Gençlerbirliği'nin teknik direktörü Fuat Çapa, Hayatım Futbol'a verdiği röportajda "4-4-2 Türkiye'deki kazanma yolu, bu ligde gerçek 4-4-2 oynayan tek takım olan Galatasaray'ın başarısı da ortada" demişti. Sadece iki hafta önce bundan bahsederken bugün çıkan kanatsız Galatasaray'a mı atıf yaptı, emin değilim ama farklı bir Galatasaray deneyiyle karşı karşı olduğumuz kesin.
Bugün Galatasaray'ı sefilleri oynamaktan şampiyonluğun en önemli adayına evrilten iki oyuncu varsa bunlar Selçuk İnan ile Felipe Melo, buna şüphe yok lakin onların sağ ve soluna yardımcı olacak oyuncu bir türlü bulunamıyor. Shaqiri ile başlayan, eldeki bulgur Kazım'ın da gitmesiyle sonuçlanan sürecin perde arkasını bilmiyoruz ama şu kesin; Galatasaray'ın safkan bir kanat oyuncusu kullanma şansı artık yok ve eldeki en mantıklı alternatifler bugün sahaya ilk 11'de sürülen Emre Çolak ile Engin Baytar.
Baytar'a özür borcu
Açıkçası transferi ilk zikredildiğinde hiç akıl kârı gelmemişti, özellikle motivasyonu olmadığında saha içinde yaptığı aşırı zorlamalar, laubali top kayıpları ve daha da önemlisi takım arkadaşlarına, hatta hocasına saygısızlık yapabilecek karakteriyle yok artık dedirtmişti ama Engin ne kadar futbolcuysa o kadar adam da olabileceğini Galatasaray kariyerinde ortaya koydu. İpiyle kuyuyla inilmez dedikçe adam Galatasaray'ı o iple Nisan ayına kadar getirdi, Sivas maçındaki vukuatını kenara koyarsak -ki o da anlaşılmayacak bir şey değildi- bambaşka bir Engin Baytar var, özellikle de saha içinde. Fatih Terim onu Melo ile Selçuk'un yanına vazgeçilmez olarak yazmıştır bile şimdiden. Sebebi de aslında açık: Engin bu takımı statikleşmek uzaklaştıran, top taşıyabilen, sihir yaratabilen bir numaralı isim.
Kanatsız 4-4-2 şimdilik tekerleği patlatmadan ilerliyor, Engin ile Emre, orta ikili formda olduğu sürece iyi birer tamamlayıcı olmayı da sürdürecek gibi gözüküyor. Bugünün iyilerinden Emre'nin hâlâ ispat etmesi gereken belki de tek şey bu, işler iyi gitmiyorken ortaya bir farklılık koyabildiğini henüz gören olmadı. Eğer bu neredeyse dört merkezden oluşan orta sahanın bir parçası olacaksa Engin gibi bir adım öne çıkmalı. O kaçırdığı goldeki cılız vuruşunu da düşünüp bacak kasları biraz kalınlaştırmak adına çalışırsa da fena olmayacak.
Maçın öne çıkanları
Orta sahadan hızlı çıkılan pozisyonda Melo'nun müthiş saha görüsüyle Riera'yı bulup koşusuna devam etmesi ve mükemmel bir kafa vuruşuyla bitirişi... Ujfalusi gibi bir emniyet sübabının dahi teklemeye meyilli olduğu maçta farkı yarattı, üç puanı getirdi. Kayseri, ilk yarıda birkaç kez kaleye inmeyi başardı ama Muslera'yı aşamadılar, aştıklarında ise Amrabat gibi kaleyi bulamadılar. Troisi ise sağdan tırmalayıp Riera'ya kart aldırsa da formunun hakkını veremedi. Sol bekten gelip Melo'ya topu kesen Riera da günün puan toplayanlarından...
Son olarak, otobüs... Maçın bitmesine 30 saniye kala çıkıp düdüğü otobüs duraklarının girişinde alıyorken son otobüsü ucu ucuna yakalıyorsak bir sorun olsa gerek. Bir önceki maçta hiç bulamamış, medeniyete ulaşmak için yarım saate yakın yürümüştük. Oraya metro alternatifi diye otobüs konuyorsa maç düdüğüyle çıkan adamın da binebilmesi gerek. Gerekirse paralı olsun ama en azından bulunsun.
*Yeni açılan Store'u da gezdim, fotoğraflarını ve izlenimlerimi yarın boş vakit yaratabilirsem yazacağım.
