Bir de bunun aksine kadrosunda daha hazır gördüğü oyuncuları oynatmayı tercih eden, potansiyele değil mevcut form durumuna ve katkıya bakan takımlar var ki ligimiz ağırlıklı olarak bu ekiplerden oluşuyor. Süper ligde isim yapmış bazı oyuncular var ve performanslarından bağımsız olarak her sezon başka bir takımda forma şansı bulmaya devam ediyorlar. Bu döngünün kırılması gerektiğini dile getirince de tecrübe konusu dile getiriliyor genelde. Ben futbolda yaşın bu kadar önemli bir kriter olmadığını, esas kriterin büyük ölçüde kadro kalitesi olduğuna inanıyorum. Aslında bu görüşe en güzel cevabı Bank Asya'dan Süper Lig'e yükseldiği sezon transfer yapmadan aynı ekiple ligde 40 puan toplayarak 'tecrübeli' birçok ekibi geride bırakan Oftaş/Hacettepe vermişti ama bunu veriye de dökmek gerekiyor. IM Scouting, iki ayrı derleme yapmış bu konuyla ilgili. Birisi liglerin en genç kadrolarına sahip takımları, diğeri de en yaşlı kadrolara sahip takımları içeriyor. Bu veriler ışığında geçtiğimiz sezon bu takımların hangi sıralarda yer aldığını, yaşın bu kadar önemli bir faktör olup olmadığına göz atmak istedim.Yukardaki liste liglerinde geçen sezon en yaşlı kadrolara sahip takımlar yer alıyor. Polonya ikinci ligi ekiplerinden GKS Jastrzebie Zdroj 34 yaş ortalamasıyla söze gerek bırakmamış ama bizim esasen bakacağımız ligler Avrupanın zirve ligleri olacak. İki listedeki ekipleri de sıralarsak şu veriler çıkıyor ortaya.
Türkiye: Konyaspor, 38 puanla 16.
İngiltere: Stoke City, 45 puanla 12.
İspanya: Numancia, 35 puanla 19.
İtalya: Bologna, 37 puanla 17.
Almanya: Bochum, 32 puanla 14.
Fransa: Marsilya, 77 puanla 2.
Hollanda: NAC Breda, 45 puanla 8.
Portekiz: Trofense, 23 puanla 16.
İskoçya: St. Mirren, 34 puanla 9.
Rusya: Shinnik, 22 puanla 15.
Ukrayna: Tavriya, 37 puanla 8.
Yunanistan: Thrasivoulos, 14 puanla 16.
Belçika: Lokeren, 51 puanla 7.
İngiltere: Stoke City, 45 puanla 12.
İspanya: Numancia, 35 puanla 19.
İtalya: Bologna, 37 puanla 17.
Almanya: Bochum, 32 puanla 14.
Fransa: Marsilya, 77 puanla 2.
Hollanda: NAC Breda, 45 puanla 8.
Portekiz: Trofense, 23 puanla 16.
İskoçya: St. Mirren, 34 puanla 9.
Rusya: Shinnik, 22 puanla 15.
Ukrayna: Tavriya, 37 puanla 8.
Yunanistan: Thrasivoulos, 14 puanla 16.
Belçika: Lokeren, 51 puanla 7.
Türkiye: Hacettepe, 22 puanla 18.
İngiltere: Arsenal, 72 puanla 4.
İspanya: Barcelona, 87 puanla 1.
İtalya: Udinese, 58 puanla 7.
Almanya: Hoffenheim, 55 puanla 7.
Fransa: Le Mans, 40 puanla 16.
Hollanda: AZ Alkmaar, 80 puanla 1.
Portekiz: Belenenses, 24 puanla 15.
İskoçya: Hearts, 55 puanla 3.
Rusya: Dinamo Moskova, 54 puanla 3.
Ukrayna: FC Kharkiv, 15 puanla 16.
Yunanistan: Iraklis, 33 puanla 12.
Belçika: Tubize, 27 puanla 17.
İngiltere: Arsenal, 72 puanla 4.
İspanya: Barcelona, 87 puanla 1.
İtalya: Udinese, 58 puanla 7.
Almanya: Hoffenheim, 55 puanla 7.
