David Carbonara

David Carbonara Mad Men'in soundtracklerinden keşfettiğim müzisyen. Dizinin fragmanlarında dönen slow bir şarkısı dilime fena dolandığından kendisini bulmak için baya bir uğraşmıştım google'da. David Carbonara'nın Babylon yorumu gerçekten mükemmel, diziyle de çok iyi bir bütünlük oluştumuş. Dinlemek isteyenler aşağıdan dinleyebilir.


David Carbonara'nın parçaları haricindekiler de çok iyi aslında, gördüğüm en iyi soundtrack albümlerinden biri. Diziyle ilgili yakınlarda bir yazı yazmayı planlıyorum ama albümüne diziden önce değinmiş olalım çünkü hakediyor...

1. "On the Street Where You Live" - Vic Damone
2. "Volare" - McGuire Sisters
3. "Lipstick" - David Carbonara
4. "P.S. I Love You" - Bobby Vinton
5. "Botch-a-Me" - Rosemary Clooney
6. "Fly Me To the Moon (In Other Words)" - Julie London
7. "Caravan" - Gordon Jenkins
8. "Manhattan" - Ella Fitzgerald
9. "I Can Dream, Can't I?" - The Andrews Sisters
10. "Shagri-La" - Robert Maxwell
11. "Babylon" - David Carbonara
12. "Mad Men Suite" - David Carbonara
13. "A Beautiful Mine" - Aceyalone / RJD2

Konyaspor 1-2 Fenerbahçe || Tartışmanın Başkenti Konya...

Yine bir el tartışması, yine Konya, yine bir Fenerbahçe maçı. Hakem 2005'teki benzerinde olduğu gibi maçın akışını değiştiren bir karara imza attı Konya'da. Önder iki kolu açık, belki de sadece kaleciyi rahatsız etme amaçlı çıktığı topta Oğuzhan'ın da katkısıyla bir anda gol atarken buldu kendini. Hakem baştan doğru kararı vermesine rağmen yan hakemin kararsızlığına kurban gitti. Dudaklarından net bir şekilde "Ofsayt sandım" dediği okunuyordu 4. hakeme. Pozisyon el, bunla ilgili söylenecek şey az. Bir de pozisyonun gelişimi sırasındaki bariz kaleci hatası var. Oğuzhan beğendiğim bir kalecidir ancak o ortayı elle kontrol edebilirdi, en kötü ihtimalle geldiği yöne yumruklaması gerekirdi.

Aslında maçın büyük bir bölümü o kadar kötüydü ki yazacak bir şey bulmakta zorlanıyorum. Konyaspor, Ankaragücü, Hacettepe, Gençlerbirliği, Denizlispor, Kocaelispor; bunların hepsi şu oyun düzeniyle, kadro yapısıyla banko küme düşmesi gereken takımlar. Bu organizasyon yoksunu takımlar ligin seviyesini aşağı çekiyor.

Maç öncesi forveti Veysel olan bir takımın nasıl gol atabileceğini kafamda kurmaya çalışırken oyuna baktığımda Konyaspor kadrosunun belki de en iyi oyuncusu olduğunu farkettim. Bu Konyaspor için ne kadar iyi bir şey, orasını bilemem. Geçenlerde Murat Erdoğan'a baya giydirmiştim ancak ondan da kötü bir oyun kurucu performansına şahit oldum bugün Fahri Tatan sayesinde. Çok arıyorlar mı bu oyuncuları, merak ediyorum.

Fenerbahçe hakkında aynı şeyleri yazmaktan sıkıldım ama bu felaket futbolla bir adım ötesini göremez Fenerbahçe. Her deplasman bu kadar şanslı olmayabilirler. Oyunu karşı sahaya bile taşıyacak enerjileri yok, kanatları yok, orta sahaları yok. Kadro zaafiyeti iki,üç oyuncuyla giderilecek gibi değil. Son dönemde topladıkları puanlara rağmen üç büyükler arasında en kötü durumda olan takım...

Şampiyonlar Ligi 2.Tur & 21.45

Şampiyonlar Ligi 2. tur kuraları çekildi. Adet olduğu üzere çaylaklar çaylaklarla, büyük abiler birbirleriyle oynuyor. Inter'in nasıl olsa garantiledik diye son iki maçta yatışa geçmesi başına büyük bela açacak gibi. Daha 2. tur'dan Manchester United'a tosladılar, fena maçlar olacak. 2001 yılında Galatasaray da benzer bir gevşeklik göstermiş, garantiledik havasıyla PSG'le 2-0 yenilince çeyrek finalde Real Madrid'le kapışmak durumunda kalmıştı.

