Poor Man's Manchester City: Ankaragücü

Yaz transfer döneminde Manchester City'den Darius Vassell'i getirerek yeni transfer stratejisini sansasyon yaratmak üzerine kuracağını büyük ölçüde belli eden Ahmet Gökçek önderliğindeki yeni Ankaragücü yönetimi ara transfer dönemini de boş geçmedi, dün yapılan kongreye Türkiye'nin ihraç ettiği yabancı futbolcular dendiği zaman adı ilk sırada geçen Geremi'yi getirerek uzun süredir görmeye alışkın olmadığımız transfer şovlarından birini yapmış. Geremi önemli bir isim, Gençlerbirliği sonrası kariyerini hepimiz biliyoruz. Bundan bir sene önce Beşiktaş'a ya da Galatasaray'a gelse hiçbirimiz yadırgamazdık sanıyorum, Newcastle'ın Championship'e düşmesi ve orda şans bulamaması sonrası piyasası baya düşse de kariyeri yabana atılacak oyuncu değil. Süper Lig'de başarılı olmanın yolu orta sahadan geçer tezini savunan birisi olarak Ankaragücü'nün düzenli oynatabilmesi durumunda sadece sansasyonel anlamda değil, performans anlamında da büyük verim alacağı bir oyuncu olacaktır. Geremi'nin Afrika Kupası'na gideceğini de not düşmek gerek yalnız.

Geremi'nin gelişi bir kenara, bence burda üstünde durulması gereken nokta Ankaragücü'nün yeni transfer stratejisi. Ankaraspor'un belediye kaynaklarından faydalanması ve oyuncularına iyi ücretler ödediği bilinen bir gerçekti ama bu ligin dengesini değiştirecek cinsten bir durum değildi. Ankaragücü'nü tabiri caizse 'düşürdükten' sonra bu kaynakların kullanımının gittikçe artacağını açıkça görüyoruz. Belki Chelsea'ye Abramovich'in gelişini hatırlatıyordur ekstra para akışı ancak Manchester City daha yakın bir model gibi duruyor bana göre. Türkiye'nin Manchester City'si olmaya, oyunculara piyasalarının üstünde teklif götüren ve yeniden yapılanan bir kulüp olma uğraşında Ankaragücü. Bunu sözleşmesi bitimine 5 ay kalmış olan Ali Turan'a Galatasaray talip olduğundan 1 milyon euro bonservis önerebilecek kadar hevesli olmalarından da anlayabiliyoruz. Bu tip kulüplerden bir futbolsever olarak hiç haz etmedim, onu baştan belirteyim ancak günümüz futbolunda neredeyse her ligde bu tip kulüplere rastlamak mümkün. Türkiye'de de bir muadilinin bulunmasını yadırgadığımı söyleyemem o açıdan. Doğru transferleri becerebilirlerse lige yeni bir bakış açısı katabilirler, takip etmek lazım.

İşin bir diğer yönü de az önce dediğimiz gibi sansasyon, daha doğrusu 'isimli' oyuncu getirme merakı. Geçtiğimiz sene Yunanistan'dan Larissa örneği vermiş, piyasası aşağıya düşmüş, kariyerli isimleri toplayarak orda yeni bir yapı, yeni bir model oluşturduklarını söylemiştik. Ankaragücü bu modelin Türkiye temsilcisi olabilir mi, bilemiyorum ama aklımdan geçmiyor değil. Kenara not düştüğüm araştırma konularından biriydi bu, Larissa modelini benimsemiş Avrupa kulüplerini lig lig araştırmaktı, Ankaragücü'nün Geremi transferi bu merakımı tekrar uyandırdı. Blogun Avrupa'nın her bölgesinden okuyucusu vardır, bu araştırmayı beraber yapsak daha güzel bir iş ortaya çıkar diye düşünüyorum. Hangi liglerde hangi takımlar bu tip transferlere yöneliyorlar? Cevapları merakla bekliyorum. Larissa yazısı için;

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

11 yorum:

alpigeneral dedi ki...

fransada psg olur mu bilmiyorum.çünkü psg bu takımlara göre büyük bir takım ama transfer stratejilerine baktığımızda makalele ,guily, rothen, kezman luyindula tarzı oyuncuları geçen sene kadrolarına katmışlardı.biraz sansayon peşindeler gibi geldi bana..

Frank Baumann dedi ki...

birkaç saat önce Newcastle United kulübü açıklama yaptı ve transferin kesin olmadığını duyurdu...

bonaventure dedi ki...

sansasyonel transfer dediğin larissa, city gibi olmaz böyle olur;
newcastle:geremiyi satmadık :)

sembolist dedi ki...

Uğur yanlış hatırlamıyorsam Bolton bir dönem(campo-hiero-borgettii vs vs) bu yolu izlemişti..Bir dönem de Dinamo Moskova böyle bi hamle yapıp Portekizli şöhretleri(Manice-Derlei v.s) yaptı ve tam 6 fakat çok başarısız olmuştu..

Redingot dedi ki...

Bu modeli geçtim, Ankaragücü kulübü herhangi başka bir modelin dahi temsilcisi olamayacak kadar modellerden uzak bir kulüp durumunda. Geremi'yi karşılıyorlar, öbür tarafta Vassell gitti ve gelip gelmeyeceği belli değil. Küçük Gökçek'in işbaşına oturtulmasıyla sonlanan sürecin her yanından pis kokular geliyor. olageldi. Kalabalıklıklarından ötürü övülseler de ben taraftarlarının da bir şey olmadığı düşüncesindeyim.
Sabah NTVSpor'da ilk devrenin gollerini gösteriyorlardı, ilk maçta Diyar deplasmanında Ceyhun frikikten gol atıyor, Hikmet Karaman'a koşuyor. Yanlarına ilk gelenler de Cihan Haspolatlı ile Semavi. Hepsinin yerinde yeller esiyor şimdi, bu resmin neresine bir model sığdıracağız ki?

pclion dedi ki...

