Footcast #8: Galatasaray'ın Yiğit Gökoğlan Transferi
Kalaycı Wenger Baba
Bir Fransız beyefendisi olan Arsene Wenger de tam yerine rast gelince küfrü, argoyu basmaktan çekinmiyormuş demek ki! Fransız hoca, dün düzenlediği basın toplantısında futbolda ırkçılık konusuna değinirken sorulan soruyu yarı argo, yarı küfürlü bir örnekle cevaplıyor. Verdiği örneğin bizim sahalarımızda çokça tartışılıyor olması cabası. Videonun başındaki soruya verdiği cevabın şıklığını da ayrı bir alkış.
Yalnız şu örneği Fatih Terim'in sansürsüz verdiğini düşünsenize! Yine girer miydik "Ama İngiltere'de..." diye, ne dersiniz?
-Peki siz kulüp olarak bu konuda proaktif bir tavır takındınız mı oyuncuları eğitmek adına?
+Televizyonda canlı yayında olduğun sürece hakeme "Siktir git (Fuck off)" deyip kurtulduğu ortamda beni futbolculara bu konuda eğitim verdirmeye ikna edemezsiniz.
Arsene Wenger'in Leeds United maçı öncesi Thierry Henry'nin dönüşü, son durumu ve futbolda ırkçılık gibi konulara uzunca değindiği 14 dakikalık basın toplantısının tamamını Hayatım Futbol Dergi'nin Facebook hesabından izleyebilirsiniz.
Yalnız şu örneği Fatih Terim'in sansürsüz verdiğini düşünsenize! Yine girer miydik "Ama İngiltere'de..." diye, ne dersiniz?
-Peki siz kulüp olarak bu konuda proaktif bir tavır takındınız mı oyuncuları eğitmek adına?
+Televizyonda canlı yayında olduğun sürece hakeme "Siktir git (Fuck off)" deyip kurtulduğu ortamda beni futbolculara bu konuda eğitim verdirmeye ikna edemezsiniz.
Arsene Wenger'in Leeds United maçı öncesi Thierry Henry'nin dönüşü, son durumu ve futbolda ırkçılık gibi konulara uzunca değindiği 14 dakikalık basın toplantısının tamamını Hayatım Futbol Dergi'nin Facebook hesabından izleyebilirsiniz.
Samsunspor 2-4 Galatasaray || O Maç...
İlk yarının son düdüğü çaldığında Galatasaray, Samsunspor kalesini beş kez yoklamış, hiçbirinde isabet sağlamayamamıştı. Pozisyon sayılabilecek tek deneme Emre Çolak'ın bir şutuydu ve takım 2-0 gerideydi. Yenilen gollerin bireyselliği, moral bozuculuğu da ortadayken bir takımı devre arasında ayağı kaldırıp çok doğru müdahelelerle maçı resmen alan adam Fatih hocaya "Saygılar abi" dememiz gerekiyor önce...
Önce goller... Galatasaray'ın oynadığı düzen içerisinde Selçuk İnan çok önemli bir yer kaplıyor olabilir ama Felipe Melo daha kilit bir oyuncu tezini savunuyorum bir süredir çünkü savunma ile orta saha arasında tek kişilik bir hatmış gibi oynuyor Melo. Oradaki her şeyden o sorumlu ve o bugüne kadar oynadığı gibi üstün bir performans ortaya koymazsa yapacağı hatalar, top kayıpları savunmanın başına iş açabilirdi ki maçın ilk golü bu şekilde geldi. İkinci gol de takımın yumuşak karnından, Sabri'den hediyeydi. Aylardır takıma kenardan bile girememiş bir Sabri'nin o olmadığı bir dönemde takımlaşmış bir ekibe hemen katkı vermesi zaten mümkün değildi ama görünen o ki Sabri fiziksel olarak bile henüz o mücadeleye hazır değil. Onun için üzüldüm ama bugün onun günü değildi, kenara gelmesi de doğru bir teknik adam tercihiydi.
Beklentilerden, daha doğrusu takımın ihtiyaçlarından uzak oyun kimliği sebebiyle eleştirilen Albert Riera her şeye rağmen kulübeden getirilebilen en büyük hücum gücü... Belki topu tek başına sürükleyemiyor, çok büyük işler yapmıyor ama her yaptığını düşünüyor, faydalı olmaya çalışıyor. Bugünkü dönüşte onun oyuna girişinin büyük payı var ki üç kişiyle bir top için kapışırken, hamle şansı sıfıra yakınken bakarak, görerek Selçuk'a çıkardığı top alkışı hak ediyor. Bölgesinin, aldığı kontratın oyuncusu olmayabilir ama özverisiz, çabasız olduğu söylemek de ona haksızlık.
