünde Topal hücum yönünde Elano ekstra iyiydi.Zannımca Barış Sarp'tan daha uyumlu bir üçlü yaratıyor. Bir de Jo girdikten sonra gerçek bir santraforla (Nonda değil) oynamanın takım oyununa ne kadar olumlu etki yaptığını görmüş olduk.
Rijkaard'ı geldiğinden beri koşulsuz şartsız destekliyorum lakin Gio konusunda fazla duygusal davranıyor golün en büyük müsebbibi Gio'dur ve taraftarın ona olan güveni tükenmektedir. Bir de Elano sakat değilse çıkacak son kişidir.
Uzun oldu kusura bakmayın çok dolmuşum :)
Uğur Uçar'ın bu takımın oyuncusu olmadığı tekrar tekrar görülüyor. U.Uçar İBB'de veya Antep'te oynuyor olsa kim "bu adam iyiymiş yedek de olsa alalım biz bu adamı" der? Açıkçası sakatlanmadan öncesini de biliyorum, o zaman altyapıdan çıkmış olması nedeniyle oynuyordu.
Bir de Elano'nun kısa pasları, uzun paslarına göre daha isabetsiz gibi geldi bana. Oyunu sağa sola açarak oynamayı öğrenebilsek çok yararlı olacak, Caner'de de bu akın yönünü değiştirme huyu var az çok.
mücadeleci bir mac,rijkardın gercekten bazı şeylerin farkında olduğunun ortaya cıktığı bir mac ,bu macın yorumu : topalın yerine sarp sahada olsa idi fark yiyebilirdik ama topal gittikce artan fizik gücüyle orantılı olarak orta sahamızı dengeli tutmaya başladı , ahh devre arası dos santos yerine anthony annan(yada onun tipinde seri ,sert ,azıcık pas yapabilen dinamik bir orta saha oyuncusu) alınsa idi o zaman acık ara bu ligin şampiyonu idik... sonuc olarak topal vede elanonun artan performansı ile birlikde orta saha toparlanmaya başladı,ilerleyen haftalarda bu bölge daha iyi olacak..nokta.
son 2 maçta sezon başında hayalini kurdugumuz futbolun cok ötesindeyiz ama iyi sonuçlar alıyoruz.. rijkaard'ın bu tarz bir oyunu benimsemesinde umarım sakatlıkların rolü vardır.. yoksa bu oyunu güvenç kurtar'la da oynayabiliriz.. 4 stoperle oynuyoruz resmen onlarda neil hariç kazandıkları topları ileriye şişiriyorlar ama özellikle uğur onu bile beceremiyor topları sahanın dışına yolluyor gerçekten büyük meziyet.. taktir ediyorum kendisini..
arda golünü attı ama idol olarak kendisine hasan şaş'ı almış galiba.. müthiş bir çıkışın ardından hızı giderek düşmüştü bunun farkındaydık şimdi bir de hızlı ataga çıkarken topu ayağına alıp kendi ekseni etrafında bir tur döndükten sonra geriye pas atıyor bu hareketleri bana hasan şaş'ı çağrıştırıyor.. bu şekilde devam ederse 10 yıl sonra oda trt'nin x kanalında vefa programlarına çıkar..
Bu maç bir puandan daha fazla şey kazandırdı bize. Takım olmak. Haftaiçi Atletico karsısında ihtiyacımız olacak. Bu arada Almeria deplasmanında çok sert bir maç oynayıp 3 puan bırakmışlar. Sevindirici olsa gerek. Yıpranma katsayısı yüksek maç olmuş..
Uğur Uçar hakkında bugüne kadar olan bazı acımasız yorumlara maalesef katılmıyorum.İsterdim ama Uğur TSL'de sağ bek mevkiindeki oyunculara göz atıldığında kalburüstü olarak karşımıza çıkan, altyapıdan yetişmiş bir değerdir.Önemli sakatlığı öncesi güzel,yerinde,isabetli ortalar kesen, adam eksilterek,verkaçlara girerek hatta ceza sahasına girerek hücuma çok kez katkı sağlamış/sağlayabilen bir yetenek.Üzülmez gibi orta yapmayı becerememezliği yok Uğur Uçar'ın.Öncelikle bunu görelim.
