Galatasaray 3-1 İstanbul BB || Kurtuluş...

Tek maç üzerinden sezonun geneli üstüne ahkam kesmek doğru değil, genellikle maçın heyecanı uç fikirleri tetikliyor çünkü. Peki madem böyle diyorsun, böyle başlık mı olur arkadaşım diyenlere de "Dedim, ama bir sor niye dedim" diyeceğim müsadenizle.

Elbette bu akşam sezonu kurtaracak, muhteşem bir futbol oynanmadı ama Galatasaray'ın en temel iki arızasına çözüm vadeden üç adam sahadaydı: Emiliano Insua, Lorik Cana ve elbette Serkan Kurtuluş. Başlık da biraz ona ithafen zaten. Geçen hafta gazeteye yazdığım maç yazısında ligin en kötü bek ikilisinden biri olduğuna inandığım Hakan Balta-Ali Turan'dan Insua-Serkan'a geçmek aşamadır demiştim ama beklentilerimin de ötesinde bir ikili yakalamak üzere gibi duruyor Galatasaray. Özellikle Serkan'ın gösterdiği performans muazzam. Bu maçı Kapalı Alt'tan izlediğim için ilk yarıdaki performansına da daha yakından şahit oldum ki neredeyse hatasız oynadı bile denilebilir.

Serkan konusunda biraz geriye sararsam Frank Rijkaard'ın ilk kamp döneminin ardından A2 takıma yollaması sağ bek rotasyonu kıt bir takım adına şüpheyle yaklaştığım bir hamle olmuştu ama A2'de izlediğim Serkan, bırakın A takımı, A2'de bile düzenli oynamayı hak edecek düzeyde bir performans göstermiyordu. Kuvvetsizdi, bölgesini kapatamıyordu, top kaptırıyordu. Daha da kötüsü mental olarak bitik duruyordu. Bu sezon başında Rijkaard'ın tekrar gözüne giren Serkan ise bambaşka bir adam, bambaşka bir oyuncu. Kestiği iki nefis ortanın gol olmasının dışında soldan hiçbir atak gelişimine izin vermedi, top kaptırmadı ve doğru pas tercihleri yaptı. Şu izlediğim Serkan bu takımda banko oynar ama dediğim gibi ihtiyatlı olalım, nazar değdirmeyelim. Keza Insua. Soldan bindirmeleriyle, bir bek oyuncusuna göre fazlasıyla iyi tekniğiyle solda iyi iş yapıyor o da. Kadro oturduğunda bu iki bek daha da parlayabilir, en azından "parlamaya müsait" iki adam duruyor savunma kanatlarında. Galatasaray'a "Kurtuluş" vadeden ilk öğe bu.

İkincisi ise Lorik Cana. Bugün üç tane facia pasını saydım ama pozisyon almasıyla, rakibi bozmasıyla, hepsinden de önemlisi Galatasaray'da üç-dört yıldır görülmeyen hırsı, çokça piskopatlığıyla müthiş iş görecek bu adam. Aldığı sarı kart da dahil olmak üzere topu çalmak istediği her an topa korkusuzca girebilecek bir adam, topa ama... Mustafa Sarp yerine böyle bir manyağın (iyi anlamda tabii) sahada bulunması sözde en sert adamı Barış Özbek olan Galatasaray'a hakikaten kimlik katabilir. Frank Rijkaard'ın onu bir süredir hazırlamaya çalıştığı, altı yabancının dışında düşünmediğini bugün görmüş olduk, en azından bana bunu düşündürdü. Bir türlü yazamadığım ama kafamda olan ("Raad ol, hepsi kafamda" deyip sıfır alan lise öğrencisi) "Altı+Lorik Cana" yazısını değişik bir bakış açısıyla yazmamı sağlayacaktır bu maç, o kesin.

Bu iki temel problemin çözülme yolunda adımların olması beni umutsuzluğa iten takım adına fazlasıyla önemli. Milan Baros'un hattricki elbette günün en güzel anekdotlarından biri ama biz zaten Milan Baros'un gününde olduğu zaman bu pozisyonları değerlendirebileceğini biliyoruz. Bursaspor maçında hakikaten şanssızdı, o maçta son vuruşları iyi olsa Bursapsor'un da yenilebileceğini söylemiştim hatırlarsanız.

