Bir Şampiyonlar Ligi Takımı: Trabzonspor

En baştan söyleyeyim. Trabzonspor bugün bir destan yazmadı, efsanelere konu olacak bir oyun da oynamadı fakat Türk futbolunun alışık olmadığı bir şeyi yaptı Şenol Güneş'in öğrencileri. Ayağa, düzgün ve sakin oynamayı başardılar, imkan buldukça çıktılar ve son bölümde ayaklarına gelecek o atağı sabırla beklediler. Akıllarıyla oynadılar. Hayaller Halil'in topunda direkten döndü belki ama daha önce (pek bilinmese de) Şampiyonlar Ligi kokusunu almış Celutska, dünyanın en iyi kalecilerinden biri olan Julio Cesar'ın da katkısıyla köşeden ağları buldu. Bu golden belki 10 dakika önce Milito'nun pozisyonları gol olsa her şey farklı olacaktı ama skordan bağımsız tek şey var: Trabzonspor bugün tecrübe eksikliğine karşın bir Şampiyonlar Ligi takımıydı ve öyle oynadı.

Şenol hocanın kurguladığı planın daha önce kısmen istenilenin alındığı Bilbao deplasmanındaki planla benzeştiği aşikâr. Zokora, Halil, Serkan, Cech ve Celutska gibi Devler Arenası'na daha çıkmış oyuncuların tercih edildiği ekip, ilk yarıda hücum aksiyonlarını Colman ve Alanzinho'nun topla orta saha katedişlerine bırakmıştı. Henrique, top tutma ve saklama konusunda bence iyi bir sınav verse de bu ileride çoğalma ve pozisyon üretme adına yeterli değildi. Buna karşın üst düzey bir rakiple deplasmanda oynanan bir Şampiyonlar Ligi maçında gol yememenin de otomatik olarak bir puanı cebe koyma anlamı taşırken sadece sakin kalmak ve doğru anı beklemek de gayet kabul edilebilir bir tercihti.

Gasperini, Genoa'ya oynattığı üçlü savunma ve çift kanatla oynattığı sıradışı 3-4-3'ünün Inter kadrosuna oturmadığını bir kez daha tescillemiş oldu. Palermo'nun haftasonu mavi-siyahlıları dörtlemesinin ardından Trabzonspor karşısında alınan yenilgi de çanların onun adına çalmasını şimdiden sağlamış gibi gözüküyor. Maçtan sonra, "Dörtlü oynayıp küme düşen birçok takım var" demiş ama üçlü oynayıp da hem ligde, hem Avrupa'da yenilgi serisine başlamış bir Inter'i de Moratti'nin ne kadar tolere edeceği muamma. Sneijder'in istediği alanları ve sihirli paslarını verecek imkan bulamaması Inter'in sallantıda olan hücumlarını da epey kısıtladı ve maçı yavanlaştırdı. Öte yandan Inter adına kırılma anları ise Zarate'nin 30'da, daha da önemlisi Milito'nun 62'de bulduğu fırsatları gole çevirememesi oldu. Bu kısırlıktaki bir maçta altın değerindeki pozisyonlar Tolga Zengin'e takıldı ve kaleci hocasının geçmişine selam çakarcasına bir başarıyla geceyi tamamladı.

Lille ile CSKA'nın da 2-2'lik beraberlikle puanları paylaşması Trabzon adına bu galibiyetin değerini katmerleyen bir başka detay oldu. Artık her maçını kazanmak durumunda olan ve iç saha maçı sayısı ikiye düşen Inter'in bu iki takıma kan kusturma ihtimali artık daha fazla. Eğer başaramazlarsa da okka altına gidecek ekip kendileri olacak. Trabzonspor, Fransa şampiyonundan içeride üç puan koparmayı başarırsa iyiden iyiye ikinci tur hesapları yapmaya başlayacak. Beraberlik de tolere edilecek bir sonuç olabilir bu noktada. Her ne olursa olsun, bu ilk deneyiminde fark yaratan ve neredeyse sekiz senelik bir aranın ardından İstanbul dışındaki bir ekibin Türkiye'yi sırtladığı bir sezona şahitlik etmek bu kısırlığı defalarca yaza yaza sıtkı sıyrılmış beni ayrıca mutlu etti. İnşallah onlara her yer Trabzon olur...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

6 yorum:

sunshine dedi ki...

Biz hala H. Balta'dan medet umalım. Şenol hocam gene sol kanatta çok güzel tercih yapmış. Cech bence çok iyi bir sol bek.

pclion dedi ki...

Kesinlikle, dikine top sürebiliyor alan boş olunca en azından. Savunma yapmayı da biliyor. Hakan, bu gidişle futbol tarihine geçecek. Gittikçe daha kötü oynayarak formasını garantileyen başka oyuncu yoktur...

Adsız dedi ki...

trabzonun şampiyonlar liginde iş yapabilecek çok iyi rotasyonlu bir kadrosu var, cezalar ve sakatlıklar bitince elinde 18 kişilik kadro var, onur tolga giray golwacki mustafa celutska serkan cech zokora colman aykut adrian sapara alanzinho burak henrique halil vittek, inşallah ocak ayını da görebilirlerse biraz dar olan defansif ortasaha rotasyonuna barış özbek de katılacak, birde volkan avrupada oynayabilseydi bu farklı özellikleri barındıran zengin kadro avrupada bence çok iş yapar

Adsız dedi ki...

Bende çok beğendim Cech'i, EPL görmüş adam, fiziki açıdan çok sağlam.Piston gibi çalışıyor sol kanatta, bizde Hakan'ın geri pasları ve adam kaçırmaları ile uğraşıyoruz :S

Onun dışında Colman kapasitesini aştı, çok başka oynadı dün akşam.O performansı ile İnter'de oynasa, 'kim la bu?' demez, Cambiasso ile olan uyumunu kıskanırdım :P

CSKA ve Lille'e karşıda böyle kapanarak oynarsa, sıkıntı yaşar Trabzon, bence grupta 2. olabilirler, ancak dün akşamki gibi akıllı oynamaları gerek..

İnter'e gelince, çakma Kaka Alvarez'e o kadar parayı nasıl bayıldırlar, anlam veremiyorum.Sağ bekteki Jonathan çok iyi oyuncu, Stancu'ya 5 milyon bayılacağımıza bu oyuncuya aynı parayı verip alsaydık ya, Sabri'nin gazabından kurtulurduk..

Son olarak demedi demeyin, sürekli yedek bırakılan Stankovic, Gasperini'ye ağız burun dalar..

Adsız dedi ki...

Uğur merhaba,,
son şenol güneş bu ülkenin en iyi teknik direktörü desem abartmış mı olurum?
her maçında posizyona grmek için çabalayan,hareketli bi takım var..

Buğra Sarıyıldız dedi ki...

Bence kesinlikle destan yazdılar, tamam Inter bu sezon vasat bir görüntü çiziyor olabilir ancak Trabzonspor'un yaptığı çok büyük bir iş. Tolga ve Zokora mükemmel bir iş çıkarttılar. Zaten böyle maçlarda kalecilerin iyi konsantre oluşu 1 puanı garantiler neredeyse. Trabzonspor çok akıllı oynadı, topu ayağında tuttu yerden kısa paslarla boşluk bulmaya çalıştılar. Bazen Afrika ülkesini andırsa da futbolları -3. bölgeye kadar güzel paslarla gidip bitirici hamleyi yapamamak-, biraz da Inter'in beceriksizliğiyle maçı kazandılar.

Related Posts with Thumbnails