Antalyaspor 2-1 Galatasaray || Geri Dönen Bu Kez Farklı...

Antalyaspor maçında net bir şey gördük ki o da Galatasaray bir kanat organizasyonu takımı. Galatasaray kanatlarda var oluyorsa skor ve oyun geliyor, eğer kanatların ikisi birden aksıyorsa orta saha zaafiyeti iyice netleşiyor ve takım rakibin teknik kapasitesinden bağımsız olarak oyunu rakibe teslim edebiliyor. Bu senaryoyu birçok kez gördük, bu maç da artık sağlamasıdır. Bir önceki Antalya deplasmanını çeviren üçlüden sadece Elano maçın son bölümünde sahadaydı, Keita ve Kewell takımda yoktu. Bekler değişmiş, defans liderliğine yeni bir isim soyunmuş, orta sahalar iyice formdan düşmüş, bunların üstüne takımın yeni santraforu da sakatlanmışken yapacak pek de bir şey kalmıyor. Maçın kupa maçı olması Galatasaray adına tek teselli, Arda Turan'ın attığı o gol belki de turu getirecek ancak bu maçın Galatasaray'a öğreteceği birçok ders olmalı.

Maç özelinde ilk problem kanat bekleriydi. Uğur Uçar bence yeterli bir bektir ama hiçbir zaman kanadını domine edecek cinsten bir oyuncu olmamıştır. Stoperden geçiş yaptı zaten bu bölgeye, altyapı fundementalı defans üzerinedir ki hücum açısından başta oyun bilgisi olarak üstüne epey koymuştur, bu bile büyük başarıdır onun için. Sol tarafta ön taraf işlemiyorken zaten ters ayaklı Uğur'un önündeki oyuncuyu harekete geçirmesi zor. Emre Güngör'ün bir bekten ziyade üçüncü stoper gibi oynadığını zaten gördük, henüz işini layıkıyla yapamıyorken hücumda var olmasını beklemek zaten saflık olur. İyi bir Emre Güngör'ün dahi hücuma yapabileceği en önemli katkı attığı isabetli uzun paslar olur, bindiren, önündekine alan açan bir bek değil Emre, iyi oynadığı zaman bile. Bu açıdan Uğur Uçar-Emre Güngör bekleriyle başladığınızda kanat akını insiyatifini ön bölgeye teslim etmiş oluyorsunuz.Şu haliyle Galatasaray'ın ekstra bir şeyler üretebilmesi ve skor alabilmesi için iki opsiyonu var. Birincisi duran top, ikincisi bireysel becerisiyle oyunu domine edip pozisyon üretebilen Abdul Kader Keita. İlkinden faydalanıp Arda Turan'ın çok şık son vuruşuyla zaten öne geçti Galatasaray, bu maçtan 1-0'la da çıkılabilirdi belki ama yine de hiçbir şey değişmemiş olacaktı. Bir kere orta sahada yenik düşünce topu rakibe teslim ediyor ve kendi oyununu oynamasına izin veriyor Galatasaray.

Sanılanın aksine iyi bir savunma hattı olduğunu düşünüyorum ben Galatasaray'ın. Bu kadar sık üçüncü bölgesine inilen bir takıma oranla aslında az pozisyon veriyor Galatasaray fakat rakip bitirince arıza çıkabiliyor işte. İlk golde Djiehoua'nın (ismini kim koyduysa tebrik ederim ayrıca) attığı enfes vücut çalımı ve net vuruşu, ikinci golde Necati Ateş'i senelerce seyretmiş biri olarak şaşırmadığım şahane bir gol vuruşu skoru Antalyaspor'a getirdi. Djiehoua'yı çok beğenirim, lig özelinde sağlam iş çıkartan bir oyuncudur fakat bu beceride gol atabilmesi için baya bir maç beklemek gerek, bunun Galatasaray'a denk gelmesi biraz şans. Kale önünden net pozisyonları harcadığını da biliyoruz, en son Fenerbahçe'yle oynadıkları kupa maçı gözümün önüne geldi şimdi. Uzun maratonda böyle maçlar oluyor işte, Beşiktaş gelip dört pozisyonu gole çeviremezken Antalyaspor benzer bir baskıyla yakaladığı ilk iki pozisyonda tabelayı ikileyebiliyor. Burda mühim olan skor değil iplerin rakipte olması.
Ortadaki üçlünün önemi büyük böyle bir sistemde, Galatasaray kadro yapısında da en kırılgan bölgenin orası olduğu artık bir sır değil. Bu üçlüden defansif orta saha da dahil olmak üzere en az ikisi formda olacak ki Galatasaray hücum yetilerini sahaya tam kapasiteyle yansıtabilsin. Bunun için gerekli olan ilk oyuncu formda bir Mehmet Topal. Son şampiyonlukta ismi en başa yazılması gereken oyuncuydu Mehmet, şimdi o günlerinden epey uzakta. Sakatlıklardan bir türlü yakasını kurtarabilmiş değil, kronik vaka olma yolunda ilerliyor. İstikrarlı bir Topal sahaya inerse Galatasaray takımı iki vites yukarı çıkacak ama bunu bekleyeli uzun süre oluyor. Sezon sonu gelecek yeni transfer Musa Çağıran'ı bu yüzden dört gözle bekliyorum, Mehmet Topal gibi o da takıma büyük farklılık katacak ve takım arkadaşlarının ön plana çıkmasını sağlayacaktır. Günümüzde futbol bu oyuncularla oynanıyor işte, Galacticos da Makalele olmadan iş yapmıyor. Acı ama gerçek...