Öte yandan zaten sağlam durmayan Servet Çetin'in yanında aklı Avustralya'da kalmış gibi görünen Lucas Neill'ın hatalarını, Misimovic'in takıma çözmeye çalışan hallerini de atlamamak lazım. Kimileri tarafından çok beğenilse de ,artık benim taktığım mı diyeyim bilmiyorum, Ayhan Akman'ın pas tercihleri de hâlâ kafamı kurcalayan bir diğer konu. Takımla çalışan bir hoca varken pek onu oynat, bunu oynat deme taraftarı değilim ama zibilyon tane alternatifin şans bulduğu orta sahada epey iş görebileceğini düşündüğüm Musa Çağıran'ı sahalarda ne zaman görebileceğiz diye düşünmüyor değilim.

Tüm bu güzellemelere rağmen bu takım 3-0'a rağmen maçı riske sokma potansiyeli olduğunu da göstermiştir, en azından maç 3-1 olunca taraftar rahat olamıyorsa "Acaba hemen iki gelir mi?" sorusu kafaları kurcalıyorsa takımın kat etmesi gereken daha yol var. Yine de ortada dört maçta alınmış bir 12 puan var ve Bursaspor'un uçtuğu, Beşiktaş'ın kaçtığı ortamda her ne olursa olsun, galibiyet serisi yakalamak elzemdi ve Galatasaray zirveye tutundu ve üçüncülüğe yerleşti. Küme düşme potası esprileri yapılan bir takım için bir ayda olabileceklerin en iyisi buydu. Keyfini çıkaralım...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

22 yorum:

Adsız dedi ki...

Orta sahayı zenginleştirme anlamında Serkan'la sağ beke devam edip,Sabri'yi orta sahaya alınca nasıl olur diye düşünüyorum.

horozmania dedi ki...

bence ayhan takıntın var uğur:) aslında taraftarların çoğunda var bu. pas tercihlerini beğenmiyorum demişsin. ama adama yeterince tercih hakkı tanınmıyor.geçen maçta da yazmıştım yorumumu. ayhan topu aldığında ayağına kaç kişi hareketleniyor, boşa kaçıyor sadece izle. önceden yanında sabit duran bir sarp vardı bir de. bu

sadece ayhan için geçerli değil. misimovic kredisini tüketsin aynı laflar onun için de başlar. takımın da en büyük sorunu bu. top bizdeyken herkes bekliyor. rijkaard'ın taktiği de bu yüzden başarısız oluyor.

Kaan dedi ki...

@adsız sabriyi orta sahaya çekmektense serkanı çekmek daha akılıca olur gibi tabi öyle birşey denenicekse çünkü sabri sağbek te bile çok anlamsız pas hatalı yapan ve arkası dönük aldığı topları dönüp ileri oynayamıyan bir oyuncu.

Bilemiyorum bana mı öyle geliyor yada sen gelecek açısından mı düşünüyorsun ben insuada öyle çok bir fark göremiyorum normal bir hakan geçen senelerde ki bir hakan dan pek bir farkı yok gibi belki önünde oynıyandan dolayı çıkamıyordur.

Baros sakatlandığından dolayı değinmek gerekn bir başka şey ise frank rijkaard forvet istemedi deyip fatih tekke ile görüşen sonra almayıp devre arsında alıcaz diyen yazı tura hesabı ile transfer yapan takım yöneten bir yönetim anlayışı ile her hangi bir krizde yine bu takım batak içine düşüceğinden pek umutlanıcak kurtuluş denicek durum yok gibi

Nevzat dedi ki...

Ya bizim Musa kac yasinda?
92 dogumlu yazili sanirim, ama sonra aslen 89-90 dogumlu oldugunu okudum.
Fakat ondan sonra kendinin bir reportajinda 17 yasinda GS'ye gelmek hakkinda konusmusdu yanlis hatirlamiyorsam.

Lorik Cana bizim Cyril Rool.

Adsız dedi ki...

Horozmania'ya şu konuda katılıyorum top bizdeyken belki herkes olmasa bile birçok adam bekliyor. En azında orta saha bloğumuzun beklediğini açıkça söyleyebiliriz. Bu açıdan Cana'nın oynaması çok güzel oldu. Fecaat paslar verdi hatta yer yer saçmaladı (kendisi de bunun farkındaydı ve bence bu da önemli) fakat top arkadaşındayken nerede duracağını bilen, nereye gitmesi gerektiğini bilen bir oyuncu ve bu da bence çok önemli. İkinci yarı Mustafa Sarp'ı her gördüğümde aklıma bu geldi. Cana saçmalasa bile en azından topa sahip arkadaşına "şuraya at, buraya at" diye yön gösterebilecek kadar oyunun içinde, Mustafa Sarp ise malesef topsuz oyundan bihaber ve bu saatten sonra öğreneceğine de hiçbir inancım yok. Ayhan bence geçen seneye ve bu senenin başına nazaran çok düzgün bir oyun ortaya koydu.