Fransa: Le Mans, 40 puanla 16.
Hollanda: AZ Alkmaar, 80 puanla 1.
Portekiz: Belenenses, 24 puanla 15.
İskoçya: Hearts, 55 puanla 3.
Rusya: Dinamo Moskova, 54 puanla 3.
Ukrayna: FC Kharkiv, 15 puanla 16.
Yunanistan: Iraklis, 33 puanla 12.
Belçika: Tubize, 27 puanla 17.
İki listeye de baktığımızda sanıldığı gibi yaşlı takımların genç takımlara karşı daha üstün olduğu yanılgısının doğru olmadığı açıkça görülüyor. 13 Avrupa liginde sezonu ilk 4'te tamamlayan 5 genç takım varken en yaşlı takımlar arasında sadece Marsilya ligini 2. sırada tamamlayabilmiş. Küme düşme rakamlarına baktığımızdaysa arada fazla bir fark yok, en genç takımlardan 4'ü küme düşmüşken yaşlı takımlar arasında bu rakam 5.
İşi ligler ve takımlar bazında incelediğimizdeyse Hollanda ligi hemen dikkat çekiyor. Genç oyuncuların sıçrama yaptığı liglerin başında gösterilen Hollanda'da en genç takım olan AZ Alkmaar'ın şampiyon olması sürpriz olmasa gerek, yaş ortalaması 23,19 olan bir takımla şampiyonluğu kazanmayı başardılar. Bir başka genç şampiyon Barcelona, onlar da 24,93 yaş ortamasıyla La Liga'nın en genç takımıydı geçen sene. Listeye almadığımız Avusturya liginde de Salzburg en genç kadroya sahip olmasına rağmen ipi göğüslemiş. Portekiz ve Türkiye'de en genç ve en yaşlı takımların aynı anda küme düşmüş olması da ilgi çekici.
Peki sizin görüşünüz nedir bu konuda, genç oyuncular birer handikap mıdır, yoksa başarının anahtarı mı? Benim söyleyeceklerim burda bitiyor, sizleri de dinlemek isterim. Yorumlarınızı bekliyorum...
6 yorum:
yasli/genc oyuncu agirliginin iyi ayarlanmasi gerekiyor bence. fm'deki engin tecrubelerime dayanarak dusuncelerim ilk 11'de en az 4 30+ ustu oyuncu yer almasi gerektigi. 25-30 yas arasi 3 oyuncu ve digerleri de 25- olmali. yani, kale 30+, defansin gobeginde bir 30+ ve bir 20-25, orta sahada yine bir 30+ ve forvette bir 30+ . her bolgede bir tecrubeliden yanayim kisacasi. arsenal'in 2001-2002 sezonundaki kadrosu en guzel ornek aslinda. viera, henry, pires, tony adams ve bunlarin yaninda diger gencler. (saydiklarimin o yil kac yasinda olduklarini hatirlayamiyorum tam olarak.) bir de arsenal'in son 1-2 sezonuna bakarsak, wenger orani bozmus durumda, genclerin orani yaslilara gore artmis ve basari azalmis.
yasin yaninda kalite de cok onemli tabii ki.
fm de hints&tips te kalecilerin 31-35 defansların 28-32 orta sahaların 26-30 yaşlarında maksimum performans göstericeği yazıyor(forveti hatırlamıorm)ayrıca takımda çok fazla genç oynatmanın skoru korumada soruna yol açtığı ve önde götürülen maçların son dakikalarında yenilen gollerle puan kaybı yaşanacağı sayısız örnekle sabittir=)
fm yi bırakırsak şöle bi durum war(orda da geçerli tabi)transfer döneminde 20-25 yaşın çok para etmesi çok normal çünkü o yaştaki isimden 6-8 yıl maksimum düzeyde fayda alınabilir..30 yaşındaki futbolcular ne kadar iyi olurlarsa olsunlar ortalama olarak 3 sezon devam ederler..
bence bir takımda genç yaşlı oyuncudan önce karakter önemlidir..tecrübeli denen futbolcular forma die ağzından salya saçarsa ve formasını gence kaptırdıında takımda huzursuzluk yaratıyorsa yada gençler yetenekli ama profesyonel diilse yada sadece güzel oyun amacındaysa bi fayda getirmez..