Bu akşam bir poziyonda ileri çıktığında, rakip sahaya geçmişken dribbling ve fizik mücadeleden kaçınarak topu rakibe çarptırıp taç kazandı. bunun amacı rakip sahaya yerleşmek olsa gerek.Bazılarımıza göre bu durum yetersiz olduğunu düşündürebilir ama bana düşündürdüğü kendisinin akıllı bir bek olduğudur.Takımın rakip sahaya yerleşmesini sağlamıştır.Sabri gibi Üzülmez gibi hızlı,Ribery gibi iyi depar atan bir bek/kanat oyuncusu olmayabilir ama diğer iyi yaptığı şeyleri ortadan kaldırmamalı.Uğur Uçar sonuçta S.Kurtuluş'tan daha iyi bektir.Pek tabi G.Gönül ve Sabri ondan daha iyidir ama şimdilik...
son olarak 'Rijkaard ile 2015'
elano yine top oynamadan bütün övgüleri aldı. bize orta sahada lider lazımdı, böyle vasat bir adam değil.
ayrıca bu blogda sık sık övülen ve mücadelesinden ötürü övgü alan barış'ın, istatistikler işin içine girince patladığı belli oldu. 4-3-3'ün orta sahasında onun mevkisinde oynayan adam, takımının en çok koşanı olması gerekirken; ilk 5'de yok.
elano ve barış'ın yerine 2 adam bulabilsek, büyük klüp olacağız.
Bazilarinin Elanodan beklentilerini anlamiyorum acikcasi. Adam daha ne yapsin?
büyük kulüp olmak ne kadar kolaymış, ya da bazıları büyüklüğünün farkında değilmiş. ben bugün bunu gördüm :)
orta alanda lider olacak adamın, sahada gözükmemesini iyi oynadığına yoran arkadaşlar var. geçiniz bunları. gerrard, deco, lampard, juninho gibi adamları gördü bu gözler. alın size 4-3-3 orta sahasında lider olacak adamlar. aynı adamlar, aynı zamanda forvet arkası da oynadılar/oynuyorlar. bunda bir sakınca yok. 4-3-3 orta sahasındaki en ofansif adamın, forvet arkası özellikleri göstermemesi saçma olurdu asıl. nitekim elano'nun durumu, bu saçmalığa işaret ediyor. hatta daha üzülesi, taraftarın elano'yu "forvet arkası değil" diye savunması. bu adam forvet arkası oynayamayacak kapasitedeyse, bizim takımda yeri yok.
bir de bu elano'yu xavi'ye benzetenler falan var. onlar, bıraksınlar bu işleri ve kriket izlemeye başlasınlar.
Kriket yorumuna binaen, 'forvet arkası' performansı belki taktik/saha içi görev sonucu bu akşam ortaya konulmamışsa da (ya da forvet yokluğu)önümüzdeki zamanda bu gerçekleşirse acaba başka spor dallarını da izlememiz gerekir mi?
keşke ali turan'ı alabilseydi g.saray ara transferde. zira uğur bu takımın oyuncusu değil. bank asya düzeyinde basit bir oyuncu hatta. ali turan taş gibi defansif anlayışıyla geçit vermezdi o kanattan.
Benim merak ettiğim Keita'ya dur diyecek bir hakem çıkabilecek mi bu ülkede..
Arkadaslar keske oyuncu yerine sezon basinda baslayipta zorunlu deyisikliklerle bu hale kadar gelen oyunu yorumlasalar. Yoksa yarin bir gün Ugur gider takimin "en zayif halkasi" Caner olur, belkide Mustafa Sarp olur. Barcelona da zayif halkalar yokmudur sanki, yada ManU da? Söylemek istedigim zayif halkalar herzaman vardir.
Takimimizin gecirdigi evrim hic bukadar kuvvetli olmamisti. Sezon basinda tam tamina bir Barcelona 4-3-3 ü ondan sonra belli bir zaman 3 defansi orta saha ve simdi ise savunmada dikkatli ofansa da uzun topla cabuk cikmaya calisan bir takim.