Porto ise bir şekilde birinciliği alıp yeni yetmelerden biriyle eşleşmesini biliyor. Geçen sene Schalke'yi çekmişlerdi 2. turda, bu sene de Atletico'yu. Bir de Villareal-Pana gibi Şampiyonlar Ligi'nden çok UEFA 3. tur maçını andıran bir eşleşme var. Geri kalan maçlar oldukça zorlu, Juve-Chelsea, Real Madrid-Liverpool gibi kaçırılmaması gereken ikililer de oluşmadı değil.

Esas gelmek istediğim nokta farklı. Bu kadar güzel maçın içinden illa 2 tanesini mi seçip izlemek zorundayız? Tamam 21.45 bir markadır, Şampiyonlar Ligi saatidir ama sıkışınca gayet de 19.30'da oynanabildiğini gördük. Bu kadar güzel maçlar arasından seçim yapmak daha da kötüsü seçimi Doğan Medya'ya bırakmak insanı ürkütüyor. Bir Chelsea Juve ya da Inter-Manu mücadelesi yerine "Nihat'lı Villareal Pana karşısında!" sloganıyla karşımıza çıkmayacaklarının garantisini kim verebilir? Bu konuyu arkadaşla konuşurken baştan şakalaştık, sonra ciddi ciddi korkmaya başladık. Bu kadar da olmaz di mi? Olmaz herhalde...

Bordeaux-Galatasaray vs. NEC-Hamburg

Daha önce PSV, Deportivo, Porto gibi sıkça eşleştiğimiz takımlar olmuştu ama Bordeaux gibisi ilk kez oluyor herhalde. 3 sene üst üste aynı kura ama bu sefer eleminasyon sistemiyle. Lucescu'nun Shaktar'ı, Gerets'in Marsilya'sı, Bremen, Fiorentina derken orta karar bir kura oldu Bordeaux. Geçen senelerdeki kapasitesi sınırlı kadromuzla bile karşısında iyi iş çıkardığımız bir takımdı Bordeaux, o yüzden çok korkum yok. Nonda ve Karan'ın gol kaçırma şenlikleri düzenlediği geçen seneki maç hala akıllarda. Bizden çok Bordeaux'nun bu kuradan çekindiğini düşünüyorum, grubun üç ağır topunu gol yemeden deviren bir Galatasaray olacak bu sefer karşılarında.

Bordeaux'nun Cluj maçlarından 6 puan çıkarabildiği için grubunda üçüncü olabilidi. Geri kalan 4 maçta sadece bir puan alabildiler. Bu da ofansif olarak güçlü, oyunu domine eden ekiplere karşı zaafları olduğunu gösteriyor bize, yüzeysel bir bakışla. Deplasmanlarda iyi işler çıkaran bir Galatasaray'ın ilk maçta en kötü ihtimalle gollü bir beraberlik koparabileceğini düşünüyorum. İkinci maçın içerde olması da önemli bir avantaj.
Bordeaux'yu, göz ucuyla da Hamburg'u sıkça izleyeceğiz, yazacağız önümüzdeki aylarda. Ön değerlendirme olarak burda bırakalım. Kuranın geri kalanı ise üstteki gibi...

5.Kategori'nin Başkaldırışı ve Değişen Statü...

Metalist Kharkiv'in galip gelmesiyle B grubunda Galatasaray'ı liderlikten etmesi benim için sürprizdi açıkası. Benfica'nın yedeklerinin dahi teknik kapasite olarak Metalist'ten üstün olacağını, ev sahibi olması sebebiyle maçtan en kötü ihtimalle beraberlik çıkarabileceğini öngörmek çok zor değildi. Ancak maç oynandıkça, Benfica kaçırdıkça görülüyordu ki Metalist o fırsat anını bulup vurgun yapma peşindeydi. Metalist'in planını bozacak olan o gol bir türlü gelmedi, gelemedi. Kaleci ve direkler Metalist'ten yanaydı dün.

Neyse kendimizi kaptırmayalım yine. Metalist'in gerçekleştirdiği bu büyük sürprizin genele de yansıması konumuz. Bu statüde oynanan son UEFA Kupasında müthiş bir sürpriz yaşanıyor. 8 son kategori takımının MSK Zilina hariç hepsi bir üst tura yükseldi, 4'ü ise grubunu lider bitirmiş durumda. Bu takımlar St. Ettienne, Metalist, Standard Liege ve Wolfsburg. Twente grup ikincisi, Lech Poznan ile NEC Nijmegen ise grup üçüncüsü olarak UEFA Kupası 3. turuna adını yazdıran ekipler. Eminim ki böyle bir performans şu ana kadar hiçbir Avrupa Kupasında görülmemiştir.
Bunda önümüzdeki sene değişecek olan yürürlükteki statünün laçkalığının da payı var elbette. İlk iki maçta üst turu garantileyen büyük lig temsilcileri lige konsantre olup UEFA'yı yedek ağırlıklı kadrolarla götürmekte. Başarısız başlangıç yapıp ümidi kesenler ise yattı balık yan gider deyip işi tamamen abartıyorlar. Bu da son maçlara bir şekilde iddialı giren orta sıralardaki ekiplerin rahat galibiyetler alması demek.