Bugünün en önemli notlarından biri de Ufuk Ceylan'ın kaleye geçmesiydi belki. İlk golde biraz defans hatası, biraz da ters ayak üstünde yakalanmasından dolayı topu ağlarında gördü, ikinci goldeki insanüstü vuruşta yapacağı hiçbir şey yoktu belki ama benim Ufuk'a getireceğim eleştiri o değil. Mükemmel bir kaleci fiziği var Ufuk'un, refleksleri de iyi fakat sıkça kalecisine dönen bir takımda oynuyorken ve bunun bir sonucu olarak defansıyla ayaklarını kullanarak paslaşabilmesi gerekirken bu konuda yeterli olup olmadığından henüz emin olamadım ben. Eğer kaleye geçecekse problem yaşatabilir bu durum. Yine de üstünde ısrarla durulması gerektiğine inanıyorum, mevcut kadrodaki en potansiyelli kaleci olduğuna şüphe yok. Yerli bir kaleci şu tabloda hayat kurtarır, hele ki orta sahadaki ihtiyaç ben burdayım diye bağırıyorken...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

28 yorum:

ugur senel dedi ki...

farklı olan bir şey yok, tonla yumuşak hucumcunun yanına sıradan orta göbek oyuncuları ...
dışı ferrari içi patlak su motoru olan bir kadro... mustafa sarp gibi hiç bir özelliği olmayan ,ne presle top kapabilen nede tempo adına takıma bir şey verebilen berbat bir oyuncunun olmayan defansif özellikleri vede temposu üzerine kurulu tonla aynı tip hucumcu....sokağa atılan paralar dahası secim döneminde yeni bir canaydınla müşerref olma riskinin dayanılmaz ağrısı....

efendim fink -ernst yada fbdeki emre - o adı ne olduğun hatırlamadığım brezilyalının 3 gömlek altı orta göbek oyuncuları ile daha önce dediğim gibi ilk altı hafta gümleyecek bir balondur takımımız ,sorun gecen sene aynı idi ,tuttu bizim yönetim sorunu dahada azdıracak oyuncuları aldı,aldıda makyajın altı yavaş yavaş orta cıkmaya başladı yine...
yazık diyorum...

Sacit Tekin dedi ki...

Bence gerçekleri yazan çok az kişi var. Kimse Galatasaray'ın bir Los Galacticos olma yolunda ilerlediğinden bahsetmiyor. Elano ilk alındığında herkez havalarda idi, kaç kişi bu adamın Galatasaray'ın ihtiyacı olan oyunun 2 yönünü oynayabilen sert, koşan orta saha oyuncusu tipi ile uyuşmadığını yazdı acaba?

Daha 6. haftadaki Beşikştaş maçından beri ortada olan bir gerçek var: Galatasaray bu orta saha yapısı ile, birbirinin benzeri adamlar ile, takım hücumcular ve savunmacılar diye 2'ye bölünmüşken 2 maç ağızlara bir parmak bal çalar sonrasında "Neden" ile başlayan cümlelere gönüş yapılır.

Tek umudum devre arası transfer dönemiydi ama sakatlıklar ama teknik ekibin düşünmemesi sonucu orta saha yine boş kaldı.

Mevcut kadro yapısı ile Galatasaray'ın ligi zirvede bitirmesi çok ama çok zor, sadece rakiplerinin Galatasaray'ın altında performans göstermesi ile tersi durum gerçekleşir.

http://sacitekin.blogspot.com/

ugur senel dedi ki...

sacit bey bu durum sadece bu yıla mahsus değil,aynı sorun gecen yılda acık vede secik takımın cökmesine yol acdı vede kesinlikle bu yılda aynı sebebden büyük bir cöküş yaşanacak...
dediğiniz gibi takım ikiye bölünmüş durumda ,eldeki tonla hucumcuya rağmen atak olarak dahada cökeceğiz keza orta alanda tempoyu eline alan ,koşan basan oyuncular yok.. evet elano transferide büyük fiyaskodur üstelik takımı artı yöne hemde 2-3 gömlek üste taşımak gibi bir şans elano transferi öncesinde elimizde mevcuttu keza onun yerine alınacak sert-iki yönlü bir oyuncu transferi cok ama cok şeyleri değiştirecek idi ama bizimkiler tuttular ,hiç eksiğimiz olmayan bir durağan oyuncu daha aldılar dahası coğu kişi bu transfer sonrası box to box bir oyuncumuz oldu diye sevinirken gelecek felaketi göremedi ,devre arası ayrı komedi ,takımın orta göbeği 2 oyuncu isterken sakatlıklar bahane edilip jo vede dos santos alındıki , dos santos komedi bile olamaycak bir rezalet mantıkla alındı (dos santosamı ihtiacımız var bizim )

işin kısası allanan pullanan transferlere bakınca : leo franco - elano- gökhan zan tam fiyaskoya dönüşen transferler oldular , şimdi yolda dos santos vede hatta hatta sıfır orta saha direnci sayesinde ağırlığı iyice ortaya cıkacak neill dahası servetin sıfırı tüketişini izleyeceğiz...

