Şenol Güneş, Avrupa kupalarında kullandığı 11'ine üç maçlık cezasını tamamlayan Burak Yılmaz'ı ekleyip yoluna devam etti fakat Slutski taşlarını yeniden dizmişti. Vagner Love'la Doumbia'yı ikiletmek yerine onu daha derine koyup bir oyun kurucu gibi faydalanmayı düşünen Rus hoca, Fildişili golcüye yardımı soldan Tosic'le getirtmek niyetindeydi.
Giray, kariyerinin en iyi maçlarından birini çıkardı. |
Peki ya hücum?
Öte yandan hücumcuların bugün istediklerini pek yapamadıkları aşikâr. Şenol Güneş'in maç sonu açıklamasında "Onların bulduğu pozisyonlar bizimkilere göre daha fazla ve netti" demesi boşuna değil. Trabzonspor, haklı olarak Burak Yılmaz'ı merkez alan bir hücum planını uygulamak isteseler de ne Burak'ı doğru zamanda CSKA savunmasının arkasına kaçırabildiler, ne de onu doğrudan oyuna sokabildiler. Henüz ilk yarıda Burak'ın ofsayt sayısı 4'ü bulmuştu ve şamrelleme diye tabir ettiğimiz bir ortaya ani bir şut çıkarması dışında topla adam akıllı buluşabilmişti. Bu durumdan doğrudan sorumlu olan iki oyuncu Adrian Mierzjevski ile Gustavo Colman. Adrian birkaç haftadır çabasını ortaya koysa da formda olmadığını belli ediyor. Arjantinli orta saha ise özellikle ilk yarıda o kadar pasifti ki pas melekeleri vasatın altında olan sağ açık Serkan Balcı dahi ondan daha çok oyun kurucu sıfatını hak ediyordu. Topu Burak'a veremezseniz onun üzerinden de bir şeyler üretemezsiniz doğal olarak...
İlk yarıdaki bu tabloyu iyi okuyan Şenol hoca da boş durmayıp 60'ta iki yedek hücumcusunu sahaya sürdü: Alanzinho ve Henrique. Hafta sonunda Halil Altıntop'un Gaziantep deplasmanında altın golü çıkarmasına yardımcı olan Henrique'nin çok büyük katkı verdiği söylenemez lakin Alanzinho, takımı adına en tehlikeli oyun içi aksiyonunu yaratan isimdi. Kendi kaptığı topla Burak Yılmaz'ın başarılı çapraz koşusu yardımıyla CSKA ceza sahasına inen Brezilyalı hem bencil, hem de kötü bir vuruş yapmasa şu saatte üç puanı konuşuyor da olabilirdik. Bir de son dakikada direkten dönen korner var tabii. Madalyonun öbür yüzünde ise 73'te 10 kişi kalan rakibe verilen şut imkanları, pozisyonları da görmek gerekiyor. Zaten Şenol hoca 81'de son değişiklik hakkını Adrian'ı kenara alıp orta sahayı tutması için Aykut'a şans verdi ki bu da aslında 0-0'ı riske etmemek adına yapılmış bir hamleydi. İstediğini de aldı.
Elde var beş!
CSKA beraberliği Şampiyonlar Ligi'nde yola devam etme arzusuna sekte vurmuş olabilir fakat öte yandan Inter'in Lille'i iki maçta da yenmişken UEFA Avrupa Ligi bileti için de kapıyı epey bir araladı. Beş puanlı Trabzonspor ile CSKA Moskova, Lille'in üçer puan önünde ve Trabzonspor, Fransa deplasmanında kalesini kapatmayı başarırsa farkı üçte tutacak ve Avni Aker'e belki de beraberliğe tur atlayacak konumda gelecek. Inter-CSKA maçından çıkacak muhtemel bir Nerazzuri galibiyeti de bu bileti "first class"a çevirebilir. Şimdilik elde var beş, zaman dövünme değil son iki maça bakma zamanı...
Trabzonspor: Tolga, Celutska, Giray, Glowacki, Cech, Serkan (61 Alanzinho), Zokora, Colman, Adrian (81 Aykut), Halil (60 Henrique), Burak
CSKA Moskova: Gabulov, Ignashevich, Aleksie Berezustki, Dzagoev, Mamaev (79 Semberas), Tosic (69 Cauna), Aldonin, Vasili Berezutski, Schennikov (46 Nabakkin), Vagner Love, Doumbia
2 yorum:
Uğur, eline sağlık, güzel bir yazı olmuş.
Fakat gelecek maçlarda Avni Aker'de İnter'i ağırlayacağız.
Cska'da kendi sahasında Lille ile mücadele edecek.
Haklısın, fikstür aklımda yanlış kalmış. Öbür türlü olsa çok fark edecekti. Inter'den alınacak beraberliğe konsantre olmalı o zaman. Her türlü işimize gelir. Lille kazanırsa CSKA altta kalır ve ikincilik şansı olur son maçta, CSKA kazanırsa Avrupa Ligi garantilenir, Lille ümitsiz çıkar . Yeter ki mağlubiyet olmasın.
Yorum Gönder