A grubunun son hafta maçları bunun en açık örneği. Racing Santander üçüncü girdiği haftada Manchester City gibi bir ekibi 3-1 yenmesine rağmen eleniyor. Bunun sebebi aynı hafta gruptan çıkmayı garantilemiş olan Twente'nin PSG'ye 4-0 mağlup olması. Bu duruma tuz biber eken bir başka etken ise genel averaj sistemi. Maçların tek ayak üzerinden oynanması zaten başlı başına bir eşitsizlik olmasının yanında bir de averaj sistemini etkiliyor. İhtiyacı olan takım karşısındakine acımıyor haliyle. Bizim ligimizde olsa UEFA Kupası kalecilerinin yarısı Zalad'la beraber anılacaktı muhtemelen.

Toparlayacak olursak 5 takımlı grup sisteminin feci halde çuvalladığını söylebiliriz. Bunun sebepleri;
  • 5 takımdan 3'ünün üst tura yükselmesi sebebiyle son maçlarda oluşan ciddiyetsizlik
  • Büyük liglerde yarışan takımların UEFA Kupasını 2. planda görmesi
  • Maçların tek ayak üzerinden oynanması, fikstürlerdeki adaletsizlik
  • Genel averaj sistemi
Avrupa Kupalarının kadim geleneği olan eleminasyon sisteminden endüstriyel futbolun getirisi olan Şampiyonlar Ligi sistemine geçiş sürecini kolaylaştırmak amacıyla ortaya atılmış bir fikirdi 5'li grup sistemi. Bu başarısız deneyim yerini alıştığımız 4'lü grup statüsüne bırakıyor seneye, ismi de UEFA Avrupa Ligi oluyor. Umarım bizim taklitçi federasyonumuz Türkiye Kupasına adapte ettikleri bu facia statüyü bir an önce değiştirir...

Ülke Puanımız #13

İlk yarı sonunda tablo bu. Aslına bakarsanız hiç fena değil ilk bakışta, bu sezon çok büyük ihtimalle son 5 yıldaki en iyi 2. performansımız olacak. Ancak resmi biraz daha büyüttüğümüzde kazın ayağının pek de öyle olmadığını görüyoruz.

Biz kendi standartlarımızda iyi bir sezon geçiriyor olabiliriz ama bu tip durumlarda standardı sizin değil rakiplerinizin performansı belirler. Ukrayna 3 takımla UEFA'dan devam edecek yoluna, bu da farkı arttıracakları anlamına geliyor. Gelecek seneler için rakip gördüğümüz Portekiz ve Hollanda'nın da üçer takımı var. Aşağı tarafa bakarsak 12. sırada bulunan Yunanistan'ın iki takımla yoluna devam ettiğini görüyoruz. Bu da ikinci yarının bizim için pek hayırlı geçmeyeceği anlamına geliyor. Galatasaray'ın tek başına bu puanları karşılaması gerek hatalarımızı telafi edebilmemiz için. Ekstra puan şansımızı da Metalist'in 80+ daki gollerine kurban verdik. Ahmet Çakar'ın deyimiyle geri dönülmez bir yola girdik diyebiliriz.

Dönüp dolaşıp aynı yere gelmekten sıkıldım ama söylemek gerek. Metalist Kharkiv hem Beşiktaş'ın alacağı muhtemel puanları bloke ederek, hem de Galatasaray'ı ikinciliğe iterek sırtımıza hançeri sapladı. UEFA Kupası 1.tur kuraları çekilirken Beşiktaş'a Metalist'in gelmesini, böylece Ukrayna'nın daha Ekim ayında iki takımla kalmasını istediğimi söylemiştim. Malesef olabilecek en berbat senaryo gerçekleşti. Şu anda 33 küsür puanda olan biz, 30lu puanlarda olan Ukrayna olacaktı normal şartlarda ama Metalist ezberimizi bozdu.

Takım puanlarını detaylıca değerlendirmiştim, bu konuda herhangi bir değişiklik yok. Eğer merak ediyorsanız bu konuda daha önce yazdığım yazılara bir göz atarsanız gerekli bilgilere erişebilirsiniz. Merak ettiğiniz başka detaylar varsa konuya bir yorum bırakmanız yeterli...
Related Posts with Thumbnails