Geri dönüşün inşaa edildiği bu beraberlik golünde ve Baros'un kafasında sahada eksik olan Samsunspor'un alan paylaşımında yaşadığı sorunlar da göz ardı edilmemeli. Semih Kaya'nın attığı ilk golde de katalizör görevinde olan Samsun savunması biraz modifiye ve motive edilmiş Galatasarasy hücumcuları karşısında net olarak dağıldı. Belki de 50'de golü yediklerinde bunu hissetmişlerdi ama ortaya herhangi bir direnç dahi koyamadılar. Ekigho'nun fırsatları gole çevirmesine, tabelada 2-0 yazıyor olmasına karşın ilk yarıda da çok matah bir oyun ortaya koyduklarını söylemek güç. Yeni bir planlama içindeler ve muhtemelen yapacakları transferler Gekas gibi doğrudan sahaya çıkacak cinsten oyuncular olacak ama şu an bir bütünlük sergileyebildiklerini söyleyebilmek güç. İki senedir izlediğimiz Young Boys'la bugünkü Samsunspor arasında hiçbir benzerlik göremiyorsak sanırım Vladimir Petkovic de işini istediği gibi yapamamış demektir.
Yarım saatte iki gol yediğiniz bir lig deplasmanında puan bırakmak lig lideri için bile artık bir sürpriz değildir, böyle maçlar lig maratonunda herkesin başına gelir. Hele ki böyle sıkışık bir fikstürün içinde. Galatasaray bugün joker hakkını elinde tutarak büyük iş yaptı, hem de sadece maçın ideal akışı içinde değil, sürpriz durumlara da dirençli olabileceğini gösterdi, en azından o güveni kazandı. Bunlar yeni yeni takımlaşan bir oyuncu grubu için çok önemli detaylar. Eğer bu takım mayıs sonunda şampiyonluğa ulaşırsa bu maç "o maç"lardan birisi olacaktır.
Önce goller... Galatasaray'ın oynadığı düzen içerisinde Selçuk İnan çok önemli bir yer kaplıyor olabilir ama Felipe Melo daha kilit bir oyuncu tezini savunuyorum bir süredir çünkü savunma ile orta saha arasında tek kişilik bir hatmış gibi oynuyor Melo. Oradaki her şeyden o sorumlu ve o bugüne kadar oynadığı gibi üstün bir performans ortaya koymazsa yapacağı hatalar, top kayıpları savunmanın başına iş açabilirdi ki maçın ilk golü bu şekilde geldi. İkinci gol de takımın yumuşak karnından, Sabri'den hediyeydi. Aylardır takıma kenardan bile girememiş bir Sabri'nin o olmadığı bir dönemde takımlaşmış bir ekibe hemen katkı vermesi zaten mümkün değildi ama görünen o ki Sabri fiziksel olarak bile henüz o mücadeleye hazır değil. Onun için üzüldüm ama bugün onun günü değildi, kenara gelmesi de doğru bir teknik adam tercihiydi.

Geri dönüşün inşaa edildiği bu beraberlik golünde ve Baros'un kafasında sahada eksik olan Samsunspor'un alan paylaşımında yaşadığı sorunlar da göz ardı edilmemeli. Semih Kaya'nın attığı ilk golde de katalizör görevinde olan Samsun savunması biraz modifiye ve motive edilmiş Galatasarasy hücumcuları karşısında net olarak dağıldı. Belki de 50'de golü yediklerinde bunu hissetmişlerdi ama ortaya herhangi bir direnç dahi koyamadılar. Ekigho'nun fırsatları gole çevirmesine, tabelada 2-0 yazıyor olmasına karşın ilk yarıda da çok matah bir oyun ortaya koyduklarını söylemek güç. Yeni bir planlama içindeler ve muhtemelen yapacakları transferler Gekas gibi doğrudan sahaya çıkacak cinsten oyuncular olacak ama şu an bir bütünlük sergileyebildiklerini söyleyebilmek güç. İki senedir izlediğimiz Young Boys'la bugünkü Samsunspor arasında hiçbir benzerlik göremiyorsak sanırım Vladimir Petkovic de işini istediği gibi yapamamış demektir.
Yarım saatte iki gol yediğiniz bir lig deplasmanında puan bırakmak lig lideri için bile artık bir sürpriz değildir, böyle maçlar lig maratonunda herkesin başına gelir. Hele ki böyle sıkışık bir fikstürün içinde. Galatasaray bugün joker hakkını elinde tutarak büyük iş yaptı, hem de sadece maçın ideal akışı içinde değil, sürpriz durumlara da dirençli olabileceğini gösterdi, en azından o güveni kazandı. Bunlar yeni yeni takımlaşan bir oyuncu grubu için çok önemli detaylar. Eğer bu takım mayıs sonunda şampiyonluğa ulaşırsa bu maç "o maç"lardan birisi olacaktır.
Footcast #7: Finansal Fair Play 101
Footcast #6: Galatasaray Altyapısının Yükselişi
Footcast #5: Hector Cuper, Bruno & Orduspor
Akşama doğru da Galatasaray altyapısının yükselişini değerlendirdiğimiz vodcasti blogda bulabilirsiniz.
Vodcastlerin tamamı için Youtube sayfası: Footcast