11 yorum:
sihir yaratan bir numaralı adam enginse vay o takımın haline. zaten ne kadar karaktersiz adam var bu takımda. o yüzden şaşırmamak gerek enginin öne çıkmasına. sözde gsde düzelmiş engin hala 10 takla atıp numaradan, hiç bir şey olmamışçasına kalkabiliyor. Bjk tribünlerini kışkırtabiliyor, yada kaleciye kafa atabiliyor.. bu takıma yakışan bir isim bu nedenlerden dolayı. tabi elmander selçuk vs bugün gördük yerde numara yapıp atıyorlar, zaman geçiriyorlar vs.. anadolu takımı zihniyeti. ee hakemlerde her maç buna çanak tutuyorlar kısacası gs yi itiyorlar bu sezon(sus payı). Şota gibi efendi her maç sonunda roportajını veren adam bugün konusmak dahi istemedi. ince ince kıyıldığını söyledi bir kaç kayserili oyuncuda. Ama buna üzülmesinler bu sezon gs nin rakibi herkes kıyıldı ince ince. yoksa gs nin bu vasat kadrosu geçen yıl - averajların takımı 1 sezonda +30 averajlı takıma dönüşmesinin hemde yeni kurulmuşken mantıklı bir açıklaması olamaz. Keza eğer bunları kabul edemiyorsanız at gözlüğüyle bakmaya devam edicekseniz(yıllardır olduğu gibi) her hangi orta sınıf ve üstü bir avrupa takımıyla karşılaştığında tarafsız hakem yönetimiyle, çıkan sonuçla beraber az önce söylediklerimi içten içe kabul edecek ama bunu dışarıya söylemeye cesaretiniz gene olmayacaktır..Alışkınsınız çünkü 92 senesinden beri işleri bu şekilde götürmeye....
ha yorumu onaylamayacağını biliyorum fanatikliğinden dolayı. o yüzden sadece senin görüp okuman yeterlidir her ne kadar okuduğunu kabullenemeyecek olsanda..
Tamam, senin gibi bakmıyorsak at gözlüğüyle bakıyoruz demektir, haklısın. İsim neydi?
Adsıza adsız cevap vermek lazım herhalde.. Ya da cevap vermemek en iyisi ama neyse 1-2 kelam edelim.. Öncelikle GS bu sene toplama bir takım, hala birçok eksiği var. Bu takımın geçtiğimiz yıllara göre en büyük artısı; kafasına vurup elindeki oyuncağı alınabilen pıstırılmış halden, gerektiğinde sahada kırmızı kart görme pahasına hakkını arayabilir hale geçebilmiş olması belki de.. İşte bu toplama takım, ince ince değil bildiğin göz göre göre hem kendi sahasında hem de deplasmanda verilmeyen penaltılara haklı ya da haksız aşırı itirazlardan sürüyle kırmızı kart gördü, puanlar kaybetti, üzerine üst limitten cezalarını da yedi.. Ama o nefret ettiğiniz Terim, her seferinde dışarıya suç bulmaktan çok içerideki hatayı düzeltmeye çalıştı.. GS'nin ince ince kıyılan rakipleri derken bunları mı kastediyorsun yoksa son dakikalarda faullu ofsaytlı goller atıp puanlar kazanan, zorlama penaltılar verilen, her sahada futbolcularına kırmızı kart gösterilmekten imtina edilen, yayıncı kuruluşun uzun özetlerine bile bu pozisyonları konulmayan (daha fazla sevimsiz gözükmesinler diye gizleme çabası olabilir) şampiyonluktaki görünür rakipleri mi?
Aslında biz ne desek siz tersini söyleyeceksiniz, at gözlüğü demek istemiyorum, sonuçta bu da sizin paradigmanız. size göre tuttuğunuz takımdan başkası başarılı olamaz, olmamalı. Oluyorsa kesin bir tuhaflık vardır, bunun mantıklı bir açıklaması olamaz. Oysaki başkanınızın ve yöneticilerinizin yaptığı şikeyi savunurken, gurur duyduğunuz toz kondurmadığınız 17de 16 yapan takımınızın; yeni malatya'ya yenilen, ilk yarı sonunda dökülen takıma hiçbir ek yapmadan nasıl bu hale geldiğinin mantıklı bir açıklaması her zaman vardır.. Sadece son 1 yıl için bile o kadar söylenecek şey varki, öncesine gidip daha da uzatmak istemiyorum ama şunu da söylemem lazım. Biraz ağır olacak belki ama özellikle son 10 yıldır, Hitler'in peşinden giden zavallı Alman halkına benzediniz..
Uğur kardeşim biraz uzun oldu sona bıraktım ama yazı için teşekkürler..
adsız a bi maden suyu.hazımsızlık sorunu var çok belli.
sevgili ilk yorumu yapan adsız arkadaşıma..
Herhalde Fenerbahçelisin. Eğer Feneliyse burada ne işin var(sen samsun maçı hakkında yorum yap) eğer Galatasaraylıysan bu ne lahana turşusu ne perhiz.
