Atletico Madrid 1-1 Galatasaray || Kısır Maç, Verimli Sonuç...

Maça pek de istediği gibi başlayamadı Galatasaray, defanstaki panik havası Atletico'nun da Galatasaray sahasına yerleşmesiyle ikinci bölgeye geçmekte takımın zorlanmasına yol açtı. İlk yarım saate Galatasaray adına bu sıkıntı damgasını vurdu. Aslına bakılırsa Atletico da oyunu Galatasaray yarı sahasında oynamasına rağmen üretkenlikten uzaktı, beklentilerin aksine epey kısır bir maç vardı sahada yani. Golün gelişi de zorlama bir pozisyonda Caner'in önce pas hatası yapıp, üstüne ceza sahasının sol köşesinde hediye ettiği serbest vuruşla geldi. Hakikaten acemice bir hareketti Caner'in yaptığı, Frank Rijkaard da sinirlenmiş olacak ki henüz 35. dakikada kenarda kalkan tabela 88 numarayı gösteriyordu. Reyes'in vuruşu belki çok klastı ama Leo'nun pozisyon alışında bir problem sezdim ben, köşe fazla açıkta gibiydi. Böyle kısır maçlarda bulunan bedava bir gol çok fark yaratır, zaten pek de hareketli geçeceği benzemeyen ilerleyen dakikalar için tehlike sinyalleri geliyordu.

Gelen gol defanstan top çıkarma sıkıntısını aşmasına neden oldu Galatasaray'ın. Önde başlayan Arda'nın geriye gelip top taşıması, Elano'nun sorumluluğunu arttırması Atletico'ya cevap veren bir Galatasaray'ı beraberinde getirdi. İlk devre sonuna kadar iki pozisyon üretti Galatasaray. İlki defansın arkasına Mustafa Sarp'ın sızması ki iyi bir kafa vuruşuyla çok rahat gol olabilecek bir pozisyondu, ikincisi Arda-Elano-Keita üçgeninde şekillenen daha organize bir ataktı. Keita daha net bir şekilde içeri çevirebilse güzel bir gol olabilirdi. Agüero da defansın savunmayı unuttuğu bir anda topu Leo Franco'ya nişanlayınca ilk yarı bu şekilde bağlanmış oldu.

İkinci yarıda Rijkaard bir hamle yaparak Keita'yı önde kullanıp Arda'yı Elano'nun yanına çekti. Keita'ya geniş alan ve sorumluluk verilince Fildişi Sahilli oyuncu da iki vites yukarı attı tabii ki. Bu maçın ikinci yarısında her iki takım adına da kaydadeğer üç-dört pozisyon olduysa bunun sebebi bu hamledir, yoksa izlediğim en kısır Avrupa karşılaşmalarından birisi olarak hafızama kazınacaktı. Hoş, yine öyle belki ama en azından Galatasaray'ın istemediği bir oyun oynamasına rağmen istediği skoru aldığı bir maç oldu en azından. Keita'nın top tutması, taşıması, şut atması Galatasaray adına çok önemliydi oyunu ön alana taşıyabilmek adına.

Burda Elano'nun da adını anmak gerek. Niye transfer edildiğini bugün göstermiştir bana göre. Takımın sıkıştığı anlarda pas trafiğini rahatlatan, oyunu şekle büründüren adam olmasını bildi, hemen her işi yaptı. İyi ve sorumluluk alan bir Elano aynı zamanda iyi bir Galatasaray demek, bu kadro yapısında bu artık çok net. Topal ve Sarp'ın yine sallantıda olduğu bir günde Elano'nun bu oyunu Galatasaray'ı şu vasat oyunda ayakta tutan temel noktalardan birisi oldu. Yine de ilk golü Atletico Madrid hücum sisteminin payından fazlası yoktu yalnız, onu belirtmek lazım. Atletico Madrid bugüne kadar gördüğüm en kötü savunma yapılarından birine sahip. Galatasaray'ın şansı mı diyelim artık, başarılı bir oyun ortaya koyan De Gea'nın yerine giren Asenjo'nun başrolde oynadığı, stoperlerin uyuduğu bence vasat bir orta sonucu arka direkte bulunan Keita topu boş ağlara yuvarladı. Balta'nın yaptığı o ortayı sektirecek TSL takımı bile sayılıdır gerçekten.