malesef adnan başkanın dönemindeki transferler neredeyse yüzde 80 yanlış olarak üstelik cok fahiş paralara yapıldı, vede korku dağları sardı cünkü secim döneminde gelmesi muhtemel canaydın türevi bir yönetim hepden ayrı bir hikaye olacak gibi duruyor...

Adsız dedi ki...

Mustafa Sarp, Ayhan, Barış, Mehmet Topal... Bu dört adamdan ikisi ortasahada oynadığı zaman sistem çalışmıyor. Antalyaspor maçında üçü birden sahadaydı.
Mehmet Topal: İki yıldır çift yönlü oyuncu olma adına hiç ilerleyemedi. Çok fundamental eksiği var.
Mustafa Sarp: Mehmet'i yedeklemesi için alınmıştı ama Mehmet sakatlanınca ilk 11 oyuncusu oldu.
Barış: Pres yapıyor, fakat paslarının çoğunu rakibe veriyor, gol pozisyonlarını öldürüyor. Skor olarak ilerideyken son 15 dakika ortasahayı güçlendirmek için oyuna sokulan oyuncu olabilir, daha fazlası olamaz.
Ayhan: Son demlerini yaşıyor.

Bu yüzden çift yönlü oynayabilecek bir merkez ortasaha alınmalıydı transfer döneminde. FB'ye bakıyoruz Emre ve Mehmet Topuz var, BJK'ta Fink ve Ernst var. Aslında yönetimi bu konuda suçlayamıyorum. Sonuçta stoper transferi daha acil bir ihtiyaçtı. Baros ve Kewell sakat olduğu için de santrfor gerekiyordu. Ama Giovani çok mu gerekliydi?

Ben Rijkaard'ın oturtmaya çalıştığı sistemin işleyebileceğine dair umudumu bu maçla birlikte kaybettim. Zaten bir Türk takımının bu sistemi uygulayabileceğini düşünmek çok ütopikti. Her şeyden önce altyapının düzenlenmesi ve futbol mantalitesinin altyapıda verilmesi gerekliydi. Zaten Barcelona'nın iskeletinde altyapıdan oyuncular (Valdes, Puyol, Pique, Xavi, Iniesta, Messi) var. O zamana kadar Barcelona'nın futbolunun kötü bir taklidini oynayabiliriz diye düşünüyordum ama artık onu da düşünmüyorum. Zaten bu kadar teknik oyuncu gerektiren bir sistemin Türkiye'de işlemesi kasap oyuncular ve sertliğe izin veren hakemlerden dolayı zor.

Bence Rijkaard en azından geçici olarak 4-4-2'ye geçmeli. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz PCLion?

(Biraz karamsar bir yorum oldu, kusura bakmayın.)

Emre Bozkurt dedi ki...

Çok heycansız bir takım olduk..

Adsız dedi ki...

@ugur senel
Hangi mantıkla Adnan Polat'ın yaptığı transferlerin %80'inin yanlış olduğunu söylüyorsunuz? Bu yılki transferlerden kötü diyebileceğim bir tek Leo Franco ile Gökhan Zan var. Onlar da bedelsiz yapıldığı için fazla bir zararımız yok. Elano, hiç de fiyasko değil, sadece takıma alışması biraz sürdü. Çok iyi oynadığı maçlar bulunmakla birlikte hiçbir maç vasatın altında oynamadı. Neill, defansı toparlayacak çabuk bir stoper. Bence olabilecek en iyi seçimdi. Jo, Baros ve Kewell'ın sakatlığından dolayı santrfora ihtiyacımız olduğu için alındı. Giovani konusunda şüphelerim var ama bir şey söylemek için erken. Geçen seneki transferlerden bir tek Meira tutmadı. Meira'yı da kar ederek Ruslara sattık, dolayısıyla maddi zararımız yok. De Sanctis, şu an Napoli'de harikalar yaratıyor, GS defansının kurbanı oldu. Kewell ve Baros'u anlatmama gerek yok zaten. Lİncoln ve Linderoth zaten Canaydın dönemi transferleriydi. Elimizde olan şeyin değerini bilmiyoruz gibi geliyor bana.

a-town dedi ki...

vay anasını.. yedeklerle dandik bi kupa maçını kaybettik diye amma baykuşluk yapılmış. ilk 11 den 5 oyuncu eksik, 3 gün sonra ligde kritik bir deplasman var. motive olamadı takım işte ya da gününde değildi ne var bunda bu kadar. insan tuttuğu takımın akbabası olur mu? takımı sevin arkadaşlar, kendi lafınızı değil.

excellence dedi ki...

