Bursaspor Düşerken: Volkan, Sercan & Ozan


İki senedir merakla beklenen gün geldi, Süper Lig'in anomalisi olarak görülen Bursaspor'un zirve iddiası an itibariyle sonlandı. Sekiz hafta kalan ilk ikiyle arasında dokuz puan var ve mucizeler Bursa'nın yanında olmazsa artık muhtemelen üç, kötü gidişat sürerse dördüncü sırada ligi tamamlayacaklar.

Geçen sezon onları zirveye taşıyan yolda en önemli parçalar orta sahanın önündeki yerli üçlü Ozan İpek, Volkan Şen ve Sercan Yıldırım'dı. Bursaspor, Prestij Ailesi'nin Mahsun, Alişan, Özcan üçlüsünü kıskandıracak bu ekibe yatırım yaparak devam etmeyi düşündü ama bu üç oyuncunun hali ortadayken Kenny Miller gibi üstün bir forvet dahi şampiyonluğu kotarmaya yetmiyor. Trabzon'un da Fenerbahçe'nin de gerisindeler, bu açık.

Türkiye'de kanundur. Yerli oyuncuların kariyer eğrisine güven olmaz. Bir anda tepetaklak da olabilirler. Zaten üç sene formda kalan adamı öpüp başa koymak lazım, oldu dediğiniz adamı tanıyamaz hale gelirsiniz. Biraz yerli oyunculara fazla dayanmanın getirdiği sonuçlardan birisi olarak Ertuğrul Sağlam ve Bursa istediğini bulamadı bu yıl lakin üçünün birden geçen seneyi mumla aratmasını biraz daha farklı yorumlamak gerekiyor.

1- Bu üç oyuncu için Şampiyonlar Ligi'nin vitrinliği teoride kaldı.
2- Her Türk oyuncu için İstanbul hâlâ bir cazibe merkezi.
3- Formunun zirvesindeyken bırakmadığın oyuncular kulübe hem performans hem de ekonomik zarar verir.

Bu sezonki Volkan, Sercan ve Ozan portresine bakarsak yapılacak çıkarımlar bunlar. Sanıldığı gibi Şampiyonlar Ligi, bu üçlünün daha da parlamasını ve aşama kaydetmesini sağlayamadığı gibi geçen senenin kredisinden yiyen bir görüntü sergiler hale geldiler. Şu anda bu üçlüden sadece Ozan İpek oynarken, Volkan Şen ile Sercan Yıldırım ilk 11'de yeri garanti olmayan oyuncular haline geldiler.

Ozan İpek, saha içinde verimli olmaktan uzaklaştıysa da bu onun oyun kimliğine bağlanabilir. Ozan, kanatlar işlediğinde görevini yapacak, ortasını kesecek, arka direkte de gol vuruşu yapacak, iyi bir sol açık ve iyi bir orta saha çoklayıcısı. Volkan Şen ile Sercan Yıldırım ise daha çok bireysel becerileriyle öne çıkan oyuncular ve yaşadıkları düşüşün tamamen şampiyonluk sonrası gelen tanınırlığın ve izleniyor olmanın getirdiği baskıyla ilgili. Bu sınavdan hem bu ikilinin, hem de Bursaspor'un geçer not almadığını söylemek lazım. Türkiye şartlarında yine epey iyi bir paraya gönderilebilir, Kayseri ve Gökhan Ünal-Mehmet Topuz örneğinde olduğu gibi lakin piyasası gelen adamı göndermek gerektiği gerçeğini Şampiyonlar Ligi gibi bir vitrinin dahi değiştiremediğini görmek üzücü bir yandan da.

Öte yandan sorulması gereken bir başka soru şu: Bursaspor'un üçüncü olması bir başarısızlık mıdır? Bence kesinlikle değil ama bunu açmak gerek. Üçüncülük de kesin gibiyken gelecek sezonki UEFA Avrupa Ligi yoluyla da söylenecek bir şeyler var. Şu iki gün olmasa da önümüzdeki günlerde bu yazıyı serileştirmek için elimizde yeterince malzeme var.

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

2 yorum:

kuzen larry dedi ki...

Son yıllarda "takımlarımız yabancı oyuncu doldu türk oyuncular şans bulamıyor" diye revaçta bir söylem var. türk futbolundaki düşüş başbakandan sokaktaki adama kadar buna bağlanıyor. o kadar içi boş bir söylem ki duydukça sinirlenmeye başladım artık. bana göre avrupadaki en şanslı oyuncu grubu türk futbolcuları. başka hangi avrupa liginde hangi ülke vatandaşı futbolcunun ilk onbirde 5 yeri garanti? başka hangi ülkede mehmet topuza 9 milyon euro verilir? zaten 1 sezon top oynayınca 7 sülalelerine yetecek kadar para kazanacakları sözleşmeler hazır. vergi mi? ne vergisi? ülkede vergi vermeyen belki de tek kesim bizim bu zavallı futbolcularımız. ahh ama o yabancılar yok mu o yabancılar önünü kesiyor hep bizim süper profesyonel oyuncularımızın! yahu koca ligde bu sene parlayan türkiye altyapılı bir tane adam var mı? takımlar bu 5 kişi için bile yeterli adam bulamıyor 70 milyonluk ülkede, gözleri hep 3-4 milyonluk yurtdışındaki türk nüfusunda sen hala yabancı sınırlaması olsun diyosun.ulan önce bizim ülkede yetişenler avrupadan gelen türklerin yerini kapsın da ondan sonra sıra yabancılara gelir. o zaman gurbetçi türklere de sınırlama getirelim tam olsun.

sen altyapılara dünya cahili eski topçuları doldur, okulu zaten hiç önemseme, e bir şekilde yeteneklerinle çıktın a takıma orada da sinan engin gibi adamlar var zaten.. süper eğitim orada da devam ediyor...ulan ronaldo da her boku yiyor her türlü aleme giriyor ama mesleğine de ihanet etmiyor adam. bari onu örnek asınlar kendilerine.

arda 1-2 sene önce aylarca konuşulacak bir laf etti, ben 4-4-2 yi milli takımda öğrendim dedi. işte oturup bunu tartışmak lazım ama sen hala yabancılrdasın..gs altyapılı adam söylüyor bunu gerisini sen düşün artık..

off yazacak daha çok şey var da gece gece toparlayamıyorum kafamı.. son sözüm altyapı olayı uzun vadeli bir iş, kısa vadeli çözüm olarak ilk 11 deki yabancı sayısı 8 e çıkarılsın, hatta zorunlu olsun :) kalan 3 yeri kaptırmamak için birbirini yesin profesyonel topçularımız. 18 çarpı 3 54 tane süper profesyonel her daim formda topçumuz olur. almanyadakilerle beraber milli takıma yeter de artar bile..

pclion dedi ki...

Larry, senle tamamen hemfikirim, kendim yazsam bu kadar olur herhalde. :)Zaten ortam bu olduğu için senelerdir hem Galatasaray'ın, hem milli takımın başarısızlığının sebebi olan Balta, Servet, Zan gibi bir savunma bloğu her maç gol yedirseler dahi aynı saygıyı görüyorlar. Galatasaray 26.haftada 11.sırada yahu...

Related Posts with Thumbnails