Fenerbahçe 1-1 Beşiktaş

Gecikmeli de olsa üstüne konuşulması gereken, ilginç bir maç oldu bana göre, özellikle bir Galatasaraylı açısından. Hem Fenerbahçe'ye, hem Beşiktaş'a bir adım geriden bakabilmek bir açıdan güzel çünkü bana göre hem gerginliği, hem saha içi mücadeleyi bir arada taşıyan, dozu yerinde bir rekabet var bu iki takım arasında. Galatasaray-Fenerbahçe'de gerginlik yoğun, saha içinde oynanan futbol fazlasıyla psikolojik etmenlere dayanıyor. Galatasaray-Beşiktaş'ta ise çoğu zaman derbi kokusu almakta zorluk çekiliyor. 90'larda Fenerbahçe'nin sahneden çekilmesiyle yalnız kalan ikilinin arasındaki rekabet eskisi kadar yoğun ve şiddetli değil. Hepsinin kendine has tatları var ama ben Fenerbahçe-Beşiktaş karşılaşmalarını seviyorum kısacası...

Bir Galatasaray adına dedim, onu açayım. Maçın Kadıköy'de oynanması, üzerine tez yazılacak kadar derin bir konu olan Kadıköy'deki mağlubiyet serisini anlamak adına bir başka veri bizler için. Ve görüldü ki bu statta hakikaten bir şeyler var. Yapıldığı dönemde tavuk butu gömüldüğü yönünde haberler vardı. Kim yaptıysa iyi becermiş hakikaten çünkü Fenerbahçe'nin derbilerde bulduğu ilk pozisyonda gol bulması artık adetten bile değil, bir gerçeklik. Rakip takımın oynadığı futbolun, topa hakimiyetin hiçbir önemi yok. Hatta çoğu zaman bu hakimiyet golü yedikten sonra daha ağır bir hayal kırıklığı olarak geri dönüyor oynayana. Beşiktaş'ın da benzer bir duruma düşmesi, ardından Kadıköy avantajıyla hakeme itiraz etme, gider yapma kredisi Beşiktaşlıları da gerdi. Fakat Galatasaraylılarla net olarak bir fark var ki Schuster'in öğrencileri devre arasınının ardından zihinlerini yenileyip sahaya çıkabildiler. Galatasaray, ters giden en ufak şeyde bütün inisiyatifi rakibe veriyor. Zaten bunu yaptıkları gün en azından bir beraberlik şansımız olacak o statta...
Öte yandan bir de Guti ve Quaresma konusu var. Benim de çok düştüğüm bir hata mı diyeyim, yoksa iyi niyet mi bilemem ama kağıt üstündeki sistem algısıyla Türkiye'deki futbol prensipleri her zaman birbirini tutmuyor, özellikle derbi maçlarda bu daha net gözüküyor. Bazen Guti gibi, Quaresma gibi adamların atacağı bir derin top orta sahanın baklava şeklinde dizilmesinden daha önemli olabiliyor. Futbolun ruhu böyle bir şey zaten. İki sene önce bir yazıda demiştim; "Kendi içinde bir matematiği var ama futbol bir matematik değil." Bir diğer bakış açısıyla da Guti ve Quaresma'yı Fabian Ernst'in önüne koymak gerekiyor ki bu noktada Galatasaray'ın dört yıllık ısrarcı tavrının hâlâ sürmesini anlayamadığımı hatırlatayım.

Fenerbahçe, Kadıköy'deki psikolojik üstünlüğünden de öte, özgüveni yerlerde olmasına karşın hâlâ bir hedef maç takımı olduğunu gösterdi. 1-0'ken maçı alacak pozisyonları buldular, atamadılar. Yemeyebilirlerdi de. Esas vurgu yapılması gereken nokta bu zaten. Fenerbahçe'nin geçen sezonki Beşiktaş maçını bir kenara koyarsak derbilerde iki ve üzerinde gol yemediğini, maçı alacak kadar da pozisyon bulduğunu unutmayalım. Avrupa tecrübesi diye bir kavram varsa derbi tecrübesi bunun bir başka çeşitlemesi ve Fenerbahçe bu açıdan rakiplerinin çok önünde. Derbi oynamayı biliyorlar, net.

Beşiktaş, 10 puanda kaldı. Galatasaray pragmatik ve yavan bir futbolla 3x3 yaparak 9 puan yaptı, Fenerbahçe ise 7 puanda kalarak lider Bursaspor'un (muhtemelen) 8 puan arkasına düştü. Elindeki bir derbi jokerini de kaybederek. Bu üçlünün birbiri arasındaki çekişmeden sıyrılmış bir Bursaspor, bu yıl da erken başladığı deparını sürdürebilirse Türk futbolunda gerçekten köklü bir değişikliğe imza atabilir. İstanbul ekiplerinde geçen sezona hâlâ "rakibe kaptırılmamış bir şampiyonluk" olarak sempatiyle bakılıyor. İlk Daum döneminde iki sene üst üste şampiyonluk alan Fenerbahçe'den sonra ikileme yapan ekip yok. Aradan neredeyse beş yıl geçti. Bursaspor, olur da şampiyonluğa yürürse bu kez hakikaten bir şeyler değişebilir ve bu derbi de o yola döşenmiş ilk taşlardan biri olabilir...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

3 yorum:

SirEvo dedi ki...

Türk futbolundaki değşikliğin adı belli be Uğur. Kasmaya gerek yok. Bursa istediği kadar şampiyon olsun, bu yayın kısıtlamalarıyla işin sonu yok. ligtv'nin aldığı paranın nereden geldiği dün bir kez daha kanıtlandı.

sayerlack dedi ki...

Sirevo; Ligtv para konusunu açarmısın anlamadım bunu.

SirEvo dedi ki...

Açılacak bir şey yok hocam. Her şey gözler önünde. Görmek isteyene...

Related Posts with Thumbnails