Eskiden blog yazısı yazmak daha kolaydı, konsepti belli olduğundan en fazla o konuda birikimi olan bloglara şöyle bir göz atıp pişti olma ihtimalini en aza indirgeyebiliyordunuz. Ha yazdım, ha yazacağım derken spesifik olarak belirlediğim bir konunun tutup da ulusal medyada yer bulmasına şaşırsam mı üzülsem mi, bilemedim. Hadi devre arası transfer dönemi diyelim de tutup da Galatasaray'ın, hem de son 10 yılında gelen oyuncuların değerlendirilmesi nedir! Blog yazısı arkadaşım bu, sizin tükkan yanda...
Neyse, anlayacağınız gibi Galatasaray son 10 yıldaki en iyi 5 devre arası transferini belirleyelim dedim. Ülkenin futbol karakteri, daha doğrusu genel karakteri gereği her iş son anda görüldüğünden devre arası transfer dönemleri de şampiyonlukların alınıp verildiği de oluyor. Premier Lig'de, La Liga'da bu tip durumları görmek çok daha zordur ama bizim önümüzde net olarak Ernst ve Nobre duruyor. Galatasaray ise bu konuda biraz daha sakin kalan, transferlerini genelde yaz transfer döneminde halleden taraf konumunda. "Şampiyonluk getiren hamle" yapmak için genelde iç piyasadan oyuncu bakıldığından büyük bütçeler hazırlamak gerekiyor. Galatasaray'ın son 10 yılda finansal açıdan rahat bir dönem geçirdiğini söylemek kolay değil, zaten son yapılan devre arası transferi de 400 bin TL'ye alınan Emre Güngör'dü. Bu sene bu politikada değişiklik olup olmayacağını göreceğiz.
Son 10 sezona baktığımızda hem yarattığı sansasyonla, hem de oyun kalitesiyle Galatasaraylılarda en derin izi bırakın isim Franck Ribery olsa gerek. Nicolas Anelka'yla aynı gün Türkiye'ye gelişinden gösterdiği inanılmaz beceriye, bonservisi alındıktan 15 gün sonra Marsilya'yla sözleşme imzaladığı haberlerine kadar her şeyiyle çok konuşuldu. Galatasaray tarihinin en büyük skandalıdır Ribery'nin kaçısı benim gözümde, o günlerdeki durumumuzu düşünüyorum da aklımızı oynatmadığımıza şükretmek lazım. Hala gelmeyen 10 milyon euro'yu ise merakla bekliyoruz tabii!
Franck Ribery ile aynı transfer döneminde Galatasaray'a gelen, ilk 11'de forma giydiği ilk maçta hattrick yaparak dikkatleri üzerine çeken Hasan Kabze, Galatasaray kariyeri boyunca yedekten gelmesine rağmen oldukça iyi katkı veren oyunculardan biri oldu. Ligin o dönem tartışmasız en iyi forvet dörtlüsü olarak gösterilen hattın derinliğini sağlayan oyuncu olmuştu. Hakan Şükür'le problemler yaşadığı hep konuşulur, ilk 11'de de fazla şans bulamayınca Kalli döneminin başında Rusya'ya transfer olan Kabze'nin akıllardan çıkmayacak performansı hangisiydi dersek cevabını vermek çok da zor olmayacak sanırım. Efsanevi 2006 lig şampiyonluğunun en önemli ayağı oldu Galatasaray adına. Beşiktaş deplasmanında bir puan dahi bıraksa şampiyonluktan kopacak olan Galatasaray'ı hayata bağlayan iki golü atıp umutları son haftaya taşımıştı. Son dakikada gelen gol ise o dönem yukardaki pankartla özdeşleşmişti.
Ribery ve Kabze'nin yeri ayrı belki ama Galatasaray'ın şampiyonluk yoluna doğrudan katkı varmış en önemli devre arası transferi Ocak 2008'de transfer olan Emre Güngör'dür. Song'un Afrika Kupası'na gidecek olması sebebiyle rotasyona derinlik katması için Ankaragücü'nden transfer edilen Emre, o sezon oluşan yerli iskeletin en önemli parçalarından biri olmuştu. Kulübüyle yaşadığı sorunlar sebebiyle oldukça uygun bir fiyata geldiğini de unutmayalım. Hoş, 1.5 sezondur kayıpları oynaması, girdiği her maçta tekrar sakatlanıp kenara gelmesi kendi performansıyla kazandığı o müthiş krediyi büyük ölçüde eritmiş durumda, kendisini bir an önce toparlasa iyi eder yoksa şu haliyle profesyonel futbolda var olması gittikçe zorlaşıyor.
