Fena geçirilmemiş, takımın bazı kronik eksiklerine yönelik, iyi transferlerin yapıldığı, büyük ekiplerle yapılan hazırlık maçlarının gurur okşadığı yaz aylarından Süper Lig'in gerçek yüzüne geçiş yapmak kolay değil. Önemli oyuncular takımda mevcut ama hâlâ kimin oynacağı belli olmayan iki-üç bölge var ve denemeler sürüyor. Bu süreçte Türk Telekom Arena'nın avantajı her şeyden daha önemli ki burada düzenli kazanmanın getireceği özgüvene de takımın ihtiyacı var. Bu açıdan son 20 dakikası sıkıntılı geçmesi gereken bir maçta alınan 3-1'lik galibiyeti Galatasaray'ın öpüp başına koyması gerekiyor. Eksikler göze çarpsa da bu açıdan iyi bir maç geride kaldı.
Sahaya çıkan 11 İstanbul Belediye maçına epey benzese de hem Riera'nın girişi, hem de Ujfalusi, Sabri ve Eboue'deki mevkii değişiklikleri vardı. Fatih hoca Belediye maçındaki bazı performanslardan çok memnun kalmamş belli ki... İlk 25 dakikada Sabri'nin sağ kanat bindirmeleri, sağ içteki Eboue'nin ise Kazım'la birlikte oluşturduğu pas birlikteliğinden birkaç pozisyon çıktı. Bu bölümde gelen Felipe Melo'nun mükemmel golü de skor üstünlüğünü getirdi lakin devrenin kalanında yaşanan temposuzluk topun daha çok Samsunspor'da kalmasına yok açtı ve bu bölüm pozisyonsuz geçildi. Bence bunun en temel sebeplerinden biri Selçuk İnan'ın henüz takımın merkezi olarak kendini tanımlayamayışı. Yine takımın en yumuşak ayağı ve denediği derin toplar ve savunma arkasını sürekli gözleyişi önemli ama Trabzonspor'daki rolüne Galatasaray'da adapte olması sanki biraz zaman alacak.
Johan Elmander, Süper Lig'deki ilk maçında golle tanıştı. |
Güney Kale Arkası'nda olduğumdan penaltıyı görme ihtimalim yoktu ama özet tekrarlarda çok tatmin olmadığımı söylemeliyim. Basketbol olsa hücum faul derdim ama dirsek gelmemiş sanki, Elmander biraz penaltıyı almaya oynamış. Öte yandan ilginç bir şekilde eski hakem güruhu penaltı diyor. Ben işin içinden çıkamadım lakin pozisyonun 1-1 değil, 2-1'ken gerçekleşmesi tartışmanın dozunu azaltmış gibi.
Son olarak güzel bir detay vereyim, Avrupa liglerinden alışkın olduğumuz, stadyumdaki seyirci sayısının maç içinde açıklanması bundan böyle Türk Telekom Arena'da da uygulanacak gibi gözüküyor. İlk maçta 35 bin 246 seyirci vardı tribünlerde. Bu ulaşım imkanlarıyla bence iyi bir rakam, sezonu 30-35 bin arası ortalamayla kapatmak ilk sezon için kabul edilebilir. Stadyumun kapasitesi 52 bin elbette ama geçen yıl 20 bin üzeri seyirci ortalaması yakalamış sadece bir takımın olduğu (Fenerbahçe) bir ligimizin olduğunu unutmamamız gerekiyor. Galatasaray ve Fenerbahçe 30 binlere oynasın, arkasına da 3-4 takım 20 binleri bulsun, ondan sonrasını düşünürüz. Kısacası hem stat için, hem takım için ısınma turları henüz...
8 yorum:
Bu maçta Riera'nın Hakan Balta'dan yeterince destek aldığını düşünüyorum. Hakan Balta'yı hiç bu kadar önde oynadığını görmemiştim.
Uğur merhaba..