Bundan öte söylenecek bir şey yok maçın kendisiyle ilgili, vasat ötesi bir maçtı işte. Topu ayağına alanın üç beş kez dürtmeden pas atmadığı şu maçtan gollü beraberlikle dönmek harikadır Galatasaray adına. İçerdeki maçta 0-0'ı elinde tutan taraf olacak Galatasaray ki bu kadro ve oyundan bağımsız olarak %60 şansla başlaması demek takımın. İlker Yasin'in önüne verilen transfermarkt.de listesinden okuduğu notlara benzer bir ifadeyle '10 milyon avro değerinde bir sonuçtur bu. Hoş, Agüero'nun, Forlan'ın etkisiz olduğu şu maçta Atletico Madrid maçı hakediyor muydu, bence hayır ama deplasman golünün gelmesi olayı epey farklılaştırdı. Sözün kısası tur ayağımıza geliyor, geri çevirmeyecek oyunu haftada Sami Yen'de izleyebilmek dileğiyle...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

11 yorum:

Unknown dedi ki...

Oynanan oyun konusunda hemfikirim. Bizleri tatmin eden bir oyun yapısı ortaya koyamadı bu akşam Galatasaray. Ancak aldığımız bu sonuç, bizim takım oyuncuları için moral, bir nebze rahatlama ve şevk sağlarken, karşı takım oyuncuları içinse, bu akşam bu kadar zorlandıkları Galatasaray savunmasına karşı mutlak golü deplasmanda nasıl bulacakları endişesini yaratmıştır. Ben, sami yende (hamburg maçını unutmak kaydıyla) turu geçeceğimize inanıyorum. Vicente Calderon' dan daha yoğun bir baskı oluşacağından hiç şüphem yok.
Söylenenlere göre Baros ve Kewell' ın ikinci maça yetişeceği öngörülüyor. Bu oyuncular -özellikle baros- bu kadar çabuk maç temposuna çıkabilirler mi?
sanmıyorum. Ama eğer turu geçersek onların varlığını bilmek beni çok rahatlatıyor.
Şubat ayı fena geçmiyor. Allah bozmasın.
Yürüyedurun Aslanlarım..

excellence dedi ki...

"Topal ve Sarp'ın yine sallantıda olduğu bir günde Elano'nun bu oyunu Galatasaray'ı şu vasat oyunda ayakta tutan temel noktalardan birisi oldu."

Sarp neyse de Mehmet Topal Neill ve Ugur'la birlikte Atletico Madridin cogu atagini durdurdu. Özellikle Topal orta sahada Atletico nun pas trafigini mukkemel bir sekilde baltaladi. Bugun bana göre Topal güven tazelemistir.

ugur senel dedi ki...

mehmet topal yorumuna kesinlikle katılmıyorum ,en azından defansif olarak görevlerini yerine getiriyor vede rakibe basıyor,top kazanıyor ama mustafa sarpın yaptığı hiç bir şey yok ,en basitinden dün akşam elanonun kestiği rakip atakları(coğu faulle olsada bile) kadar bile rakibe baskı uyguluyamadı,top kazanamadı,ortalıkda boşuna dolandı durdu ,56 dakikada olsa gerek bir pozisyonda cok ilgimi cekdi orta sahanın sağ tarafında bir rakibe yine yalancı pres uyguladıkdan sonra yanından gecen adama koşmayan cok teknik hucumcular edasıyla ile eli belinde bakması ayrı bir komedi idi... canerin hatalarına rağmen alınıp yerine dos santosun oyuna dahil edilmesi tamamen yanlışdır vede ekstradan bir lişi eksik oynamamıza sebeb olmuşdur,transferi döneminde eleştirdiğim neill ise beni yanıltmaya devam ediyor, neillin diriliği vede fiziksel durumu takımın üstünde(her ne kadar ingilerede ağır bir futbolcu olsada) buda beni bizim övdüğümüz ispanyol kondisyoner vede rijkardın takımın fizik kalitesi hakkında zayıf kaldığını düşündürmeye itiyor(genclere giden alpaslan yada serkan calık bir röportajda rijkardla daha cok teknik calışırdık doll ile fizik olarak daha iyi calışıyoruz beyanını o zaman hayretle okumusdum)

sonuc olarak son derece berbat bir orta saha kurgusu,ne yapdığını bilmeyen bir takım vede kader keitanın ikinci yarı hareketlenmesi ile gelen tur ümidi ama umarım rijkard işlerin yanlış gittiğinin farkındadır...

kupabizim.blogspot dedi ki...