Toplamda gösterişli bir performans ortaya koymasa da bu listede olmaya hak eden bir diğer oyuncu Radu Niculescu. İstatistik kağıdına bakarsanız etkileyici rakamlar yazmıyordur, zaten geldiğinden 6 ay sonra da Galatasaray'dan ayrılmıştır ama 2002 şampiyonluğunu getiren maçlardan biri olan Samsunspor deplasmanında son dakikalarda attığı gol unutulmazlar arasındadır. Ayrıca kısacık Galatasaray kariyerine bir de Liverpool golü sıkıştırdığını unutmamak lazım. Benim de en üzüldüğüm Avrupa maceralarından biridir o Şampiyonlar Ligi grubu, neyse. En son Çin'de falan oynuyordu, futbolu bırakmıştır muhtemelen. Ne oldu, bir araştırmak lazım.
Ödenen bonservis bedelinin yüksekliği, Fatih Terim'in gazıyla yeni Hakan Şükür olması beklentisi, biraz da düz mizaha uygun ismi sebebiyle alay konusu olarak hatırlanan Ali Lukunku'yu da son olarak eklemek isterim ben. Tamam, son vuruş beceriksizliği had safhadaydı, Fenerbahçe maçında kaçırdığı golü de hiçbir Galatasaraylı unutmamıştır ama bu adam öyle ya da böyle 5 gol atmıştı ve son haftalara doğru iyi de form grafiği yakalamıştı. Adanaspor maçındaki sayılmayan golünü de atlamamak lazım. Eğer o sene Beşiktaş'ın efsanevi performansı olmasa belki de devre arası gelip en iyi katkı vermiş oyunculardan biri olarak anılabilirdi, olmadı. Çok da para verilmişti zaten, ben de pek sevmem ama hakkının fazla yendiğini düşünürüm hep. Benim listem Lukunku'yla tamamlanıyor, sizin listeniz nasıl olurdu diye sorup yazıyı bağlayalım...
21 yorum:
taffarel devre arası mı gelmişti? ben öyle hatırlıyorum da... yenilerden de pek gelmiyor aklıma bunlardan başka...
capone yi devre arasında aldık diye hatırlıyorum. eğer öyleyse kesinlikle bu listede olmalı.
Ribery
Sergen
Necati
Revivo
Emre Güngör
Benim 5lim bunlar...
Ribery gibi bir adamı kim buldu getirdi çok merak ediyorum.
Ribery gibi bir adamın parasını kim vermedi de 5 kuruş kazanılmadan yollanıldı, onu daha çok merak ediyorum.
Haldun Üstünel'in devre arası performansını gösterme zamanı geldi. Marquez lafları dolaşıyor ama fazla şişirilmiş dedikodu bence. Ayrıca alacakları adam kadar göndermemeleri gereken Kewell'ın durumunu yönetmeleri de hem seçim hem taraftar açısından çok önemli olacak.
mehmet topalda devre arası geldi.
yazinin ilk bölümünü tam anliyamadim? merak ettim..
niculescu'nun samsun deplasmanında attığı o gol kafa golü ise Hıncal'ın gol için "Radu topu kafayla süsmese şampiyonluk falan olmazdı" lafın hala hatırlarım
bir de bu amcaoğlu geldikten sonra çıktığı ilk maçta Liverpool'a Victoria'nın soldan ortasına bir kafa çakarak "tamam 30 gol atar" izlenimi vermişti...
@Flying Dutchman
ben de 70 dakika boyunca güntekin onay'ın bu radu niculescu tamamiyle luce'nin torpili yüzünden oynuyor, hiçbir katkısı yok, galatasaray bu adamla gol atamaz dediğini hatırlarım. golden sonra da allahtan hemen oyundan alınmıştı da güntekin onay fazla açmamıştı üzerini.
dün ne yediğimi hatırlamayıp, böyle ayrıntıları da hatırlamam ne ilginç ya :(
cidden kaliteli adamlardı.
Taffarel ve Capone'yi hatırlayamadım ama son 10 senede gelmedi galiba onlar. Yine de en iyi devre arası transferleridir geldilerse, ona laf yok.
Necati Ateş'i atlamışım gerçekten, kesinlikle olması lazımdı. Yazının içinde de geçmişken çağrışım yapmadı, hayret. Ribery'den önce bile yazılabilir ilk iki sene yaptığı katkıyla. En kötü bu listede olmayı hak ediyor, şu anki halinden bağımsız olarak.