Misimovic konusunda ise çok güzel bir tespitte bulunmuşsun Uğur. Takım ne yapmaya çalışıyor anlamaya çalışır gibiydi. Sürekli geri geldi ve arkadakilerle paslaşmayı tercih etti. Anladığında nasıl bir tavır alacağını gerçekten merak ediyorum :)

WS

Nevzat dedi ki...

Bu arada wikipedia'ya göre Lorik Cana'nin babasinin turkvatandasligi varmis. Bir sey yapip Lorik'ide turkvatandasi yapsalar. 6+2 icin yani
Italya'da hep yapiliyor. Kimin dedesi italyanmis, birinin anneannesi italyanmis birinin köpegi italyanmis.

Strateji dedi ki...

Cana bu sertlikle, oynadığı maçların çoğunda 90 dakika sahada kalamaz. Ya kırmızı kart görür ya da bugünkü gibi -erken sarı kart gördü diye- Rijkaard oyundan çıkarır. Ayrıca topla münasebeti beklenildiği kadar iyi değil. Sadece Ayhan'ın biraz daha ne yaptığını bilir şekilde oynamasına neden oluyor. Ayhan'ın bu maçta eski maçlara nazaran iyi olmasının sebebi bu.

Insua ise başarılı bir ofansif bek ama ancak topu rakip yarı sahaya yıktığın zaman bu özelliğini gösterebiliyor. Ki Galatasaray, bunu sezon başından beri 90 dakikanın ancak 15-20 dakikalık bölümünde becerebiliyor ve bu konuda gelişme gösterebileceğine dair bir ışık da vermiyor. Insua'nın boyu kısa ve fiziği yetersiz, bu açıdan defansif defoları oyunu domine eden bir rakip karşısında çokça ortaya çıkabilir ki, Liverpool'un da onu kadroda düşünmemesi bununla alakalı.

Takımın boyu da hala çok uzun. Asıl sorun da burada zaten. Orta saha oyuncularının bu kadar kötü gözükmesi, topu rakip yarı sahaya yıkamama, beklerin yeterince hücuma destek verememesi, Misimovic'in kendini gösterememesi vb. bir dizi problem takımın oyunu çok geniş alanda oynamasında. Eldeki orta saha oyuncuları da bu konuda çözüm olabilecek bir alternatif sunmuyor.

Pino tipik bir kontratak oyuncusu. Hızıyla fark yaratıyor. Arkasında boşluk bırakan rakiplere karşı, öne geçtiğin zaman -Holosko ve Dia gibi- kullanılabilir ama oyunu rakip yarı sahaya yıkmak isteniyorsa, eldeki son tercih olmalı bana göre. Kewell 90 dakika çıkaramıyor, Aydın vasat/vasatın biraz üstü seyrediyor, Serdar Özkan malumunuz... Kadro derinliği açısından oldukça sorunu var bence Galatasaray'ın. Üstüne sakatlıklar da eklenince iş daha da sarpa sarıyor.

Devre arası bir merkez orta saha bir de forveti ikileyebilecek bir kanat oyuncusu alması gerekiyor Galatasaray'ın aksi halde uzun dönemde başarılı olma şansını çok az görüyorum.

Sertug Ozgur dedi ki...

Stoperden bozma beklerden vazgeçmek, bir futbolsever olarak beni sevindiren bir olay. Sağ bekin bankosu Sabri'nin sakatlığında hayatımda o mevkide oynadığını görmediğim Ali Turan'ın anlamsızca oynatılmaya çalışılması orayı topal bırakıyordu. Serkan Kurtuluş bugünkü performansı ile Sabri'nin yokluğunda veya formsuzluğunda kendisinin oynatılması gerektiğini gösterdi. İnsua'yı ise ortalama bir sol bek olarak görmeme rağmen kesinlikle Hakan Balta'nın önündedir ve bir numaralı ismidir. Dediğim gibi stoperden bozma beklere alerjim var, üstelik Hakan'ın bir kere çizgiye inip orta yaptığını hatırlamam.