Maç içindeki pozisyonlara bakarsak A.Madrid’in Aguero ile birkaç pozisyonu var, Simao’nun direkten dönen bir şutu, Jurado’nun maçın sonlarında kaçırdığı bir pozisyon. Galatasaray’ın ise Mustafa Sarp ile maçın başlarında çok müsait bir pozisyonu vardı, Servet’in kafa vuruşunu kaleci mükemmel çıkardı, Elano’nun ortasında Keita topu dışarı çıkaracağına içeri itse ilk yarının sonlarında 1-1’i yakalayabilirdik, ikinci yarı Keita 4 kişiyi arkasına alıp 30 metre top sürdükten sonra harika bir şut çıkardı kaleci 4 hamlede topa sahip oldu, Mustafa Sarp yine buz gibi bir gol kaçırdı ve en sonunda 77. dakikada Keita ile beraberlik golünü attık.

Pas yapamayan,oyun kuramayan Galatasaray yine de Vicente Calderon'da 4 net pozisyon bulabiliryorsa Kewell-Baros-Sabri takviyesi ile çok iyi skorlar elde edecektir. Önemli olan rövanşta avantajımızı korumak. Sonraki turlar daha kolay olacaktır.

di canio dedi ki...

dün akşam yorumlarda elanonun sıradan oynadığı yorumlarını duyunca çıldırdım bence bugüne kadarki en iyi oyunuydu pas verdikten sonra adamın arkasına saklanmayıp sürekli boş alanlarda top bekleyen ve inanılmaz güzellikte uzun ve sert paslarla premier lig pasları izletti bize kesinlikle orta sahada sarp ve topal gibi sadece mücadeleye dayalı bir futbol oynayan orta sahada böyle bir elanoya ihtiyacımız var

liquefied dedi ki...

valla Elano'yu herhalde sadece biz beğenmişiz.(ben değil) İspanyol medyasına göre en kötülerden kendisi. Eurosport'ta da aynı şey. Bana kalırsa da, 4-3-3 oynayan bir takımda böyle bir adam gereksiz. Rijkaard'ın Barçası'nı örnek verirsek mesela ne Deco, ne de Xavi. Ne Deco gibi hücumda etkili bir adam, takımına liderlik eden bir adam; ne de Xavi gibi defansif olarak katkısı iyi olan, ekstra olarak iyi pasör bir adam. Dünkü oyunuyla bunları gösterdi zaten. Yaptığı foulleri, defansif katkı olarak yoran arkadaşlar da var, çok ilginç. Fiziki yetersizliğidir yaptığı fouller. İki tanesi sarı kartlık haraketti üstelik. Hücumda da uzun toplar hariç pek bir etkinliği yok. Sıradışı denecek bir özellik yok bu adamda. Oldukça vasat. Mehmet Topal bile bu adamdan daha özel bir orta saha. En azından, sahip olduğu özelliklerle 4-3-3 ön liberosudur Mehmet Topal.

umutation! dedi ki...

ödüllü bilet soruları var mı rövanş için :D

pclion dedi ki...

Şu mudur yorumun yazıya Umut? :D Evet, olacak. :)

umutation! dedi ki...

abi maçı çok heyecanlı izlemişim hiç hatırlamıyorum o yüzden :D

tanrı keita'yı korusun ama...

sportifkeyif dedi ki...

bence 2. yarı gayet iyi oynadık. santraforsuz ordan 1 puan alıp donmek de oldukca iyi.

Murat1905 dedi ki...

Ayhan'ın formunu yakalayıp girip tekrar sorumluluk alması gerekiyor yoksa Sarp ve Topal ikilisinin pas hataları başımızı çok ağrıtır. Sakatlanmadan önce Ayhan adeta bir virtüöz gibiydi ama şimdi o halinden eser kalmadı. Kendilerini toparlayıp hocanın dediklerini yapana kadar Sarp-Topal ikilisi yerine Elano-Arda(veya Ayhan) ikilisini tercih ederim. Fatih hocanın mantalitesine olduğu gibi top bizde kalmalı ve kolay kolay teslim etmemeliyiz.

Related Posts with Thumbnails