Abdülkadir Kayalı'nın Ateşle İmtihanı

Abdülkadir Kayalı'yla ilgili detaylıca bir yazı yazmıştık geçtiğimiz ay. Yazının ardından transfer söylentilerinin ardı arkası kesilmedi; Chelsea'den Fenerbahçe'ye kadar. Türkiye içi transferlerin yapısı nedeniyle Abdülkadir'in Fenerbahçe'yi seçmesi sürpriz değildi elbette. Çünkü Chelsea ona daha fazla para vadetmiyordu, daha fazla forma şansı da verme niyetinde değildi. Oraya giderse çok daha fazla çalışmalı, kendini geliştirmeliydi. Karşılığını ise daha zor alacaktı. Daha önce yapılmayanı yapma şansı ayağına kadar gelmesine rağmen o da diğerlerinin seçtiği yolu seçip yerel bir yıldız olma yolunu seçti, şimdilik.

Abdülkadir'i değerli yapan 'efsane ümit milli' olarak adlandırılan Tuncay'lı, Kemal'li, Okan Koç'lu U21 milli takımından bile daha potansiyelli olarak görülen 90-91 jenerasyonunun oyun kurucusu ve kaptanı olması. Bu jenerasyonda Batuhan Karadeniz, Emre Çolak, Tunay Torun, Cem Sultan, Semih Kaya gibi 4-5 yılda bir görebileceğimiz potansiyelde oyuncular bir araya toplanmış durumda. Bu müthiş jenerasyonun lideri olmak elbette büyük bir referans. Ancak profosyonel lig seviyesinde kendisini ispatlamadan üç büyüklerden birine gelmesi forma şansı bulmasını oldukça zorlaştıracak bir unsur, bu da kredisini azaltacak doğal olarak. Ayrıca Fenerbahçe bir genç oyuncunun süre alması en zor olan kulüplerin başında gelir. Bunun aksini gösteren bir-iki örnek var elbette ama onlarınki ekstrem durumlardı. Tuncay Şanlı Fenerbahçe'ye geldiğinde Fenerbahçe tarihinin belki de en dip noktasındaydı. Tuncay'ın forma bulduğu ilk sezonu liderin 35 puan arkasında ligi tamamlamıştı Fenerbahçe, Tuncay'dan başka yararlı olan oyuncu pek gözükmediğinden yerini sağlamlaştırdı. Bana göre tek gözle görülür istisna Gökhan Gönül'dür, onun şansı da Önder Turacı'nın o dönemki formsuzluğu olmuştu.

Fenerbahçe açısından harika bir transfer diyebiliriz Abdülkadir Kayalı. Direkt olarak ona talip olmadılar, Gökhan Emreciksin'i ön planda tutup Abdülkadir'in görünenden çok daha fazla olan değerinin ortaya çıkmasını engellediler. Uygun bir maliyetle birisi nispeten daha hazır olmak üzere iki kaliteli oyuncuyu kadrolarına kattılar. Transferler için doğru zamanı bulmaktan bahsetmiştik dün, Fenerbahçe bunu çok iyi becerdi son transferde. Ülkedeki kısıtlı havuza ve 'çaresizce transfer yapacakları' imajına rağmen uçuk paralar harcamadan takviye yaptılar. Bu açıdan da oldukça değerliydi Fenerbahçe için bu transferler.

Abdülkadir için esas imtihan şimdi başlıyor. U17'de Maradona yakıştırması yapılan ancak üst düzeyde bir türlü beklenileni veremeyen çok oyuncu gördük Dünya futbolunda. Profosyonel kariyerine Fenerbahçe gibi zor bir başlangıç noktası seçti kendisine. Bunu kaldırabilecek mi, hep beraber göreceğiz. Takipteyiz Abdülkadir'i...

Bu Yazıyı Paylaş!

Bookmark and Share

3 yorum:

Temur dedi ki...

Kadıköy yerine örneğin Türkiye içinde Trabzon'a Ersun Yanal'ın yanına gitme durumu olsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

papaz dedi ki...

Trabzon'a gelse daha mutlu olurdum ben de ama kendi tuttuğu takım olan Fenerbahçe'yi tercih etmesi çok normal.

Ben kötümser değilim, çıplak gözle 4-5 kere izlediğim bir oyuncu Abdülkadir ve hem Fenerbahçe hem Türk futbolu için 2-3 yıl içinde çok önemli yerlere geleceğini düşünüyorum.

17 yaşında bu kadar göz önünde bir transferle gelmesi de güzel oldu. Çok iy bir aileden geliyor, konuşmasını bilen, aklı başında bir çocuk bu yüzden başarılı olacağına inancım var.

İnşallah Lion'un dediği gibi Cafercan, Ergin Keleş gibi altyapıda rekorlar kırıp profosyonel futbolda kaybolanlardan olmayacak.

apaç dedi ki...

sene başında 2 alt ankara takımına-özellikle de telekom'a- kiralık verilmesi gündemdeymiş. hakan kutlu kalsın, yararlanabilirim deyince olmamış.

muharrem uğur'undan, ilker yağcıoğlu'na hepsi 3 senesi var, tugay'dan çok daha iyi olucak diyorlar.

ilker yağcıoğlu'nu bilmem de muharrem uğur diyorsa doğrudur.

şimdilik epey akıllıca bir iş gibi gözüküyor.

tebrik etmeli.

Related Posts with Thumbnails