Geçen seneyi hatırlamak gerekirse pısırık, yetersiz, vasıfsız,HAKEMLERİN HER TÜRLÜ KIYIMINA EYVALLAH DİYEN, amaçsız ve isteksiz bir Galatasaray dan mükemmel bir başkalaşımla iş yapan isteyen ve savaşan bir Galatasaray görüntüsü ortaya çıkmıştır.Şu su götürmez bir gerçektir: Bu senin en iyi takımı yetersiz olmasına rağmen GALATASARAYdır( Kİ BU NOKTADA BİR SORU İŞARETİNE SAHİPSEN ARKADAŞ ÖNERMİŞ YA SODA İÇ YADA ANTİDEPRASAN KULLAN).
evet enginin yaptıkları banada abartı gelmektedir ancak futbol insan faktörünün çok fazla bulunduğu bir spor dalıdır.insan duygularını hiçe sayamazsın yaptıkları abartılarının yok edemezsin Eğer öyle olmasa seyirci ve taraftar etmeni olmazdı. yada hakemin elmanderin gol atmaya giderken yere düşürüldüğü pozisyonda rakip defansa kırmızı karta göstermemesi gibi bir hata olmazdı yada fenerli emrenin hakemleri her maçta dövmeye çalışması, kendi takım arkadaşına küfretmesini izleyemezdik. abartılı davranış görmek istiyorsan şike yapanların düşürülmemesi bakmak lazım...
galatasarayımıza dair bir şeyler söylemek gerekirse kadro yetersiz . avrupa kupalarında bu kadro ile en fazla iki takım yeneriz.daha fazlası olamaz.acilen liğ bitimi ile sol defans, sol kanat ve sağ kanat oyuncusu almalıyız
doğru 92 senesinde beri zaten biz hiç bir orta sınıf veya üstü bir avrupa takımı ile karşılaşmadık.
93 yılında manuyu elerken, veya sonrasında milan, real madrid, barcelona, arsenal, lazio, deportivo, roma, liverpool, roma, deportivo, psg, marsilya, monaco, leeds, b. dortmund, malorca, juventus vs.. bütün bu maçlarda hep hakemler bizi korudu, değil mi?
uefa kupası finalini de süper kupayı da zaten şansa tesadüfen aldık, ya da hakemler bizi korudu:)
92 senesinden beri kazandığımız yerel şampiyonlar ve başarılara dil uzatıp iftira atacağınıza hakkınızdaki 400 sayfalık bu ülkenin savcıları tarafından ispatlandırılmış ve mahkemesi süren davalerınız hakkında iki kelam edin. hala utanmadan bize dil uzatıyorsunuz.
en büyük iftiranız denizli maçı için savcılık takipsizlik kararı verdi. yani ortada suçlanacak bir şey yok. ama sizler için mühim olan suyu bulandırmak ve çamur atmak değil mi?
ali şen ve devamındaki aziz yıldırım zihniyetinin sizi getirdiği uçurum, ve imaj kaybının farkında bile olamayacak kadar körsünüz. dünya birleşti ve sizi yok etmek istiyor değil mi?
işte sizden hakkaten bundan dolayı bir cacık olmaz, olmayacak, ancak lokal kalıp çapsız bir şekilde sahibinizin sesi olacaksınız.
büyüklüğünüz palavradan ibaret
bu arada merak etme 1-2 yıla kalmadan tekrar kendi ligimize intikal edeceğiz ama o zaman merak ediyorum sen ve senin gibiler ne bahanelerle kendini avutacak. hayatınızda bir kere onurlu olun ve kendinizle yüzleşin.
futbolu bildigini sanan ama futboldan zerre anlamayan adamlardan kaçıp tam umudumu kaybetmısken bu guzel blogu buldum ama onlar buralara kadar gelmısler yine.Uğur kardeşim sen boş konuşan futbolu bılmeyen objektif olamayan insanlara lütfen aldırma bizim gibi futbol aşıgı insanlarıda bilgilerinden mahrum bırakma lütfen iyi çalışmalar.
Emre'nin vuruş anında arkasındaki adam ayağına dokundu. Vuruşunu baya bozdu, tekrarında daha net görünüyor. Vuruşunun cılız olmasında bunun da etkisi ver belirtmeden geçemedim :)
Melo gerek oyun stiliyle gerekse de sempatikliğiyle hepimizin kalbini kazandı.peki uğur sen sene sonu yönetimin opsiyonu kullanıp meloyu takımda tutacağını düşünüyormusun?yada tutmalı mı?(tamamen bonservis bedelinden ötürü soruyorum)
Öncelikle yorumları geç onayladığım için kusura bakmayın, o şu bu derken blog bazen ikinci plana düşebiliyor hayatta.
Caveksk, bence belirsizlik şike soruşturmasının akibeti belli olana kadar sürecek. Galatasaray'ın Avrupa'ya gidememesi gibi bir durum oluşursa Melo'nun kalması mümkün değil. Bu kadar iyi olduğunu gören Juventus da 10 milyondan aşağı istemeyecektir. Ya cebimiz yanacak, ya canımız, enteresan bir durum oldu.
Yorum Gönder