Galatasaray'da son günlerin gündemi yeni transfer sonrasında yabancı kontenjanında yaşanan şişkinlik ve takımdan kimin gönderileceğiydi. Sakatlığı sebebiyle bu ismin Harry Kewell olacağı söylentileri ağırlıktaydı ancak giden isim Shabani Nonda oldu. Kewell'ın bu şekilde gitmesinin Galatasaray'a yakışmayacağı demecini veren Haldun Üstünel'e ise Galatasaraylıların hislerini yansıttığı için ayrıca teşekkür etmek isterim. Neyse konumuz o değil, konumuz Galatasaray'ın yaklaşık 10.5 sene önce bu kontenjan sorununu aşmak için hangi yola başvurduğu...
99/00 sezonunda Türkiye Ligi'nde yabancı kontenjanı 5 ile sınırlıydı, şimdiki gibi +2 gibi bir ekstra kontenjan da mevcut değil. Şampiyonlar Ligi'nde bir önceki sezon Bilbao deplasmanında yaşadığı talihsizlikle Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinin kapısından dönen Galatasaray bu kez işi sıkı tutup kadroyu geniş tutmak amacında, özellikle yabancı rotasyonundaki darlık yönetimi ekstra bir yabancı oyuncuyu Avrupada oynatabilmek için çözüm üretmeye itiyor. Golcü Marcio ile beraber gelen Bruno Quadros'u Şampiyonlar Ligi listesine bildirebilmek için Taffarel'i kağıt üstünde PAF takım kadrosuna gönderen ve Bruno'yla sözleşme imzalayan Galatasaray, daha sonra bu sözleşmeyi feshederek Taffarel'e tekrar kontenjan açacak ancak oyuncu bu sürede Şampiyonlar Ligi listesine eklendiği için yalnızca Avrupa'da oynayabilecekti.
Fakat Bruno Quadros bu hinliklere değecek miydi? Onu izleyenlerin cevabı büyük ölçüde hayır olacaktır. Hafızamda kendisiyle ilgili yer eden iki anektod var, birisi Hertha Berlin maçında forma giymiş olması, ikincisi İstanbulspor'a kiralanması. İnternette biraz araştırma yaptığımda bundan öte bir şey hatırlayan, bilen, gören de olmadığını gördüm. Bu işin piri Emre Atasoy'dur aslında, bilirse o bilir diyerek bir pas atayım, belki bizleri aydınlatır. Bu kadar kastıktan sonra insan daha iyi bir oyuncu getiremez miydi demeden kendini alamıyor. Muhtemelen sadece Avrupa maçlarında oynamayı kabul etmesi açısından daha düşük profilli bir transfere yönelmiş olabilir Fatih Terim ve yönetim. Başka da makul bir açıklama yok zaten. Bir de Marcio vardı aynı seriden gelen ama o faydalı oldu yine de, Bruno Quadros'un ise sadece adı kaldı.Blogda bildiğiniz gibi iç saha maçlarında bilet de dağıtıyoruz, ilk bilet için son 10 sezondaki 23 yaş altı yabancı transferlerini sorduğum sorunun kilit cevaplarından biri de Bruno Quadros'tu, bugünlerde yapılan Jo ve Gio transferleri sonrası yâd etmeden geçmemek gerektiğini düşündüm. Nerden nereye...
Galatasaray sonrası kariyerine ise önce memleketi Brezilya'da, daha sonra da Japonya'da devam etmiş. Flamengo, Recipe, Sao Caetano, Cruzerio gibi Brezilya'nın hatrı sayılır kulüplerinde de oynamış aslında, Japonya'da ise Osaka ve Sapporo takımlarında oynadıktan sonra son iki yıldır FC Tokyo forması giyiyormuş. Onca sene sonra hala futbol oynayabilen eski bir Galatasaray oyuncusu, epey ilginç geldi bana. Üstteki fotoğraf da Tokyo'yla oynadığı bir maçtan zaten. Bu ay itibariyle takımdan ayrılmış, resmi sitesine geleceğinin hala belirsiz olduğunu yazmış. 77 doğumlu olduğunu düşünürsek futbola devam edecektir tahminen. Oyuncunun resmi sitesi ise şurda, sol üstte Taffarel'le çektirdiği fotoğraf da ordandır. Meraklısına duyurulur...
7 yorum:
Bir de Hertha Berlin maçında attığı fakat hakemin kaleciye faul nedeniyle saymadığı bir golü vardı diye hatırlıyorum.
Galatasaray böyle bir taktiği Tamas için de denemişti. Kadroda yabancı sayısı 9 olunca Tamas'ı paf takımında gösterip Şampiyonlar Ligi'nde oynanması sağlanmıştı. Sonrasında ise bir yabancı gönderilip sayı 8'e düşünce Tamas lig maçlarında da oynadı. Şimdi sormak istediğim hangi yabancının yollandığıydı. Kafama takıldı bulamıyorum :):)
Bruno, Hertha maçında sanırım 45 dk oynamıştı. İlk yarısında 2-0 geriye düşmüştük ve sonradan 2-2'yi bulduk. Gruplar çekildiğinde Hertha grubun en kolay takımı gözüküyordu ama son iki maçını kaybetmesine rağmen grupta 2. olmayı başarmıştı. O da geldi geçti yazı dizisiyle Sportif Cümleler'de eski futbolcuları hatırlatıyorum ama Bruno aklımın ucuna gelmedi. Gelse bile böylesini yazmam imkansızdı :) Teşekkürler Uğur çok güzel ve anlamlı bir yazı oldu.
Aslında transfer vizyonumuzun nerelerden nereye geldiğinin en güzel göstergesi.
bu adam hertha maçında gol atmıştı bir de ama kaleciye faul gerekçesiyle sayılmamıştı. o gol sayılsa belki galatasaraydaki kaderi daha farklı olurdu.
quadros'un hertha berlin maçında sayılmayan bir golü var sanırım 2-0'dan 2-1'e getirdiğimizde
bir de grubun ikinci maçı olan milan deplasmanında ilk onbirde sahaya çıktı diye hatırlıyorum...
maliyeti 100 bin dolardı. onun için tercih edilmişti.
Dániel Tőzsér vardi bir de, altyapiya transfer etmistik. Yanilmiyorsam ikinci Terim döneminde.
Hinlik.
Camia Galatasaray olunca böyle yorumlanması normal.
Yorum Gönder