Ugur Senel // Fahis para derken hangi transferi kastediyor anlamiyorum gercekten. Saydigin adamlardan Neill, Franco, Dos Santos, Jo, Gökhan Zan ya bedava gelmis yada 1 milyon dollarin altinda maliyetlerle gelmis.

Bir tek Elano transferine yuklu bir miktar harcanmis onuda bugun satmaya kalksan 70 % geri kurtarirsin bonservisten. Elano da ayrica fiyasko deyildir pas trafigi iyi akan bir takimda neler yapacagi bugunden belli oluyor.

excellence dedi ki...

Benim daha cok takim oyununa ve oynadigimiz sistemin sezon basindan bir adim ilerlemedigine, hatta geri geri gittigine takiliyor.

Yanlis anlasilmasin, yarim sezonda takimin basinda Rijkaard var diye hemen Barcelona futbolu beklemiyordum tabi ama sürekli üstüne koyarak giden bir takim bekliyordum. Yani sezon basini 0 sayarsak simdiye 25-35 lerde olmamiz lazimdi ama oyun felsefesi adina hala 0'lardayiz.

Eyer takim üstüne koyarak gelseydi ve bize bir isik gösterseydi isterse 2 yil sampiyon olmasaydik ama öyle bisey yok. Yerinde sayan bir takim var su anda.

Madem arkadan oyun kurabilen bir takimimiz yok yerine surekli top siseren adamlarimiz var ozaman Baros iyilestiginde 4-4-2 ye dönup ilerde Jo-Baros la oynanamamiz en mantiklisi. Sisirsinler Jo nun kafasina oda Barosu iletsin paslari. Bundan fazlasini yapmaya niyeti yok zaten takimin.

Schumy dedi ki...

Uğur;

Serkan Kurtuluş - Uğur Uçar.

Bu iki oyuncuyu bir kıyaslayabilir misin ? Uğur'un altyapıdan çıkmadığını ve 1,5 sene sağır bir sakatlık geçirdiğini düşün.

Sence Uğur mu oynar bu takımda yoksa Serkan mı ? Ya da Uğur gerçekten Galatasaray'da oynayacak bir oyuncu mu ? Ne farkı var Semih Kaya'dan veya daha önceleri yıldız olacak derken gönderilen altyapı oyuncularından ?

Bir futbolcuda benim kriterlerime göre ya hırs ya teknik ya hız ya da fizik gücü olur. Uğur'da bunlardan hangisi var ?

Uğur Uçar o talihsiz sakatlığı geçirmemiş olsaydı şimdiye çoktan Anadolu'nun tozlu yollarını boylamıştı. Küçük kaptan vs olaylarına girmeye gerek yok, sakatlanmadan önce de yaptığı asistler dışında defansif katkısı 0 olan pozisyon almadan bihaber bir oyuncuydu Uğur. Sabri'nin o zamanlarki rezil ötesi performansı sayesinde herkesin can yeleğiydi.

Bu saatten sonra kimse bana oyuncu kayırılmıyor demesin.

Kolay gelsin.

pclion dedi ki...

Anıl, şu takımda kayırdığım bir adam varsa onun da Uğur Uçar olduğunu birden fazla kez dile getirmişimdir, o yüzden son söylediğinin vurucu bir tarafı yok, onu baştan söyleyeyim. :)

Serkan Kurtuluş bu sene hem A hem A2 takımda öyle performanslar ortaya koydu ki bırak Galatasaray'ı profesyonel futbolda tutunabileceğinden şüpheliyim ben şu an. Ayağına basan topu alıyor, paslarını iletemiyor. Tamam, Uğur'u severim ama hiç sevmesem dahi rahatlıkla Serkan'ın fersah fersah önünde olduğunu söyleyebilirim. Defansif açıdan gayet yeterli Uğur, pozisyon bilgisi de var, ayrıca o ağır sakatlığa rağmen sertlikten de kaçınmayan bir oyuncu. Sakatlık öncesi hücum performansından uzak olabilir, onu hep belirtiyorum zaten.

Senin çizdiğin çerçeveye katılmıyorum yalnız, onu kesinlikle söyleyeyim...

Schumy dedi ki...

Yahu önündeki adama pas veremiyor.

Zaten senin de bahsettiğin gibi Emre Güngör ve Uğur Uçar'dan (sol bek) oluşan bir bek ikilisinin önlerinde Messi ve Mata oynasa yine başarılı olamaz o takım.

Bilemiyorum, iki maçtır resmen gerisin geriye gidiyor, zaten takım da kötü giderken hiç hoşuma gitmiyor ısrar edilmesi kendisinde. İsteseniz en az 2 tane daha alternatif çıkarabilirsiniz takım içerisinden. İlk akla geleni Caner'i o bölgeye çekip önüne Arda'yı, Neill'i sağ bek'e çekip önüne de Elano'yu almak olabilir.