Öyle demeyin, sansasyon kısmı doğru en azından. :) Transferi de beklemek lazım, gerçekleşmeden havasını atmaksa Gökçek modeline fazlasıyla uygun zaten...

celine dedi ki...

kadromuzda bir yığın gereksiz yerli/yabancı adam varken ek transfer yapılması ne kadar doğru bilemiyorum.takımda hala adam gibi bir hücumcu orta saha , stoper ve tam anlamıyla ''stiker'' diye tabir ettiğimiz cinsten bir ileri uç oyuncusu yok.Fakat buna rağmen ben geremi transferinin isbetli bir karar olduğunu düşünüyorum.zaten ümit özat, roger lemerre'den onay aldıktan sonra yönetimden talep etmiş alırsanız iyi olur diye...

Bonservis bedeli de ödenmedi zaten , 6 ay artı bir yıl opsiyonlu sözleşme imzalandı.

atxaga dedi ki...

vassel'in gelişiyle gökçek familyasının bi' ilgisi yok. cengiz topel yıldırım zamanının 100. yıl hamlesiydi o.
ve şunu da söylemek gerekiyor ki; danışıklı dövüş ya da hisseli harikalar kumpanyası diye de adlandırabileceğimiz iğrenç bi' genel kurulun üstünü örtmek için yapılan gökçekvari bi' şovun ötesine gitmez bu transfer.
ankaragücünden de model felan çıkmaz hocam. çünkü ortada bi' ankaragücü yok, izlediğimiz, takip ettiğimiz başka bişey zira. artık adına sen anlarasporgücü de, ben gökçekgücü... juniorun oyun odası işte.

Erdal Güngör dedi ki...

Almanya'da Bayern Münih'den sonra akıllara ilk gelen Hoffenheim,fakat öyle değil.Hoffenheim'de esas sansasyon yaratan Hopp'un başkan olduktan sonra yükselişleri ama şöyle takıma baktığımızda çoğu oyuncular Hoffenheim'de isim yaptılar.Başında bende Hoffenheim'e değişik gözle bakıyordum,sonra derin ve yerinde araştırınca gerçekler ortaya çıkıyor.Hopp'un maddi gücü Bayernden fazla,istese dünyanın en iyi oyuncularını getirebilir ama yapmıyor.Sansasyonel transferler ile taraftar çekmek yerine doğru konsepti bulmuşlar planlı projeli güzel futbol oynayan takım oluşturarak taraftar çekiyorlar,doğrusuda zaten bu.Senin araştırmana faydalı olacak bir kitap tavsiye ettim blog'da eğer Türkiyede bulursan mutalaka al oku,adı "Die Fussball Matrix".Kitabın konu olarak maddi gücü az olan kulüplerin doğru plan projeyle zengin takımlara kafa tutması ve gittikçe onların önüne geçmesini ele almış.Almanya'ya bakarsak doğru diyebilirim,İtlaya'da aynı yoldan gitmeye başladı zira geçmişte dünyanın en pahalı ligiydi son global krizden sonra şimdi yoğurtu üfleyerek yiyorlar.

İngiltere'de Notts County FC kulübünüde unutmamak lazım,gerçi ada'da buna benzer olaylar gittikçe çoğalıyor ve bence Premiere League bu gidişle duvara toslayacak.Yapılan transferler,ortada dönen rakamlar İngiliz liginin pazarlama gücünü arttırıyor ama oyun kalitesinde muazzam düşüş var,30 seneden fazla ligi takip ediyorum bu sene seyrettiğim maçların çoğu vasatın altında geçti.Ada futbolunun bir özelliği vardı ayrı bir ekoldü ama ne zaman televizyonun tekeline geçip reyting uğruna yapılan aynı tv dizilerinde yıldız yaratma,pazarlama stretejileri sade İngiltere'de değil Avrupanın her ülkesinde futbolu bitirme noktasına getirdi

Adsız dedi ki...

Bu transferden(!) bir kaç gün önce Ankaragücü yönetimi "4 büyüklerin ilgilendiği tüm oyuncularla biz de ilgileniyoruz"demek suretiyle olağanüstü zeka ürünü transfer politikalarını kendi cümleleriyle açıkladılar aslında bize fazla söz bırakmadılar:):)Keşke gövde gösterisi yerine eldeki malzemeyi en iyi şekilde yönetmeye yönelseler.Bu da onlara ters olur tabi her gün gündemde olamazlar bu şekilde.Ankaragücü bu değil,100 yıllık takımı ağızlara sakız ettiler ne yazıkki...

Minero dedi ki...

Ben geçenlerde Ankaragüçlü bir yöneticinin yaptığı lafa takıldım. Adam küme düşen Ankaraspor değil Ankaragücü'dür, takım yönetim tamamen Ankaraspor'a ait, yapılan kiralamalar, verilen paralar Ankaragücü'nün kasasından yapılıyor. Melih Gökçek hakkında düşüncelerim nefret düzeyinde Türkiye'de böyle admalar olduğu için çok üzgünüm. Asıl merakım gerçek Ankragücü taraftarının neden bu duruma hiçbir tepki vermemesi, Gökçekgillerin hegamonyasına seyirci kalması...

Related Posts with Thumbnails