Mesela Beşiktaş'ın geçen seneye göre oyuna hükmetmesini sağlayan en önemli nedenlerinden biri oyuna katılan bekleridir. Bizim takımda Ekrem oldukça eleştiri almasına rağmen topla münasebetinin iyi olması nedeniyle şu kadroda alternatifsizdir. İbrahim Toraman orada geçen sene iyi performans göstermesine rağmen, Schuster'in bir kez bile şans vermemesi, herkesi rotasyona sokmasına rağmen sakatlanana kadar Ekrem ve Ernst ile oynamaması bazı ipuçları verebilir.

Tabi Galatasaray nasıl bir anlayışa sahip, ne oynamak istiyor hala anlayabilmiş değilim. Hala oturmuş bir düzene sahip değil, arayışlar içerisinde.

Cana'nın mevcut takıma katılması Galatasaray'ın oyun kimliğinin oturmasında avantajdır. Kewell,Pino gibi isimler yedek kalabilir ama Cana tipindeki oyuncuları takıma adapte etmeniz gerekir. Kendisini beğenmem ama takımda bazı ayrıcalıklara sahip olduğu vakit orta sahayı toparlayacak liderlik özelliğine sahip, belki de orta sahada pozisyon almasını bilen tek oyuncudur. Yanındaki olması gereken isim Ayhan'a ise her zaman moral verilmeli, Musa Çağıran'ı izleme şansım olmadı ama Ayhan'ın alternatifi yok.

Bugün diğer maçlara oranla Baros faktörü galibiyeti getirdi, oyun olarak çok farklı bir şey görmedim. İlerleyen günlerde hücum oyuncularının bireysel yeteneği, hücum zenginliği getirecektir. Fakat ben bir ışık henüz görmedim.

excellence dedi ki...

Insua'nin fizigimi yetersiz? Bana gayet saglam fizikli bir bek oyuncusu gibi geldi.

serdar dedi ki...

Orta saha kurgusunda ciddi bir yabancı problemi yaşanacağı çok bariz. Baros'u kesemiyorsunuz. Cana kendini göstermeye başladı. Arda geldiğinde buraya gireceği kesin. Misi, Elano, Kewell üçlüsünden yalızca ikisine yer var bu takımda. Elano'nun çöküşünde de bu faktör önemli. Misi varken oynatılacağını düşünüyorum. Eninde sonunda bu sisteme adapte olacak, geçmişine bakarak söyleyebiliriz. Pino ve Kewell'ın dönüşümlü oynayacağını düşünüyorum.

Neill'in ne kadar önemli olduğu dikkatten kaçmamalı. Çıkardığı paslar ve baskı altında topu ileri taşıyabilmesi onu vazgeçilmez yapıyor. Insua ise yıllardır görmek istediğimiz bek oldu bence. Fiziği de gayet yeterli.

Maçın rahat geçmesinde Servet'in önemli rolü vardı. Servet, sert forvetlere karşı çok saçmalayabiliyor ama Herve Tum gibi adamlar karşısında iyi kapanıyor. Ağır görüntüsüne rağmen çok seri pozisyon alabiliyor. Servet'i öveceğim hiç aklıma gelmezdi ama başkası olsa Tum epey pozisyon bulurdu dün akşam.

Horozmania çok doğru tespit etmiş, takımın en büyük problemi boşa kaçmama. üç kişiyle orta sahayı tutmanın tek sırrı bu. Rakip de üç kişi oynadığı için çok sırıtmadı dün akşam ama 4-5-1 oynayan rakiplere karşı bu kurgu çok sorun yaratıyor. Barcelona'ya gitmeye gerek yok, İBB bile dün akşam orta sahadan çıkışlarda çok rahat pas yapıyordu aynı sebeple.

Bir not da Kewell'ın şutlarından biriydi sanırım. Atağın öncesinde Rijkaard'ın bir orgazm sigarası içebileceğini görürsünüz. 1 senedir yapmak istediği şey oldu. Yaklaşık 25-30 hızlı pasın ardından top hem kanat değiştirdi, hem de pozisyon bulundu. Takımın sürekli tek ölümcül pas arayışının yerine rakibin başını döndürmek esas oyun planı aslında.

Kaan dedi ki...