Bilemiyorum bu akşam çok moralim bozuldu. İzlediğim takım Galatasaray olamazdı. Kafamda kurduğum komplo teorilerini düşünsen inanamazsın, Fatih Terim'e kadar uzandım sen düşün :)

Neyse umarım herkes topluca bir yenilenme olayına girişir, Rijkaard'ın Keita ile ilgili açıklamalarından da ona çok ihtiyaç duyduğu açık seçik anlaşılabiliyor, yoksa şimdiye çoktan kesiği atmıştı.

Sevgiler.

Murat1905 dedi ki...

İyi geceler Uğur,

Bugünkü yenilgide beklerin hücum zaafiyetindeki oynadıkları rolü çok güzel özetlemişsin. Bu sistemde özellikle kanatlar çalışmayınca adeta çöküyoruz ki Barça'da Gijon karşısında aynı dertten muzdaripti. Nitekim Alves'in oynamadığı karşılaşmada solda Abidal, sağda Puyol ile hücum organizasyonları büyük bir sekteye uğramıştı. Abidal pek çıkmayan tarzda bir bek olduğundan ve Puyol da eski özelliklerini yitirdiğinden Barça göbekten saldırmak zorunda kalmış, önceki maçlara göre daha az pozisyon bulup bunlardan sadece bir tanesini değerlendirebilmişti.

Bize döndüğümüzde ise ne sol bek olarak değerlendiren Uğur ne de Emre Güngör etkili bindirmeler yapamadılar. Hocamız sol bekte Caner, önünde Arda; sağda Uğur, önünde Giovani tercihi ile başlasaydı belki çok daha fazla verim alabilirdik ama oyuncuların idman performanslarını bizlerden çok daha iyi bilen, taktikleri yemiş yutmuş hocalarımızın tercihlerine ve bilgilerine saygı duyuyorum.

Bugün Trabzon maçındaki gibi dirençli bir ortasahayla başladık ama göbekteki üçlü (Barış, Ayhan,Mustafa) o kadar çok pas hatası yaptılar ki organize olup doğru düzgün atak geliştiremedik. Bu arkadaşlar pres yapıyorlar ama yaptıkları presle ne top kapabiliyorlar ne de rakibi hatalı pasa zorluyorlar dolayısıyla gözler Suat Kaya, Okan Buruk, Batista tarzı nitelikli pres yapan oyuncuları aramaya devam ediyor.

Atletico Madrid maçını gözönüne alırsak 4-3-3'lü bir sistemde Jo'suz forvet hattımızın santraforu olarak kullanılabilecek yegane oyuncusu Arda'dan ziyade Giovani gibi gözükse de hocamızın tercihini Abdulkadir Keita'dan yana kullanacağına inanıyorum ki bu Giovani'yi iki güçlü stoperin arasında kaybetmekten daha iyi bir seçenekmiş gibi geliyor.

Sevgiler,

sunshine dedi ki...

Geçen sene Bülent Korkmaz'ın Lincoln'e yaptığını bu sene Rijkaard Keita'ya yapıyor.Ama eleştiriler aynı olmuyor.
Sezon başından beri bi takımın oyunu bir aşama kaydetmezmi? Kör döğüşü gibi oyun oynuyoruz.Antalya bu ligin kontra atak yemeye en müsait takımı (örn.fenerbahçe ligde galip gelirken)ama bi tane kontra atak geliştiremiyoruz.Bana göre bizim takımın en büyük problemi bu.Keita'nın geliştirdikleri de kendi becerisi yoksa üstünde çalışıldığından değil.Dün biraz bu özelliğimiz olsa birçok fırsat yakalardık ama gömülüyoruz geriye duvar gibi allah ne verdiyse top bölgemizden uzaklaşsında nereye giderse gitsin mantığındayız.
En çok merak ettiğimde yönetim Necati olayında Rijkaard'a danıştı mı.

Redvidigal dedi ki...

Neill'in sağ kanatta oynayıp Emre Güngör'ün de stoperde oynaması bu karşılaşma için daha iyi olmaz mıydı?Emre sakatlıktan doğru düzgün kurtulamamışken onun sağ bekte oynatılması bence yanlıştı.Ayrıca Neill'in esas mevkisinin de sağ bek olduğunu düşünürsek bu karşılaşmada Emre Güngör ve Servet stoper de,Neill sağ bekte oynamalı diye düşünüyorum.Siz ne dersiniz Uğur Bey?

Adlı dedi ki...

Saçma sapan bir yetersizlik kavramı üzerinde daralmış bir rotasyonun son yılların en kötü Galatasaray'ını seyrettirdiği bir maçtı.

Hakan Balta sakat Galatasaray'ın sol beki yok, Jo sakatlanıyor yedekten girebilecek bir santrafor yok. Orta sahada göbeği yedekleyecek bir isim yok. Ama ligin en iyi kadrosuna sahibiz.

Bu arada Necati,Volkan Yaman,Yaser,Cihan,Orhan,Mehmet Güven yetersiz oyuncular. Uzak ara Galatasaray'da oynayacak kalibrede futbolcu değiller.
Bunlar olurken Ayhan,Uğur,Emre Güngör,Mehmet Topal,Mustafa Sarp Galatasaray oyuncusular ve ilk 11 seviyesindeler.