Yazın yine bi solukta okunası ve keyfi verici.Ancak izledğim Galatasaray temposuz bir Galatasaray..
Trabzoun,Büyükşehrin tutturduğu tempounu yarısını bile yapamayan bir takım izliyoruz..
Balta-Zan(olmadğında servet) bu takımda oldğu müddetçe tempolu bir oyun oynayamzyız gibime geliyor..
Sence alt yapıdan bi sol bek yok mu şuan,bu konulara vakıfsın sen?
Terim'i devrcimci bliyordum,balta*çağlar*servet*zan denkelmni neden kurmaya çalşyor anlayablmiş değilim..
sağlıcakla..
Selçuk bu takımın lideri olduğunda bence Galatasaray daha fazla pozisyon üretecektir; fakat ben o görevin Melo'ya verildiğini düşünüyorum. Yani Selçuk'un takımın merkezi olarak kendini tanımlayamayışı bundan kaynaklanıyor olabilir. Bir de oyuncularımız oyunu durarak oynuyorlar, oyuna tempo kazandırmak adına bir varyasyonda bulunmadılar ta ki Sercan girene kadar. Sercan'ın takıma çok daha faydalı olacağına inanıyorum.Geçen hafta olduğu gibi soru sorarak bitireyim, bu saha ebatları standart mı? TT Arena'nın saha ebatı sanki daha geniş...
Son olarak Ali nail'e de Hakan Balta konusunda katılıyorum son zamanlarda izlediğim en iyi Hakandı; fakat Samsunspor'un oyunu bunda etkendi diyebilirim
bir not daha ekleyeyim gökhan zanla bu yönetim ve hoca döneminde imzalanan 3 yıllık bir sözleşme varki bunu acıklamak için herhangi bir laf yetersiz kalır kanımca..
Elmander'in pozisyonu net penaltıydı.Yakın çekimde, Elmander iki adım atıp, kollarını açarak kalecinin önünde duruyor.Kaleci ise yanından geçmek varken, 'H.s.kt.r lan' diyerek Elmander'in üzerine yürüyor.Fiziksel temas sonucuda, bugün dünya üzerinde ki her futbolcunun yaptığı gibi, Elmander kendini yere bırakıyor..
Onun dışında kullanılan penaltı tekrar edilmeliydi, Selçuk'mu yoksa Melo'mu kullanıyor diye bir an düşündüm..
Takım kötü oynadı ama kazandı.Bunda rakibin etkisi de büyük, İBB ayarında bir rakip olsaydı yine sıkıntı yaşayabilirdik..
Bizim kanatların özellikle Kazım'ın içeri girmek gibi bir huyu yok, ne var o çizgide anlamayamıyorum.Kanatlar içeri girmeyince Fatih Terim'in oynatmaya çalıştığı sistemde tıkanıyor.Baros ceza sahası içerisinde tek başına 4 adamla boğuşuyor..
Takım 4-4-2 oynamalı, Sercan-Elmander ikilisi Selçuk'u da daha yaratıcı olmaya itecektir, Sercan'ın çapraz koşuları ile oluşan boş alanları Selçuk Xavivari pasları ile çok rahat doldurabilir..
Ne zaman ki Selçuk ile Baroş arasına bir ismi monte ediyoruz, o zaman ataklar başlıyor, pozisyonlar üretilmeye çalışılıyor. Şuan da zaman verdiğim Galatasaray'ın 6. haftada ki hiçbir kaybına mazeret aramayacağım gibi...
Sistemlerle ilgili konuşmayı pek sevmem ama bu takım klasik 4-4-2 ya da 4-4-1-1 gibi Galatasaray geçmişine uygun, başarıların kazanıldığı sistemle oynamak zorundadır. Baros yapayalnız kalıyor, Elmander-Sercan yanyana oynadılar bir anda takım patlama yaptı ki bence Baros-Elmander ikilisi çok daha başarılı olacaktır ama ah o yabancı sınırlaması var ya o yabancı sınırlaması !
Yorum Gönder