Topal, Inamoto'yla beraber yaz transfer döneminin son günü gelmişti. Son gün kafa karıştırdı galiba...
Taffarel sezon sonunda geldi. hattta 1998 dünya kupasında bize gelecek kaleciyi izlemiştik. öyle bir heyecan vermişti bana 1998 WC.
Capone Juventude'den alındı.. Marcio ve Bruno Quadres'te aynı sezonda gelmişti.. 99-00 sezonu başında...
hem son 10 yıldan tutmuyor, hem de sezon arasında değil. Taffarel sezon arası olsa, Ribery'nin de üstünde yer alır.
capone ayağının tozuyla gelip rapid wien deplasmanına çıkmıştı, o gün kötü bir sonuç alınacak olsa herhalde bugün çok daha net hatırlıyor olurduk capone'nin gelişini.
ancak ercan taner'in de dediği gibi "hagiii.. arif ortada.. hagiii kaleye bakti. bir calim nefis bir hareket.. hagiiii.. hagiiii.. hagiiii.. hagiiii.. hagiiiiiii.. hagiiii.. iste muhtesem bir gol.. harika bir gol.. buyuk ustadan viyana'da harika bir resital, hagi perdeyi mi kapatıyor, ama perde böyle muhteşem kapanır mı değerli seyirciler..."
Aslında Volkan Arslan var devre arası gelip en iyi performansı gösteren.
Ribery'nin gelişinde Adnan Öztürk'ün katkısı büyüktür.Metz klubunün ilişkisi bulunduğu Arcelor çelik firmasının Türkiye CEOsu olan Adnan Bey sayesinde gelmiştir.
O dönemde Marsilya çok istemişti Ribery'yi; sanırım Metz'le olan sürtüşme bize getirdi yaralı yüzü.
Benim içimde acaba hala hülle transferde rol mu aldık kuşkusu var.Yani normalde 6 ay oynayıp sezon sonu Marsilya'ya geçecek, Galatasaray'da bundan komisyon alacak.Belki de Ribery'in üst düzey performansı olayları bu hale getirdi; çünkü geldiğinde kimse tanımıyordu.Hatta ben bile kim bu çocuk Ultraslandan birinin ne işi var imza töreninde diye şaşırmıştım :)
Beyler Sercan Galatasaray'a imza atmış.İmzaların atıldığı otel'de bulunan bir arkadaşım söyledi.Gerçi ben imzalar atılmadan inanmıyorum ama bana söylenen öyle.
Anıl Altuntaş.
MBC, kusura bakma, yeni gördüm. Fotomaç'ta bu yazıyı yazmaya giriştiğim gün tamamen aynı konulu bir haber gördüm, sebebi o. Böyle bir konuyu çok aradılar mı diye serzenişte bulunayım dedim, bir de Fotomaç'la mı uğraşacağız yani? :)
Ribery transferi daha farklı.
Bence kesinlikle Marsilya ve Ribery bizi kullandı. Çünkü Metz ısrarla oyuncuyu Marsilyaya vermeyeceğini duyuruyordu.
Bize getirdiler ve maaş ödenmemesine seslerini çıkarmadılar. Böylece yönetim de sorun yok diye işi aksattı.
Benim görüşüm bu.
Benim favorim Roman Kosecki'dir. Gerçi 2 puanlı sistemde 5 puan öndeydik ve şampiyonluğu kaybettik ama bu listedeki Ribery hariç gelenlerin en iyisidir
aslında hasa kabze'yi degil de mehmet şen'i alacaktı galatasaray dardanel'den.. hasan çıktı tombaladan :)
Ali lukunku'yu sadece halı saha maçlarında fiziğime benzediğinden anıyoruz , gol attığımda falan lukunku diye bağırıyorum onun dışında kusura bakma da fm bile söylüyor ; adamda pace 1 (bir) kağnı falanda değildi bildiğiniz çakılı forvetti , hiç kımıldamazdı. Listedeki diğer isimlere katılmakla beraber cihan haspolatlı , volkan arslan ikilisinin gelişi ve efsanevi fenerbahçe maçı performanslarıyla takımda kaç yıl kaldıkları ayrı bir yazı konusudur sanırım.
Hocam Lukunku'nun ne işi var o listede gözünü seveyim yapma!
1) Franck Ribery
2) Capone
3) Necati Ateş
4) Sergen Yalçın
5) Volkan Arslan
Yorum Gönder