Bu çok saçma bir düşünce ve uygulamadaki hatalarını artık net bir şekilde görüyoruz. Hep dedim ve yine diyeceğim. Her oyuncu olağanüstü yeteneklere sahip olacak diye bir şey yok. İyi bir takımsanız klübeyi bekleyen vasat oyuncularınız olacak. Barcelonaysanız elbette klübeniz de yetenekli isimlerler dolu olur. Ancak siz Türkiye liginde oynayan her yıl ortalama bir Avrupa hedefi olan ve ekseriyetle bu hedefi tutturamayan ekonomik olarak sınırlı bir güce ve yabancı kontenjanı nedenle kadro derinliğinde dikkatli davranması gereken bir takımsınız.

Volkan Yaman'ın en kötü perfomansı Uğur'un sol bek oynamasından iyidir. Kötü bile oynasa Uğur'u yerinde oynatır ve ondan faydalanırsınız. Koskoca Galatasaray'ın A2 takımı dahil ilk 18'ne alabileceği bir forvet oyuncusunun olmaması ayrı bir utanç sebebi. Arda'yı denedik olmadı Aydın'ı bile denedik orada ama bir tane gerçekten orada oynayan birini bulamadık. Güreşci Necati'ye ise değinmiyorum bile. O zaten yetersizdi.

Galatasaray ortasahasının ortası bölgeyi kalabalık tutan rakiplere karşı hiçbirşey yapamıyor. Topu ileriye taşıyamadıkları gibi ileri pas da yapamıyorlar. 13 pas yapıp ortasahayı geçmediğimiz anlar oldu. Bu anlarda yapılması gerekenlerden biri Arda'nın geriye gelip top taşıması. Ancak Arda da büyük bir düşüş söz konusu. Takıma zarar veren bir yavaşlık içerisinde. Rakip geçeceğim diye gereksiz yere yavaşlıyor. Sonunda geçse bile rakip savunma yerini almış oluyor. Son çizgiye inip attığı pasların isabetsizliği ise ayrı bir sıkıntı.

Galatasaray'ın Keita'ya acilen ihtiyacı var. Takımın harekete ihtiyacı var. Forvetteki bir Keita ise bu hareketten yoksun kalmamıza neden olacak. Sözde geniş kadromuz yerli rotasyonun sığlığı yabancı oyuncuların aynı bölgede oynayan isimlerden oluşması nedeniyle işlevsel olmaktan bir hayli uzak

Adsız dedi ki...

Dün gece sadece Hakan Balta ve Sabri oyansa bile bu oyunun çok üstüne çıkabilirdi takım.
Jo'nun sakatlanması takımı santraforsuz oynattı nerdeyse.Arda bu takımda her zaman skora katkı yapar -ki son iki maçta olduğu gibi- ancak santrafora geçtiği zaman düşüş yaşıyor.
Barış,hücum ağırlığı kanat aksiyonları olan bu takımda sağ önde katkı verip takımı pozisyonlara sokabilecek bir oyuncu değil.
Mustafa Sarp top kullanma becerisi kısıtlı olsa da orta sahada çok yararlı.Ancak o da dün gece bence geldiğindenberi en kötü performansını ortaya koydu. Ki yanında takımın el freni olan Ayhan da çok parlak bir oyun ortaya koymazken.
Tüm bunlar bir takımın etkinliğini yarıdan fazla azaltan sebepler. Takım ideal oyuncularını ideal bölgelerinde oynatmaya başlayınca, Keita ve Elano takıma girince mutlaka ki bu kadar kötü oynamayacaktır. Dolayısıyla dün geceki oyun evet kötü ama çok karamsar bir öngörü ortaya koymaya gerek yok bence. Yanlız şu var ki ; bir çok eksiği olduğu zaman da bu takımın derli toplu bir oyun ortaya koyup,sezon başından beri oturtulmaya çalışılan prensiplere bağlı kalması gerekli. Sanırım hepimizin hayal kırıklığına uğramasının sebebi biraz da burda yatıyor.

Johan dedi ki...

Son 2 haftadır felaket bir takım izliyoruz. Bu sezon hatırlamak istemeyeceğim maçların başında yerini aldı bu maç.

Bir de Rijkaard Hocam lütfen Keitaya maçta kadroya almama cezası verme. Bu Keitaya değil takıma, dolaylı yoldan da taraftara verilmiş bir ceza oluyor. İlle bir ceza verilecekse para cezası olsun bu.

Son olarak yazılarınızı hep takip ediyorum. Yorumdan ziyade okumayı tercih ediyorum. Musa Çağıran yazınız olacak mı? Merakla bekliyorum. İyi günler herkese.

liquefied dedi ki...

O kadar çok şiştik ki, patlayacağımız belliydi. sözlükte de yazdım bunları.

#17987034
#17985649

neill için de iyi demişim. demez olaydım. rezalet şu ana kadar.

h.k dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
pclion dedi ki...

