Şampiyonlar Liginde Favorilerin Gecesi

Dün gollü maçların gecesiydi, bugün ise ilk maçtan avantajlı dönenlerin turu perçinlediği akşam oldu. Roma-Arsenal maçının penaltılara gitmesini bir kenara bırakırsak pek de beklenmedik sonuçlar yok. Manchester United, Vidic'le bulduğu erken golle Inter'i zor duruma düşürmüştü zaten, Ronaldo da skoru iyice perçinledi. Inter forvetlerinin direkleri dövmesi maçı çevirmek için yeterli değildi zaten. Mourinho'ya sağlam darbe vurdu Manu ve Ferguson.

Bu Lyon'a gerçekten üzülüyorum. Adamlar ne yapıp edip Barcelona'ya denk geliyor ve eleniyorlar. Bu sene de aynı senaryo farklı bir kadroyla sinemalardaydı. Biz bu filmi yirmi defa gördük kardeşim, yok mudur bu Lyon için başka bir yol allah aşkına. Coyote'ye döndü adamlar. Messi, Eto'o ve Henry acımamış Fransızlara, attıkça atmışlar. 4-1'den 4-2 olunca mucizevi bir geri dönüş olur mu dedik ama yok.

Roma ligde iddiasını kaybettikten sonra Şampiyonlar Ligine ayrı bir önem veriyordu ama ümitler penaltılarda yerini hüzne bıraktı onlar için. Arsenal yoluna devam eden takım oldu o eşleşmede. Akşamın en hüzünlü kareleri bu akşam Roma'daydı. Diğer eşleşme olan Porto-Atletico'da beklenen oldu, Porto maçı 0-0'a bağlayıp tur biletini cebine koydu. Her sene ya 2.tura çıkıyor, ya çeyrek finali görüyor Porto, sekeri yok neredeyse. Gerçekten örnek alınası bir kulüp yapıları var. Quaresma'yı Inter'e çakmaları yılın en kârlı transferi gözüküyor, yerini de rahatlıkla doldurmuş gözüküyorlar. Eminim ondan gelen parayla gelecek sezon iyi transferler yapıp gelenleri de bir o kadara gönderirler. Aslolanın oyuncular değil kulüp olduğunu net bir biçimde ortaya koyuyorlar ve bu duruşlarıyla bence saygıyı hakediyorlar...