ama bende genel olarak 3-4 tane 25 altı oyuncunun takımda olması gerektiğğini düşünüyorum ama en büyük futbolcunu da 29 yaşında olmasın 2-3 tane 30 luk 'tecrübe abidesi' olsun dengeli olsun..
ilk 11 in yaş ortalamasının 25-27 arası olması bence iidir
yetenek, kalite vs'nin yaninda bir de moral/motivasyon onemli. skoru koruyamama konusu bahsedilmis bir de geriye dusmusken oyuna tekrar konsantre olma, moralini duzgun tutma ve motive olma/motive etme durumu var ki bu genc oyuncularda fazlaca bulunmayan bir ozellik. 4 yasli/tecrubeli,3 orta yasli(futbolcularin en verimli oldugu cag derler ya 27/29) ve 3 genc seklinde bir dagilim en guzel oran bence.
Aslında denklem basit:yaştan bağımsız iyi olan oynar. Birbirine eşit kalitede adamlarda ise her zaman tecrübeli olan oynamalı bence. düzenli olarak 7 lik oynayan bir adam , her zaman "ileride bir gün yıldız olacak bu çocuk bak görürsün, fm de ilk 11 koydum çılgın attı" mantığı ile 6,5 luk oynayan adama tercih edilmeli bence. Bundan bağımsız mourinho chelsea si için bir menajer "başarılarının sırrı takımın genelde 25-30 yaş arası oyunculardan oluşması" gibi bir laf etmişti. Ki sir'in en mühim olaylarından biridir: 2-3 jenerasyon bir arada oynar, geçişler sancısız olur. ferdinand-rafael-giggs bir arada oynamalı ki tecrübe ile potansiyelden bir bulamaç değil sentez oluşsun. Son olarak bende ilk 11 de kaleci, yönetici defans, orta saha tandeminden biri ve forvet rotasyonundan birinin mutlaka 30+ olması gerektiğini düşünüyorum. bakınız: galatasaray 2000, bakmayınız: arsenal 2005 sonrası.
Öncelikle genel olarak seninle aynı düşünceleri paylaştığımı söyleyeyim. ''Eldeki en iyi oyuncu gençse o oynamalı.'' cümlesine tamamen katılıyorum ama bizde bu
tip oyuncular tecrübesiz yaftası yapıştırılıp bir köşeye atılıyor. Aynı hatayı tecrübeli dediğimiz oyuncu da yapıyor ama o genç oyuncunun hatası gibi göze batmıyor. Ama diğer yandan Konyaspor gibi bir takım kurmanın da çok yanlış olduğunu düşünüyorum. Blogda yer vermiştim, sadece 22 yaşındaki Koray İçten geçen yıl şans bulabilmiş Konyaspor kadrosunda. Daha önce 4 büyüklerde forma giyen Jefferson, Ayman, Celaleddin, İsmail Güldüren, Serhat Akın, Veysel Cihan, Fahri Tatan, Musa Büyük ve Cihan Haspolatlı -Bir de Erhan Albayrak vardı.- gibi isimleri toplayıp kadro kurmak bana menajerlik oyunlarını hatırlatıyor. Tabii ki bu oyuncuların bir kısmı kadroda yer alabilir, hatta takımı ileriye de taşıyabilir ama sadece etiketleri var diye bu tip oyuncuları almak son derece yanlış. Sadece günü kurtarmak için yapılan
hamleler ve sonucu da bazen başarısız olabiliyor.
Portekiz'de ise takımlarda o kadar çok kiralık oyuncu var ki 4-5 takım dışındakilerin nasıl gelecek planları yaptığını ben anlayamıyorum. -Zaten bu yüzden lig
bu halde- Porto, Sporting, Benfica'dan aldıkları kiralık oyuncular iyi performans gösterirse zaten kulüplerine geri dönüyorlar, onlar da başka isimlere yönleniyor. Elinde kalan iskelet oluşturacak oyuncuları da sonuna kadar oynatıyorlar.
madem en genç takım olsan da en yaşlı takım olsan da ligden düşücen, bari gençlerle düş de sonra satabilesin. Yaşlılar sadece elinde kalır.
Yorum Gönder