Telefondam yorum onaylamamak gerekiyor demekki, böyle insanların blogu ziyaret ediyor oluşu bile üzücü. Pc başına geçince halledeceğim, okuyucular kusura bakmasın...

sunshine dedi ki...

Bu arada jo en az 3 hafta yokmuş.Mümkünse bizim sağlık ekibi bakmasın yoksa dönemez.Çaktırmadan SSK'ya falan gitsin.

excellence dedi ki...

Ugur sen bosver bu tipi. Monitor arkasindan yazarken bile ismini yayinlayacak kadar cesareti yok.

Adsız dedi ki...

uğur şenel kına yakarsın artık. 6 hafta sonra patlayacak deyip duruyorsun bir gelememişti o hafta. hadi sevin bu 3 gün senin.

ksaadetlioglu dedi ki...

Galatasaray hic bir doneminde defans yapan, bekleyen ve vuran cok iyi bir savunma takimi olmadi, bundan sonra da olmayacak... Ne cabuk unuttuk Büyük Kaptan Bülent'in savunmadaki hatalarını veya Fatih'in hatasi ile bizi SL'de ust turdan etmesini... bugun mevcut savunma hattina laf ediyoruz, sanki bu takimin savunması hep dort dortlukmus de son donemde cok fena olmus gibi... Bu takim hic ama hic bir zaman savunması ile mac kazanmadi, kalecisi ile kazandı mucizevi isler yapan kalecilerimiz oldu ama hep atarak hep hucum yaparak sahada var oldu... Gerets'in ilk senesini dusunun... Attikca cosan costukta daha da cok hucum yapan bir takim vardı sahada... 3 yesek bile 4 atarizi dusunmeyen GS'li var mıdır? Unutmayalim ki bu takim haftasonu cikip Kayseri'ye 4 tane daha sallayabilir, o zaman yüzünüz kızaracak "ama ben oyle demek istememistim mi" diyeceksiniz? Ben hic sasirmam 4 atsak hucumda son maclarda sikinti yasiyoruz diye bu takimin hucum potansiyelini bu kadar kucumsemek, transferlere yanlıs demek kolaya kacmak olur... Gönül ister tabi box-to-box oynayan bir orta sahamız, hatta iki ortasahamız olsun ama eminim alınabilecek o tarz bir adam olsaydı piyasada Galatasaray muhakkak alırdı... Hatta sundan da eminim bu transfer döneminde oyle bir adam alsaydik bu sefer burada yorum yazan bir cok kisi forvetteki sikinti ne olacak diyecekti... Taraftar doymaz, hep soylenir! Ama hatırlatalım Galatasaray bir gecis donemi yasiyor, biz ne cabuk unuttuk bunu? Başımızdaki teknik kadroya guvenimizde yokmus! Kıytırık bir maci kaybettik diye neler soyleniyor neler her yerde... Hani bu sene onemli degildi aslında bu sene GS'nin alisma donemiydi yeni futbol anlayisina? Taraftar maalesef sadece kazanmayı istiyor... Buyrun beyler o zaman siz cikin sahaya siz oynayin siz kazandirin maclari ... Hepiniz Elano, hepiniz Dos Santos olun... Neyiniz eksik ki fazlanız bile vardır hatta!

mirmak dedi ki...

Rijkaard ile yenilmeye kaybetmeye her zaman varım.

bir kupa maçında yenildik sadece.kötümser olmaya gerek yok aslında.
sene başından bu yana sadece 5 maç kaybettik.

strum graz
fe7er
a.gücü
bursa
antalya

kötü düşünmeye gerek yok bence.
rijkaard deniyor.kupa maçlarında yeni bir oyuncu kadroya dahil olur da, emre çolak gibi,gol de atınca mutlu oluyoruz da neden uğur sol bek emre sağ bek oynayınca kızıyoruz?acaba uğur sol bekte sağ bek oynadığından daha iyi oynayıp, harikalar yaratsaydı? ya da emre güngör maçın daha başında attığı derinlemesine güzel pasın sonucunda ayhan'ın bir asisti olsaydı jo'ya?
kötü düşünmeyelim.Rijkaard deniyor takımı.olmadı bu sefer.
takım turu geçecektir.ben de eminim.kaybetsek te önemli değil bence.burdan rijkaard'ın arkasında durmalıyız belki 2 belki 3 sene şampiyon olmayabiliriz.ben razıyım buna.

mirmak dedi ki...

ancak endişeleniyoruz tabi bir taraftan.forvet hattının yerinde yeller esiyor.

Arda'dan forvet olmayacağı gibi keita'dan da ne kadar verim alırız şüpheli.gio dos santos, o fiziğiyle ligin en az gol yiyen defanslarından biri olan kayseri defansı arasında tost olacaktır sadece.keita ise pastırmalı tost olur kanımca.

4-6-0 mantıklı gibi ama bunu hiç denemedi ki rijkaard.

