Teknik Değil, Sportif Direktör: Tolunay Kafkas

Yılda transfere 100 milyon avronunn üzerinde para akıtılan, fakat bu paranın hakkını alamayan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Oyuncu seçimlerini ve değerlendirmelerini iyi veya kötü niyetle menajerlere bırakan ya da scout adını bir yerlerden duyup bu işin eğitimini almamış eski futbolculardan "iyi topçuymuş" onayı alıp sonra bambaşka bir isme talip olunan bir futbol ortamındayız ve burada fark yaratabilen her insanın başımızın üstünde yeri var. Bu klişeyi ve algıyı bir şekilde kıran isimlerden biri de sportif direktörmüşçesine çalışan Tolunay Kafkas.

Kafkas'ın farklı refleksler geliştirmesinde altın çağında geldiği Galatasaray'da aradığı şans bulamayıp kariyerinin son bölümünde Bursa ve Denizli aktarmalı gittiği Avusturya'da aldığı eğitimin payı büyük. Henüz oyuncuyken Avusturya'ya teknik direktörlük eğitimini de tamamlamak adına geldiğini birçok kez ifade eden Kafkas, burada forma giydiği ilk takım olan Pasching'de yaklaşık bir sezon yardımcı hocalık görevini üstlenmişti. Ardından Türkiye U-19'un başında da bir yıl geçirip Kayserispor'un başına geçen Tolunay hoca, özellikle altyapı eğitimini yurtdışında almış Türk oyunculara yoğunlaşarak bir fark yaratabileceğini fark edip bu yönde mesafe kat etti.

Avusturya kampında Tolunay Kafkas
Türkiye'de gerçek anlamda çalışan ender bir scouting ağına sahip olan Kafkas, birçok oyuncuyu kendisi izliyor ve transferlerde ikna edici bir rol üstleniyor. Doğrudan teknik direktörle görüşme fırsatı bulan genç gurbetçi oyuncuların da normalde pek de sıcak bakılmayan Türkiye'ye adım atması kolaylaşıyor. Henüz Avusturya'dayken keşfettiği Turgay Bahadır başta olmak üzere bu strateji Serdar Kesimal, Furkan Özçal, Ömer Şişmanoğlu, Cenk Tosun, Yasin Pehlivan gibi yetenekli oyuncuları Süper Lig'e kazandırdı. Güzel, eyvallah ama bunlar bir teknik direktörün mü, yoksa Türkiye'de içi boşaltılan sportif direktör makamının bir görevi mi? Burası biraz tartışmalı.

Sportif direktör yetilerini de barındıran, hatta bu görevleri üzerinde toplayan isimlerin başında şüphesiz Alex Ferguson ve Arsene Wenger geliyor. Transferinden, altyapısına, koçlardan, scout ağına kulübe bir bütün yorumlayan bu Premier Lig tipi menajerlik aslında Türkiye için de ideal bir sistem. Bu ülkede yönetimlerin ne kadar amatörce ve dar bir havuzdan, ne şekillerde seçildiğini, yönetme becerilerinin sınırlarını ve futbolla ilişkilerindeki niyetinin dahi şüpheli olduğu bir ortamda bir teknik adam transferlerde ne kadar etkinse o kadar iyi. Bunu bir şekilde metodlandırıp oyuncu izleme konusunda mesafe kat eden Tolunay Kafkas ise bu ekolün ülkedeki önemli bir ismi ve takdiri hak eden çok yönü var ama...

İşi kulübedeki birinci adam rolü çerçevesinde ele alınca Tolunay hocanın sınıfta kaldığı bazı noktalar var. İyi bir kadro mühendisi belki  ama aynı derecede bir taktisyen olduğu konusunda şüphelerim var. Kaldı ki genelgeçer bir düzene yaslanıp işi motivasyonla götüren, tipik yerli antrenör vasıfları da yok. Daha çok sahaya dahi zaman zaman sirayet eden bir pesmistlik söz konusu. Maç sonu açıklamaları da kriz yönetiminde başarılı olduğu izlenimini uyandırmıyor. Özellikle geçen ay Legia Varşova hakkında verdiği akıllara ziyan "Hayatımda gördüğüm en kötü takım. Futbol falan oynamıyorlar. Bu şekilde bir yere gelemezler" demecini unutmadık. Aynı Legia'nın bütçe olarak İstanbul büyüklerinden aşağı kalmayan Spartak Moskova'yı da eleyerek turladığını not düşelim.

Tolunay Kafkas, bugün itibariyle Gaziantepspor'daki görevinden resmen istifa etti. Geçen yıl ikinci yarının en gösterişli futbolunu oynayıp UEFA Avrupa Ligi biletini cebine koyan, düzeni ve kadro kalitesi belli Antep'ten kötü bir başlangıç sonrası ayrılığı onun için kısa vadede teknik adamlığı da askıya alma ihtimalini de doğurdu. Yine pesimistliği üzerinden yorumlanabilecek bir açıklaması daha vardı, Türk futbolu ortamından bıktığı ve bu işleri bırakabileceği yönünde.

Türk futbolunda kalıplaşmış hataların bazılarına çözüm bulan, sportif direktör yetileriyle fark yaratabilecek Kafkas'ı bir şekilde saha dışında bir role ikna edebilecek bir takımın hep istenen ancak bir türlü hayata geçemeyen sportif/teknik direktör ayrımını yapabileceğini görmek zor değil. Şimdilik bir varsayım ama belki ileride bu fikrin gerçekçiliğini test edebileceğimiz bir yapıda görev alır Tolunay hoca, belli mi olur...

Gaziantepspor Türkiye'dir

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

4 yorum:

la mano de dios dedi ki...

klasik tolunay hoca sezon açılışı(sonuçlar açısında).bu antep geçen sene de sezona kötü başladı ilk devre bittiğinde de orta sıralardaydı.asıl patlamayı devre arasından sonra yapmıştı.biz bu duruma 2sene önceki kayseride sergilediği performans dışında hep rastladık.tolunay hocanın takımları her sene sadece 1devrede çok iyidir.

onurkarakose dedi ki...

Futbolun cirkin yuzu..

Kendilerini soke soke eleeyen Legia hakkinda soylediklerine kelimeler yetmez.. Legia teknik direktoru boyle konussa, en az bir hafta dert yanardik.

Bu adam mi kulturlu, bu adam mi kaliteli, bu, adam mi?

Yazar bu adamdan(!) ne bekliyor, onu da anlayabilmis degilim.. Koyunun oldugu(dogru yazdim) yerde keciye Abdurrahman Celebi demek gibi bir sey..

Umuyorum Tolunay Kafkas ve onun gibiler, hic bir zaman basarinin yakinindan gecemezler.

pclion dedi ki...

Legia muhabbetinde kesinlikle haklısın ki genel bir yazı olmasına rağmen değinmeden edemedim. Eleştirilerecek yanları var da saha içinden ziyade dışında faydalanılabilecek bir isim Tolunay Kafkas. Almanya sorumlusu olsa kafi :)

Cengizhan TÜRKİŞ dedi ki...

Türkiye'nin en büyük overrated adamlarından birisi. Kariyeri boyunca iki takımda iş yaptı ama nasıl? Birincisinde Ertuğrul Sağlam'ın kurduğu güzelim Kayserispor kadrosuyla, ama çok geçmeden patladı. Daha sonra Nurullah Sağlam'ın kurduğu harika Gaziantepspor kadrosunda iş yaptı, oda bu sene patladı. Kariyeri boyunca başkalarının kurduğu güzel kadroların üstüne yattı. Türk futbolundan uzak durur inşallah.

Related Posts with Thumbnails