@Strateji bu ülkedeki GS ve BJK transferleri hakındaki gaz ve kötüleme kurbanı olduğunu düşünüyorum lorik cana kart yer diye çıkmadı 90dk kondisyonu yok diye çıktı.Lorik Cana nın fransada ve ingiltrede yıllık ortalama gördüğü sarı kart sayısı GS ya geldiğinden beri barosun yıllık gördüğü kart sayısı ile aynı.Toplam kariyerinde 4 kırmızı kartı var yani tamen şişirme ve kötüleme ile etki altında yorumlar var nasıl sabri hey dese sarı kart görüyor emre görmüyorsa bu kötülemelerden hakemlerde etkilenicek Belediyeliler ayak kırıcak şekilde dalıp kart görmicek ama Cana yarısı kadar hareketlerde bile kart görücek problem bu.

Strateji dedi ki...

@excellence

Hakan Balta ile Insua'yı yan yana koyunca -fizik olarak- aradaki fark anlaşılacaktır diye umuyorum.

@Kaan

Lorik Cana benim yeşil sahada gördüğüm en sert oyunculardan biri ve rakibi sakatlamaya yönelik hamleleler yapıyor. Futbolcu olsam cidden Cana sahadayken sahaya çıkmam :) Alttaki video bu konuda bir fikir verebilir sanıyorum :)

http://www.youtube.com/watch?v=EL_bZAdOKhk

Kaan dedi ki...

@Strateji sert olduğunu biliyorumda abartıldığını söylüyorum dikkat edersen her spor programında adamdan öyle bir bahsediliyor ki sonki sezon başına 5 kırmızı 20 sarı görüyor çok sert acayip sert fln bizim ligimizde canadan beter sırf sakatlamak üzere oyniyan oyuncular var iken pek canaya bunları söylemek ayıp oluyor hatırlarsan bir aralar ardanın bacağını krampon ile delip kart görmiyen adamlar oldu bu ligde

Nevzat dedi ki...

@Strateji
Video'da 1.25dk bizim BAROS'a iyi koymus Cana. Hehehe.

R-J dedi ki...

Baros is back.Finally he found the way to scores goals.
Regards,
transfersaqueneutral.blogspot.com
(a blog about sport transfers)

excellence dedi ki...

Strateji //

Insua'nin fiziksek özellikleri Hakan Baltadan cok bariz bir sekilde üstün bence. Hem daha diri, hem daha kivrak hem daha dengeli bunun icin omuz omuza mucadelelerde rakibini ezmesede pozisyon kaybetmiyor. Güc olarak da pek bir fark oldugunu dusunmuyorum.

Strateji dedi ki...

@Kaan

Videoyu izlersen ne demek istediğimi anlayacaksın. Evet, bizim ligde de aynı tipte oyuncular var ama bu Cana'nın da -diğer özellikleri bir yana- bir kasap olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

@excellence

Farklı gözlerle bakıyoruz demek ki, olabilir farklı görüşler, doğaldır. Maçlar oynandıkça bir mutabakata varırız muhtemelen.

Adsız dedi ki...

Ayhan harika oynadı..Bu senenin de en iyi performans gösteren oyuncularından biri
Rijkardddan bir halt olmaz

Adsız dedi ki...

@strateji ne fizikten anlıyorsun ne de kasap futbolcudan. kasap futbolcunun allahını gördü çok uzak olmayan senelerde ki hala bazıları oynuyor bu ligde. Sert oynamak ile kasaplık aynı değildir. Fizik olarak ise insua baltadan hiç de aşağı değil, fizik demek boy demek değildir her zaman. çoğu zaman yediği omuzlarda yere kapaklanan Balta'dır, rakip değil.

Strateji dedi ki...

@Adsız

Şu videoyu izlemeden yorum yapanları anlamıyorum. En iyi sen biliyorsun Adsız, haklısın.

Zanshin dedi ki...

Cana'nın youtube'daki videosundan çok daha sert müdahaleleri içeren bir Emre Belözoğlu videosu çok rahat oluşturulabilir. İtirazı olan?

Emre her maç direk rakibi sakatlamaya yönelik art niyetli müdahaleler yapıyor ama ne hikmetse sarı kart bile görmüyor. Olay dokunulmazlık ve kolay dokunulabilirlik meselesi.

Koray Özdemir dedi ki...

Sence Rijkaard'ın takımda oldukları için mutlu olduğu yerliler kimlerdir Uğur? Sayı 5'i geçer mi?

Related Posts with Thumbnails