Şu maçtan sonra Elano'ya laf edenlere, üstüne birde ukalalık edenlere Bülent Akın'dır müstahak olan.
Benim aklımda hala İbrahim Toraman ile Mehmet Topal'ın güreş tutuştuğu pozisyon var.
Künde hareketi muhteşemdi.
Fırat Aydınus 2 teknik puan verdi Beşiktaşa.
Elano dan iyisi gerard'dır doğru. Ama gerard ın burda ne işi var ? o zaman alacaksın Elano'nun elini öpeceksin.
benim en çok merak ettiğim, elano acaba bir maç olsun takımını kurtarabilecek mi? kritik bir maçta, sahada galatasaray'ı sırtlayan ve galibiyete götüren adam olabilecek mi?
büyük ihtimalle hayır. zaten böyle de bir adam değil kendisi. lider değil. milli takımda kaka'nın yancısı olması buna güzel bir örnek.
eleştirilimeyi hakeden, eleştiriliyor. ispanyol medyası atletico maçında keita'ya not olarak 3 verirken, elano'ya 0 vermişti. sizin pollyanna yaklaşımıyla, taraftarlık penceresinden baktığınız tabloya; ispanyollar objektif bir gözle bakıyor. elano'yu yere göğe sığdıramayanlar sadece fanatik taraftarlar değil, aynı zamanda oldukça iyimser insanlar.
Bir zamanlar Sabri'ye yapıldığı gibi Uğur'u yollama çabası içine girmiş herkes.Uğur dün resmen arkadaşları tarafından yalnızlığa itilmiş gibiydi.Ekrem ve Üzülmez'in yanısıra Fink'in de bindirmeleriyle çoğu zaman 3e 1 kaldı.Mustafa Denizli Hakan Balta'nın tarafından gelemeyeceğini düşünerek,tüm atak kombinasyonlarını Uğur keita kanadına kurmuştu ve keitanın hiç yardım etmemesiyle Uğur çok kötü oynamak zorunda kaldı.Topal ve Barışda o kanadı kapatmak yerine içeriye girmeyi tercih ettiler.Şansımızın yardımıyla ilk yarı bir şekilde geçildi.Maçtan çok Uğur'u hardcamaktan vazgeçmeliyiz.Feldkamp döneminde Uğur ligin en iyi bekiydi,her maç iki gol pozisyonu yaratan ve sakatlana kadar çok asisti vardı.Sakatlıktan sonra Uğurun bu yılını dönüş yılı olarak düşünmek lazım.Rijkard gibi bir hoca en zor maçlarda Uğura şans veriyorsa bu sabrinin sakatlığından çok güvendiği ve beğendiği içindir...
Bursa'nın intikamı acı oldu. Yarış artık üç ayaklı
olum sen de hakketen sorun var. anlamadık mı burdaki göndermeni. gs kaybedince bizim de bu şekildeki yorumlarımızı yayınlamazsan adam değilsin. bak adam değilsin demiyorum.
Twitter'la bloğu karıştırmak ne oluyor?Saçmalamanın alemi yok...
Arkadaşım, başka bir şey kastetmedim orda, ne art niyetli insanlarsınız. Bel altı bir şey çıkardıysan ordan o senin sorunun. Ayrıca Twitter'dan okuduğun şeyi gelip burda adını vermeden eleştiriyorsun. Orda adın var diye mi çekiniyorsun? Biraz adam olun, görüşlerinize sahip çıkın. Ondan ötesi şu paranoyaklığı da bir kenara bırakın.
Galatasaray, Fenerbahçe, Bursaspor. Üç ayak bu. Bugün Fenerbahçe yenseydi Bursaspor bu işin içinde olamazdı, bunu anlamak çok mu zor?
Sarp'ın oynamadığı maçlarda Galatasaray daha hızlı ve daha efektif bir oyun orataya koyuyor ve koyacaktır. Bence Sarp'ın kesinlikle bir rotasyon oyuncu olmaktan öteye gitmemesi lazım, Topal'ın yedeği olarak kalmalı..
Yorum Gönder