önemli maçlar yaklaşıyor,
uğur sol bek yerine sağda oynasa da, defans adına verimsiz caner-arda sol kanat kombinasyonu da iç açıcı durmuyor.

neill sol kanatta denenebilir ya da önümüzde ki dönemde caner sol beke sabitlenerek defans oynaması konusunda kendisini geiştirmesine olanak tanımalı.sol açık görevine ise çok koşan dos santos getirilirse, hızıyla ve defansa yardım eden iyi niyetli oyunuyla(antalya maçında bunu gördüm)caner arda ikilisinden daha verimli bir sol kanat kombinasyonu elde edilebilir.

sağ bek olarak uğur, elbetteki defansı toparlaması adına transfer edilen neill'in sağ bek oynamasından daha iyi olacaktır.gelecek açısından da bu daha güzel bir seçenek. ama tabi emre güngör servet ikilisi ile sol bekte neill hiç te olumsuz gelmiyor benim kulağıma.tabi deneyip görmesi gerekecek rijkaard'ın neill/arda mı? caner/gio mu?

beklerin takıma katkısı ile orta sahada elano ve arda yumuşak orta sahamızı daha çok pas yapan düzeye getirebilir.Daha mücadeleci yapmaz belki ancak ilk yarıdaki fe7er ve son antalya maçından farksız, baskılı oynayan takımlara karşı yüzdesi yüksek paslarla topa hükmetmeyi ve daha rahat ileri çıkmayı/rakip sahaya yerleşmeyi kolaylaştırabilir bu ikili.

Tabi defansın önünde böyle bir Sarp Rijkaard'ın oynatmak istediği/bizim izlemek istediğimiz futbolun görülmesini gerçekten sarp bir hale getiriyor.Barış o bölgede oynayamaz, kanımca Ayhan da öyle.

Kayseri maçında hepimize bir sürpriz olur,defans kurgusu caner servet emre uğur önünde de bir neill görebiliriz belki.

bu 5liye ilaveten iyi oynamaya çalışan arda elano ikilisinden oluşan orta saha ile sol açıkta dos santos sağda keita kurgusu, bu kadar sakat oyuncu enflasyonunda 4 3 3 oynamak adına bulabildiğim tek formül.

ama tabi bu kurgu da forvet yok. çünkü az önce de dediğim gibi yerinde yeller esiyor.
belki sağ açık barış forvet keita.

emre çolak'ı önümüzdeki maçlarda son dakikalarda görmek istiyorum ama sadece o kadar.fiziken yetersiz bence ama iyi pres yapan ve baskılı oynayan takımlara karşı pas yapabilme adına etkili olabilir.

Galatasaray önde olduğu her maçta gol yeme alışkanlığını sezon başından buyana devam ettiriyor ve artık bu bir huy haline geldi.Belki oyunun son bölümünde orta sahada pas trafiğine katkı sağlar ve böylece takımın son dakikalarda yitirdiği özgüvenine faydası olur. yine de savunması yetersiz bir orta saha oyuncusu.

Neill'in ön libero oynaması ilginç olabilir.Ama yine de Sarp şans bulacaktır:(

mirmak dedi ki...

Bu arada Rijkaard herkesi özgür bırakmamalı takımda.Özellikle Servet'i...Yerini bulmayan bu kadar uzun pas atan biri ne diye hala bunu yapmak için ısrar ediyor ki?

Servet gerçekten kendisinin farkında değil.Neill çok daha iyi top kullanabilen bir futbolcu.Bence defansın da artık bir rotasyona gitmesi gerekiyor top kullanmak konusunda.Sol bekte caner'in oynaması illa ki uzun top oynanacaksa bunu Servet'in yerine yapmasını sağlar belki.Ama Takım uzun top kesinlikle oynamamalı. umarım Neill kısa zamanda takıma adapte olur ve Servet'ten defans liderliğini alır.Ama Servet biat etmeyecektir ona.Sezon sonunda Servet'i göndermek gelecek için faydalı olur diye düşünüyorum.

bu arada Rijkaard'ın bi ara mutlaka emre neill denemesini bekliyorum.

bu haftaki kayseri maçında elano ayhan sarp üçlüsü ve serbest Arda forveti ile rijkaard'ın 4-6-0 deneyeceğini umuyorum.

4 4 1 1 çok sıkıcı bunu gördük bu maç ile.

umarım 4 6 0 ı da görme şansımız olur.

bu hafta kayseri maçında görmek istediğim pas yapabilen bir orta saha.

arda/emre çolak/ayhan + elano + pas yapabilen bir sarp ya da kesinlikle neill.

Ayhan'ı ve Barış'ı seneye orta sahada görmek istemeyen bir çok Galatasaraylı ve derinlerde bunu planlayan bir Rijkaard/Neskeens olduğunu düşünüyorum.

Son olarak Rijkaard ile sezon bitmeden 2015'e kadar (ve hatta fazlası) sözleşme yapacak bir transfer bekliyorum yönetimden.

Liseli Canaydın ekolünü düşünmek bile beni hayalet görmüşe çeviriyor çünkü.

selamlar/saygılar

Related Posts with Thumbnails